- Bize Düşen Jale CANDAN 5 Aralık salı günü, türk kadınının siyasi haklarına kavuşmasının 27. yıl- dönümünü kutlıyacağız. Bu, toplumumuz için hakikaten mutlu ve önemli bir gündür. Sayın İsmet İnönünün, Dördüncü Türkiye Büyük Mil- let Meclisinin 5 Aralık 1934 tarihli oturumunda söylediği gibi, kadının haklarından mahrum bırakıldığı bir toplum, kötürüm bir toplumdur ve geri kalmaya dalma mahkümdur. Yarı uzvu çalışmayan bir vücut elbette ki vazifelerini yapamayacaktır. Siyasi haklara gelince bu, birçok kımlardan ileri telâkki edebileceğimiz toplamlarda kadın hakla- rının en son merhalesi olarak kabul edilmiştir. Toplumsal ve kül- türel hakların bir toplumda siyasi haklardan evvel geldiği ve siyasi hak- lardan istifade edebilmek için toplumsal ve kültürel hakların bu top- lumda yerleşmiş bulunmasının şart olduğu nasıl bir hakikatse, bizim gibi kültürel seviyesi çok farklı bir toplumda siyasi hakların diğer haltla rın yayılmasına ve tatbik edilmesine yardımcı olacağı da gene açık bir hakikattir. Çünkü siyasi hakka sahip olan kadın, memlekette söz sahibi bir kişidir.. Eğer kadının diğer haklarında veya bunların tatbikinde ge- dikler varsa, siyasi hakkına sahip oluşu, bunlar için mücadeleyi çok ko- laylaştıracaktır. Yeter ki bu haklardan tam mânasile istifade edebilen, mesuliyetli mevkilere seçilip getirilen kadınlarımız, bu haklarından istifa- de edemiyenlere yardımcı olsunlar. Bugün büyük şehirlerimizde kadın her türlü hakkını en faydalı bir şekilde kullanırken, küçük şehir ve kasa- balarımızda, köylerimizde hattâ büyük şehirlerin çok yakınındaki işçi mahallerinde bu hakların bazıları ancak ismen vardır. Bu, muhakkak ki çabuk halledilebilir, çok basit bir mesele değildir. Bunda memleketimizde- ki okur-yazar nispetinin azlığı ve bilgisizlik kadar iktisadi faktörler, sos- yal problemler rol oynar. Türk kadını bugün bu topraklar üzerinde bütün medeni haklarına, insan haklarına sahiptir. Bugün bize düşen iş, bu hak- lar üzerinde çalışarak, onları daha işler bi hale getirmektir. Kadının yükselmesi için aile problemleri en başta ele alınmalı, çocuk, anne, çalı- şan kadın, ev kadınlığı konusundaki birçok gedikler kapatılmaya çalışıl- malıdır. Bu sosyal ve iktisadi dâvaları birçok kuzey memleketleri sigor- talarla, ek kanunlarla, eğitimle teminat altına almışlar ve aile müesse- sesine dayanan toplumu, aileyi koruyarak, yükseltme yoluna gitmiş- lerdir. toplumlarda, hattâ birçok ba- Memleketteki siyasi havanın bandan sonra küçük, fakat verimli çalış- malara imkân vereceğine inanmak, zannedersem hepimizin ümididir. Çünkü küçük dâvalar, ekseri büyüklerin temelidir. Bugün bize düşen de, bu temele harç koymaktan ibarettir. siyasi hayata atılmıştır. Bitirdiğimiz hafta içinde bir AKİS muhabiri.is- mini Türkiye B. M. Meclisi zabıt- larından buldu ve kendisini Etlikteki tek katlı şık o villâsında, bir sabah vakti, ev işi yaparken yakaladı. Nice savaşlardan sonra Siabiha Erbay konuşmasına şu söz- li devam etti: — İlk devrede beş kadın mebus- tuk. Sonradan ara seçimlerle onyedi Kişi olduk. Meclise ilk girdiğimiz gü- nü unutamam. Çok heyecanlı idik. Mahcup olmamak ve bizi seçenleri de, Türk kadınını da mahcup etme- mek için pek çok çalışırdık. Beni i- van Kâtibi olarak seçmişlerdi. Üye- si bulunduğum İnhisar ve Gümrük Encümeninde bir rapor üzerinde al- tı ay gece gündüz çalıştığımı hatırlı- 26 yorum. Raportörümüz Suat Hayri Ürgüplü beydi. Bütün arkadaşlar aynı titizlikle (o çalışırdık. Aramızda köyden gelen bir arkadaşımız, Satı Kadın vardı. Satı Kadın gayet bü- yük bir ev tutmuştu. Köylülerini bu misafir eder, onların işlerini istifadeli olmuştur. siyasi hakka kavuşması elbette ki yalnızca mebus olabilmesi bakımın- ir. O tarihten diyelerde, Meclis-i lıştılar ve memlekete hizmet etmek fırsatını obuldular. Türk Kadınının, ötedenberi canla başla bağlı bulunduğu memleket me- selelerinde söz sahibi olabilmesi, se- çilmek kadar seçmek o hakkına da sahip olması, bence memleketimizin aştığı önemli, bir merhaledir.", Sabiha Erbay bugün siyasetle faal olarak meşgul (o değildir. Ama tabii, her Türk kadını gibi memleket EEE yakından ilgilenmek- tedir. İkinci kadın konuşuyor Şehime Yunus da Atatürklün tanı» dığı, görüştüğü aydın Türk ka- dınlarından biridir. Kendisi, lında milletvekili Millet devre üstüste İzmiri temsil etmiştir. AKİS muha- biri, yine bitirdiğimiz ohafta içinde ir gün, Kavaklıderede, Özdemir caddesindeki temiz ve titiz evinin kapısını çaldığı anda o, sabah gaze- telerini gözden o geçirmekle meşgul- dü. Üzerinde şık bir yün takım var- dı. Şehime Yunus bir süre gazeteci- yi dinledi, sonra çok canlı, ateşli bir sesle anlatmaya başladı: "— Ben Atatürkü Milli Mücade- le yıllarının sonunda Adapazarında tanıdım. O zaman büyük harekâta hazırlanıyordu. oBen ise bir orta mektebi tanzime memur edilmiştim. söylemişti. Çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Çünkü o zaman İzmir henüz işgal altında idi. Fakat Atatürk neticeden emindi. İzmirin kurtuluşundan o birkaç gün sonra hakikaten İzmir Kız Sultani- yesine tâyinim geldi. Ben de hemen yola çıktım. Birkaç gün sonra da, okul için talimat almak üzere Anka- raya hareket İ Atatürkü Atatürk çok neşeliydi. Ben ayrılır- AKİS, 4 ARALIK 1916