di. Hadise başlangıçta, İstanbul Em- niyet Müdürlüğü 2. Şubeye bağlı Ka- yıp Masası tarafından takip edilme- ye başlandı. Polisin araştırmaları devam ederken, baba Özakar ile bir- likte ağabeysi Sabri Özakar ve diğer Özakarlar da araştırmalarını derin- leştirmeye koyuldular. Bu arada Se- lâhattin Özakar, İstanbul Radyosu- na da başvurdu ve kızının kayboldu- gunun ve bulana mükafat vaadetti- ğinin, radyo vasıtasiyle duyurulma- sini istedi. Parlayan kıvılcım Fakat la Özakarın kayboluşu ile ilgili hadise, ancak bir ihbarla ciddi "olda gelişti. Gerçi, hadise umu- fkarın samimi malı olunca Öza- karlara ve polise hadise ile ilgili pek çok ihbar yapılmaktaydı. Ama Nuri Değerlinin ihbarına her nedense po- lisçe pek itibar edildi. Muhbir, bir inşaat kontrolörüydü. Değerli, ilk iş olarak Mecidiyeköy karakoluna başvurdu ve gazetelere intikal eden Aylanın kayboluşuyla ( ilgili vakaya dair bir ip ucu verdi. Nuri Değerlinin ifadesine göre Ayla Ankarada Ga- rajlarda görülmüştü. dan sonra Aylanın yanında bulunan- ları da tarif ederek Mecidiyeköy Ka- rakolunda "patetik" bir hava yarat- tı. Aylânın yanında 30 yaşında bir kadın ve 50 yaşlarında bir erkek bu- lunmaktaydı. Üstelik kadınla erkek pek heyecanlıydılar. (Erkek kadını Adanaya gitmeğe iknaa çalışıyordu. Değerli bu arada: — Yanlarındaki küçük çocuğun yabancı tavırları (odikkatimi çekti" dedi. İşte bu ihbar polis için çaresizlik içinde ümit (kıvılcımı oldu ve tah- kikat o İstikamete tevcih edildi. Fa- kat netice gene beklenen şekilde ol- madı. Arama tarama İhbar neticesiz çıkınca, haftanın or- tasında polis çocuğun öldürülmüş olması ihtimali üzerinde durdu ve a- ramalar o istikamette başladı. Ci- vardaki kuyular tekrar tekrar ta- randı. Bu arada yabancı memleket- lerdeki medyumlarla da temas edil- di. Doğrusu istenirse Aylânın kay- bolma işine artık rüfailer karışacak- tı. Polis çaresiz kalınca Özakar aile- si başlarını daha büyük taşlara vur- mağı denedi. İşte Özakarlarm İçiş- leri Bakanı Ahmet Topaloğlu ile te- masları bu sıralara rastlamıştır. Bağrıyanık baba Selâhattin Özakar. İstanbula gelen İçişleri Bakanı Ah- med Topaloğlunu Vilâyetin önünde yakalıyarak, kızının bulunmasını is- tedi, İçişleri Bakanı Topaloğlu, Ay- AKİS, 18 ARALIK 1961 lânın bulunacağını, bağrıyanık ba- baya vaad etti. Topaloğlunun bu va- adi. Ayla meselesi ile o zamana ka- dar meşgul olan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kayıplar Masası me- murlarının yanısıra, İkinci Şube Ci- nayet Masasının güzde elemanların- dan kurulu yeni bir ekibin teşkil e- dildiği günlere tesadüf etmektedir, çişleri Bakanının İstanbul Emniyet Müdürlüğünde yaptığı toplantılar- dan sonra, İkinci Şubede, Cinayet Masası Komiserlerinden İsmail Sar- sılmazın başkanlığında, Komiser Ma- cit Esmer, Komiser Muavini Emin Güreşçi ve polis Hasan Birbenden müteşekkil bir, "Aylayı Arama Eki- bi" teşkil edilmiştir. Kayıplar Ma- sası memurlarından görevi devralan Ekibi", işe baştan “"Aylayı Arama ZABITA ğunu görünce, yeniden Selâhattin Ö- zakara gelen 500'e yakın ihbar ve tehdit mektuplarının üzerine eğil- mişlerdir. Muhitteki bas kimseler tekrar sorguya çekilmiştir. (o Bunla- rın arasında, Ayla Özakarın o gün, bisküvi almak üzere evden çıkıp git- tiği bakkal Hasan Basri de vardır. Hasan Basri, Aylayı o gün hiç gör- mediğini söylemekte ısrar etmiş ve eski ifadesini tekrarlamıştır. Polis ülgililerinden biri, içinde bu- lundukları umutsu d u AKİS uhabirine şöyle ifade etmiştir: — Kardeşim, eğer Ayla cinaye- te kurban gitti dersek, o zaman bize cesedi nerede, diye soruyorlar. Yok, eğer cinayet değil desek, öyleyse, ni- çin Aylayı bulmuyorsunuz diye so- ruyorlar.." Aylanın kaybolduğu andaki vaziyer: I— S, Özkar'ın dairesi, kondan, Aylayı son defa gören kadının (partman, 4— Ayla*nın son görüldüğü yer, 5 Baba.Oğul, 7— Klinik. apartman ve Ofis hanesi. »*— Aylâ'nın gitmekte olduğu bakkal, IV— Benzinci. ? — Bal durduğu yer, 3—Komşu a :— Aylâ'yı son gören 9— Blok* II — Nöbet kulübesi. 12- Jandarma karakolu. 13— Kültür Koleji. Aylanın kaybolduğa başlamıştır. Emniyet Müdürlüğünün arşivindeki eski dosyalar indirilmiş ve şimdiye kadar vuku bulan çocuk kaçırma vakaları birer birer incele- nerek, bu vakalardan sabıkalı olan- lar üzerinde durulmuş, bazı şahıslar takip edilmiştir. Aylanın bir vampir. bir sadist veya bir deli tarafından kaçırılmış olması ihtimali de, "Ay- layı Arama Ekibi"ni bu mesele üze- rinde durmaya sevketmiştir. Ayla- nın ee 9 Ekim 1981 günü ve ondan daha önce Bakırköy Akıl Has- Sahane iii ii Hastahane Selâhat- tin Özakarın evine uzak değildir- ka- çan veya taburcu edilen ruh ve akıl hastalarının bulunup (o bulunmadığı, urumları da ele alınmışlar. Cinayet Masasının "Aylayı Arama Ekibi"ni teşkil eden memurları, bütün araş- tırmalarının sonucunun bir hiç oldu- yerin şeması u anda, bütün Türkiyede her ev- de konuşulan bir konu Aylanın kay- olması hadisesidir. Bütün temenni- ler ise, talihsiz küçük kızın bir an ön- ce ailesine işe el ik mari EN ir. Gerçi işe arın takım sahtekârlara * ananı işin patetik tarafına zaaf vermemiş de- ğildir ama, Özakar ailesinin ıstırabı- nın ortada bulunması bunu telafi et- mektedir. Toplumun bu vesileyle asıl öğren- diği dondurucu gerçek yılda 850 ço- cuğun sâdece İstanbulda kayboldu- Özakar ailesinin kızı olması sayesin- de Aylânın üzerine eğilinmesi, top- luma en, büyük faydalardan birini sağlamış, herkese ayağım denk al- ması lüzumunu öğretmiştir. 19