Röportaj Salim Başol Bundan sadece üç ay kadar evvel bir isim ağızlarda, kalemlerde ve manşetlerdeydi: Salim Başol Seçimlerden bu yana Salim Başol adın- dan kendisine hücum vesilesi haricinde pek bahsedilmez oldu. halkın alâkası eksilmedi. Fakat Yüksek Adalet Divanının âdil, otoriter ve esprili Başkanının ne yap- tığı, vaktini nasıl geçirdiği bir merak konusudur. Bu merakı gidermek içindir ki bitirdiğimi» haftanın sonunda bir AKİS muhabiri Başolu evin- de ziyaret etti. Küçük ve mütevazı döşenmiş bir salondu. Bej rengi örtülerin muhafaza ettiği iki kübik kanepe ve iki küçük koltukla, üzerinde koyu renk örtüler bulunan bir somye salonun süsleriydi. Yerde gene hayli yaşlı bir ha- lı vardı. Avizeden dökülen sarı, temiz bir ışık, kapının tam yanındaki koltukta oturmakta olan kara yağız adamın yüzünde parıltılar bırakıyordu. Favorileri uzun- ca bırakılmış erkek çehreli adam konuştu: “— İşte, bizim hayatımızı görüyorsunuz. Hiç de le eee bir fevkaladeliği yok. Üstelik, tanışmak üzere; Sonra eliyle, tam karşıdaki maun kaplama gard- robun üzerini işaret etti. Gardrobun üzerinde üç - dürt tane kübik sehpa, taşınmaya hazır, bekliyordu. Zaten, Kızılırmak caddesinin hemen sağına düşen Sema apart- umaralı dairesinde ilk göze batan şey, bir derlenip toplanma, bir taşınma hazırlığıydı. Bu mütevazi daire, bir yıldan çok bir zamandan be- ri Yüksek Adalet Divanının, bir zamanlar pek meşhur Başkam Salim Başol tarafından işgal edilmektedir. A- ma şimdi Başolların evinde gi olr amLAy bir hare- ket dikkati çekmektedir. Mediha Başol uzun zamandan- beri aradığı evi bulmuştur ve Başollar taşınma hazırlı- ğını hızlandırmışlardır. İşte bitirdiğimiz haftann (sonlarında birgün, bir AKİS muhabiri, İhtilalin 1 numaralı' hakimini bu dekor içinde buldu. Salim Başol koyu renk bir elbise giymişti. Sol elinde tuttuğu zarif siyah tespihini çekerek söze başladığında, A bir gün daha bitmek üzereydi. Başol konuşmasına devam ği "— Kararlar tefhim edildikten sonra bizim işimiz ve ni izinler Eri geldi." rek ilâve e trade bu kadar dinlenme de bize çok görül- e bir eziklik, bir üzüntü ii Bakış- larım bir. oktay teksif ederek konuştu. Şimdi hatıralarımı yazmayı düşünüyorum. nüz başlamış değilim, a ama başlayacağım. Hele Şu ev ye ni bir halledelim... Yüksek Adalet Divanı Başkanı ve ri Saa- tinin ilgi merkezi Başol, tasavvurlarını özetledi. Hatı- ralarım iki kısımda toplayacaktı. İlk kasım, kendisine kararlardan önce ve sonra gelen mektupları ihtiva ede- cekti. İkinci kısım ise, Başolun 27 Mayıs ihtilâline ait müşahedelerini bir araya getiren kısım olacaktı. Mu- hatabı sordu: 10 — Herhalde çok ilginç bir seri olacak.." Başol cevap vermedi, sâdece gülümsedi. Boşlukta bir adam Kızılırmak caddesindeki Sema apartmanının 8 numa- ralı dairesinde ikamet etmekte olan bu, favorileri ve kendine has sesiyle herkesin pek iyi tanıdığı İhtilâl HI i, tam üç küsur aydır kendi âleminde ve son de- rece mütevazi bir bayat yaşamaktadır. Hergün erken- den kalkmak, traş olmak, hareketsiz geçen günlerin verdiği kiloları ini için jimnastik yapmak, eline bir kitap alıp okumak... İşte Yüksek Adalet Diva- nının, O insanüstü. çalışmasıyla dillere destan Başkanı- nın günlük meşgaleleri bunlardır. Başol hergün munta- zaman, çok evvelden edindiği bir itiyadını tekrarlamak- tadır. Bu, Bulvarda bir aşağı bir yukarı yürümektir. Bazan Çankayaya kadar nır ve Çankaya sırtla- rından şehri seyrettikten sonra yürüyerek aşağı iner. öğleleri Başollar hafif yemek itiyadında oldukları için, Başol geldiğinde sofrayı hazır bulur. Yemek faslı, kah- ve faslı, okuma faslı derken, Başol bir de bahar ki ak- şam olmuştur. Başol, içindeki ezikliği, boşlukta olma- nın verdiği ıstırabı susturmayı başarabilen nadir insan- lardandır. Yassıadanın o meşhur, Jimnastikhaneden bozma duruşma salonundan sonra Başol için en rahat yer, aile yuvası olmuştur. Bu yüzden, nice cazip teklif- leri sâdece tebessümle savuşturmasını bilmiştir. Fakat Başollar için derdin büyüğü, bundan bir ay kadar evvel ortaya çıktı. Başollara Saraçoğlu mahal- lesinde bir daire tahsis edildi. Doğrusu Başollar buna pek sevindiler. Böylece, hem kendilerine iyiniyetin en güzel misalini veren ev sahiplerine Sema apartmanının 8 numaralı dairesini terkedecekler, hem de gönüllerince bir eve Mei olacaklardı. Saraçoğlu mahallesinde G.M.C. Fahri Özdilekin eşyalarını taşırlarken, Ba- yan ei yeni evinin temizliğiyle meşgul oluyordu. Her taraf pırıl pırıl yapıldı. Ne var ki işler pek nm gitmedi. Bunu Salim Başol şöyle izah etmekte "— Bir de baktık ki, bizim bekâr oğlimmzei bir kooperatifte hissesi var diye bize evi vermekten vaz- geçmişler. Tabii, ne diyebilirdik? Acıdığım, bizim ha- nımın emekleri oldu. Keşke evvelden bir beyanname fi- lan er Biz de ümitlenmezdik... undan sonra Başollar gene ev arama derdine düş- ay Bu sebeple Salim Başol, bir kaç haftadır erinde pek yalnızdır. Üstelik bir gripal rahatsızlık, Bulvara AKİS, 18 ARALIK 1961