Biliyor muydunuz? ÇEKOSLOVAKYAYA DAVET EDİLMİŞ OLAN Suna Korad 7, 10 ve 14 Aralık tarihlerinde, sırasıyla, Ust, Prag ve Bratislava operalarında başarılı temsiller e. Verdi'nin "La Traviata” operasında Violetta rolünü İtalyanca söyleyen Devler Operası sopranosu, Çek seyircileri üzerinde büyük bir ilgi ve takdir uyandırmıştır. REFİK ERDURANIN 'CENGİZ HANIN BİSİKLETİ" adlı telif piye- sinin Devler sahnelerindeki ilk temsili 19 Aralık akşamı İzmir Tiyatrosunda verilmiştir. Bu münasebetle Genel Mü- dür Cüneyt Gökçer uçakla İzmire giderek ilk temsilde ha- zar bulunmuştur. Eser yakında Ankaraya getirilecek ve "Sokak Kızı İrma" temsilleri biter bitmez Küçük Tiyat- roda oynanmıya başlıyacaktır. ORHAN ASENANIN ANKARA TEMSİLLERİ sona ermiş olan "Ko- caoğlan” piyesi, pek yakında, İstanbula götürülecek ve Küçük Sahnede oynanacaktır. İki hafta süreceği tahmin edilen bu temsiller İstanbullulara Şeref Gürsoyu en başa- rılı rollerinden birinde görmek firsatını verecektir DEVLET TİYATROSUNDA YENİ BİR telif piyesin pa baş- lanılmıştır. Bu eser, Devlet Tiyatrosunun en genç rejisörü Ergin Orbeyin Fakir Baykurtun "Yılanların Öcü" roma- nından aynı adla çıkardığı üç perdelik bir oyundur. Sah- neye Ergin Orbeyin bizzat koyacağı eserin dekorlarını Turgut Zaim çizecek, bellibaşlı rollerini de Ekmel Hürol, Hepşen Akar, Beyhan Hürol, Faize Özbolhan, Nuri Gök- seven, Ahmet Demirel, Nurşen Özkul, İlyas Avcı ve Sa- vaş Başar oynıyacaklardır. "Yılanların Öcü"nün hangi ti- yatroda sahneye konulacağı henüz belli değildir. ŞEHİR TİYATROSU "SİNEKLER"İN temsiline başla- mıştır. Jean - Paul Sartre'in bu tanınmış piyesini Asude Zeybekoğlu türkçeye çevirmiş, Beklan Algan sahneye koy- muştur. Bellibaşlı rollerini Mahmut Moral, Beklan Algan, Avni Dilligil, Ayla Algan, Samiye Hün ve Mücap Ofluoğ- lu oynamaktadırlar. GEÇEN MEVSİM İSTANBULDA FAALİYETE geçmiş olan Bulvar Tiyatrosu "Leyleğin Ömrü" komedisiyle yeni mevsim tem sillerine başlamıştır. Melih Vassafla Muhip Dibeklinin Cla- ude Magnier'nin "Blaise" adlı eserinden adapte ettikleri oyunda bellibaşlı rolleri Münir Özkul, Sadettin Erbil, Su- na Selen, Sunay Uslu, Birbahar Kerigan ve Birsen Me- nekşeli oynamaktadırlar. SİTE TİYATROSUNDAKİ ULVİ URAZ Topluluğu Labiche'in "Para İsteme Benden” komedisiyle ikinci eserini temsile başla- mıştır. Sabahattin Eyuboğlunun türkçeye çevirdiği, ve Ul- vi Uraz topluluğunun geçen yaz mevsiminde repertuva- rına alarak ği koyduğu bu güzel komedi geniş bir il- gi görmekte 1969 BREGENZ PESTİVA İLİNDE, CONSTANCE gölü kıyısındaki açıkhava tiyatrosunda, ünlü besteci Robert Stol'un "Rü- ya Adası” -"Trauminsel*- adlı yeni opereti su üzerinde sahneye "konulacaktır. Dünya prömiyeri olarak temsil edi- lecek eseri Burgtehater'in eski Genel Müdürü Adolf Rot sahneye koyacaktır. "DON JUAN" ADLI ESERİ YAKINDA Büyük Tiyatroda sahneye konulacak