YURTTA OLUP BİTENLER mahkemeye sevketti. Sivil mahkeme ise Sendika Başkanım serbest bırak- tı. Böylece Motörlü Taşıt | İşçileri Sendikası Başkam, tam 40 saat ne- zarette kalmış oluyordu. Bu olaydan 'sonra sokağa dökül- me meselesi daha fazla rağbet gör- dü ve sessiz yürüyüş, dâvaların hal- linde zerre kadar rol oynamıyacağı biline biline hazırlandı. İzmirli işçiler.. Geçen hafta içindeki v sessiz işçi yürüyüşleri, (o örneğin İzmirden aldı. İzmirde daha geniş, daha orga- nize ve daha tesirli olduğu kanısı- na -tabii sâdece kendilerince- varı- lan bir sessiz yürüyüş tertip edildi. O gün, İzmir İşçi Sendikaları Birliği binasının geniş salonunda za- yıf, uzun boylu, palabıyıklı bir adam ayağındaki oayakkabıları (çıkarmış. . çoraplarını çıkarmağa Oo hazırlanıyor ve bir taraftan kendisini seyredenle- re laf yetiştiriyordu: ". Yürüyüşümüzün asıl ri arasında Çalışma Bakanlığını da protesto vardı. Ama yeni Hüküme- tin çok genç ve pek sevdiğimiz Ça- lışma Bakanı Eceviti işinin başlan- gıcında kırmak istemiyoruz. Şimdi- lik, sâdece Yüksek Hakem Kurulunu protesto edeceğiz.." Palabıyıklı zat, Birliğin Başkanı Burhanettin Asutaydı. Ayakkabıla- rıyla çoraplarını pek az sonra başlı- yacak sessiz yürüyüşe katılmak üze- re çıkarıyordu. İzmirli işçiler yürü- yüşü biraz daha revnaklandırmak için yalınayak yürümeyi göze almış- lardı. Üstelik işçi ailelerinden bü- yük bir çoğunluk, oçolukla çocukla yürüyüşe katılacaktı. gayele Protesto mahiyetinde yapılan yü- rüyüş, Yüksek Hakem Kurulundan bir türlü sonuçlanmıyan (dosyalarla ilgiliydi. İzmirde şimdiye kadar açı- lan iş uyuşmazlığı ile alâkalı dâva- ların denilebilir ki 96 85'i işçiler le- hine sonuçlanmıştı. - Ancak Yüksek Hakem Kuruluna giden dosyalar ha- lâ dönmemiş işçiler lehindeki karar- ların faydası sağlanmamıştı. Sebep. patronların Yüksek Hakem Kurulu- na yaptıkları ve kanuni hakları ol- duğundan kimsenin şüphesi bulunmı- yan itirazlarıydı. Hakem Kurulunun uyuşukluğu, işçi Oo temsilcilerini ra- hatsız ediyor, kazanılacak bir dâva- sın emsâl teşkil etmesi yönünden is- ticale sebebiyet veriyordu. Ancak bu arada, sendikalarda Patron - İşçi edebiyatı bir hayli alıp yürümüş, dile pelesenk olan ekono- mik güçlüklerin, bunlar karşılığında geçim zorluğu hikâyelerinin bini bir paraya olmuştu 12 Saat 14 sıralarında önde Ata- türkün büyük bir portresini taşıyan iki işçinin bulunduğu kortej Birlik binasından yola çıktı. Ayakları çıp- laktı. Ellerinde muhtelif dövizler vardı. iba- releri yazılı döviz diğerlerine naza- ran daha iri, daha gösterişliydi. Pek çok işçi şapkalarının kenarına "Zam" ibaresi yazılı kâğıtlar iliştirmişlerdi. Onbine yakın işçi ve işçi ailesinin katıldığı (oOyürüyüş son derece sukü- netle başladı. Aile reislerini tâkip e- den kadınlar takunyalıydı ve yürü- yüşün tek sesi Ml çıkar- dığı monoton tıkırtıla Gerçi yürüyüşe mâni önek için işverenler oldukça büyük gayret sar- fetmişlerdi Ama, cumartesi öğleden se tarafından alkışlandı. Atatürk a- . Sonuç şuydu: guk algınlığından ateşleri miş, yüze yakın işçi de esaslı nezleye yakalanmıştı. Karşılıklı tahammül Bütün hafta boyunca devam eden e süratle moda haline gelen gös- teriler karşısında, Başbakan İsmet İ- nönü bir konuşmasında. Hükümetin nasıl vaziyet alacağını ifade etti. İ- nönü: — Bir hükümet olmayınca, der hal anarşi başlıyor. Çocuklar bakan- kalkışıyor, lıkları işgale her teşek- Talep yarışı sonra mesai yapılacağı haberi bir çok işçiyi yolundan çevirmemiş, Kemer- altı caddesini 10 bine yakın emekçi kaplamıştı. Konak meydanında bir iki daki- kalık oduraklamadan sonra. o Bölge Çalışma Müdürlüğüne odoğru yöne- lindi. İşçi kitlesini burada büyük bir sürpriz bekliyordu. Bölge Çalışma Müdürlüğünde bir tek insan yoktu Kapılar duvar, pencereler sıkı sıkı- ya kapatılmıştı. Ancak, devlet dai relerinin ocumartesi öğleden sonra çalışmadığını hesaplamıyan yürüyü- şün organizatörleri bir hayli üzüldü- er. Yürüyüş İzmirde ilgi topladı, kor- tej, geçtiği yol boyunca pek çok kim kül gösteri yürüyüşüne kalkıyor. Bu, memlekette bir sosyal mesele bulun- duğunun delilidir. Bu meseleye karşı çıkmanın ilk şartı. ise, önce hüküme- tin kurulmasıdır..' " dedi. Hükümet kurulduktan sonra mev- cut meselelerin oüzerine eğilinecek- tir. Ama bunlar, bir günde halledile- cek isle olmadığından ve bir çoğu memleketin bünyevi rahatsızlıkla- rıyla alakalı bulunduğundan her şey hemen sükünet bulmayacaktır Üs- telik, çeşitli sendika başkanlar da, başka sendika başkanlarından geri kalmadıklarını o taraftarlarına (gös- termek için bu neviden /eşebbüslere girişeceklerdir. - Hükümetin kararı, bu sösterilerin delalet ettiği mânayı AKİS, 4 ARALIK 1916