İsviçreli yazar Max Frisch'in "Andorra" isimli yeni piyesi önümüzdeki Mart ayında, Viyanada, Volksihe- ater'de sahneye konulacaktır. DEVLET TİYATROSU ALTINDAĞ MAHALLESİNDE bir halk tiyat- u açmak için teşebbüse geçmiştir. Altındağlıları, bin- lerce nüsha bastırılıp dağıtılan bir açık mektupla bu te- şebbüsünden haberdar eden Genel Müdür Cüneyt Gökçer, Ankaranın bu ilk semt tiyatrosu için Amerikan hüküme- tinin evvelce, kapalı okul spor salonları yapılmak üzere Türkiyeye hediye ettiği tipte büyük barakalardan fayda- lanmayı düşünmektedir. İSTANBUL İstanbul “Gong” Tiyatrosu Pekcan Koşarla Lâle Belkis İstan- bula yeni bir Oda Tiyatrosu ka- zandırdılar. "Gong Tiyatrosu" adını verdikleri Obu tiyatro (Beyoğlunda, yanan eski Oda Tiyatrosunun karsı sırasındadır. Şirin fuayyesi, yüz kü- sur kişilik temiz salonu, kutu gibi sahnesiyle derli toplu, cici bir tiyat- ro Gong Tiyatrosu, ilk eser olarak, denenmiş bir komediyi oynuyor: Şimdi Ankarada, Küçük Tiyatroda, tekrarlanmakta olan "İkiz Kardeşim David"i. Gönül isterdi ki böyle bir oda tiyatrosunun o sunacağı eserler, Öteki tiyatroların (o oynadıklarından farklı şeyler olsun. Hele Pekcan Ko- şar, Lale Belkis ve Seden Kızıltunç gibi, herşeyi oynayabilecek üç büyük kaabiliyet aynı dro içinde elele vermiş olduklarına göre... Ama işin önemli tarafı, bir avuç inançlı genç tiyatrocunun böyle bir tiyatro, böyle bir topluluk kurmuş, çalışmaya da başlamış olmalarıdır. Üst tarafı ken- diliğinden gelecek ve her topluluk gi- bi Gong Tiyatrosu da sanat yolunu bulmakta gecikmiyecektir. Sahnedeki oyun Pekcan Koşarın sahneye koyduğu "İkiz Kardeşim David", ilk ba- şarılarını Küçük Sahnede, eski Oda ve Altı tiyatrolarında aktör olarak elde etmiş olan bu sevimli sanatçıda kaabiliyetli bir rejisör kişiliğinin de gizlendiğini belli ediyor. O daracık sahnede bu hareketli ve değişik me- kânlı komediye verdiği canlılık, sı- caklık, Oo gerçekleştirdiği (o simültane dekor düzeni, sonra oyunun bütünü- ne kazandırdığı ahenkli kıvraklık her bakımdan takdire değer. Pekcan Koşar "ikiz" hüviyetli Julien'i de öl- çülü bir Kompoziyonla ve sevimli bir oyunla canlandır Lâle Belkise gelince, cazip fiziği ile Türk sahnesine yeni bir estetik getirmekle kalmıyor, şimdi çok ge- lişmiş olan sahne kaabiliyetiyle, mo- dern komediler için biçilmiş bir kaf- liği, spontane'liği ve esrarlı bir ta- rafı da olan değişik o özellikleriyle temsil edebilen bu cevherli sanatçı- nın, pek güzel oynadığı Julien'in sa- dık ve müşfik karısı Elsa'dan başka, oynıyacağı daha nice roller var... Julien'in genç kaynanası Edith'e -alaturka “çaçaron"luğa düşürülme- si pek kolay olan bu role. Batılı bir üslüb içinde kişiliğini ve gerçekliği- ni kazandıran Seden Kızıltunç için de aynı şeyler düşünülebilir. Ölçülü oyunu bu tip roller için birçok ünlü meslekdaşlarına (oörnek diye göste- AKİS, 18 ARALIK 1961