4 Aralık 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

4 Aralık 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KA D Ankara Bir kadın konuşuyor (Kapaktaki o yıldönümü) ih E , karşısındaki gaze- teciye gülümsedi ve sâkin, mutlu bir sesle konuşmağa başladı: "— Galiba epeyce sene oldu. E- peyce sene oldu, fakat hatıralar da- ha dün gibi yeni ve canlı.. Atatürk, yanında Fevzi Çakmak Paşa olduğu halde o gün İzmir Kız Öğretmen O- kulunu ziyarete gelmişti. Ben o a rihte okulun müdürü idim. Biz günkü meşguliyetleri ll “ok ısa bir ziyaret yapacaklarım bil- dirmişlerdi. Fakat unırlanın önünden geçerken bir tanesine girdik.'Bu o- lay,Atatürkün okulumuzda saatler- ce kalmasına vesile oldu. Girdiğimiz sınıfta felsefeci (o Nezahat öğretmen seçim konusu üzerinde ders veriyor- du. Öğrenciler olsun, Nezahat öğret- men olsun Atatürkü görünce bir hay- li heyecanlanmışlardı. Fakat onu bü- yük bir saygıyla karşıladıktan sonra, hemen hiç vakit kaybedilmeden aynı heyecanla derse devam edilmişti. Ne- zahat öğretmen mesleğine çok düş- kün bir arkadaştı ve her ne olursa olsun ders saatinin bir saniyesini boş geçirmek istemezdi. O kadar güzel konuşuyordu ki, Mustafa Kemal bu nür şekilde memnun etmişti. Ders bi- tince, öğretmenlerle konuşmak iste- Şehime Yunus Tatlı hatıralar AKİS, 4 ARALIK 1916 I N diğini söyledi. Hep beraber muallim- ler odasında oturduk ve saatlerce ko- nuştuk. Atatürk dönüp dolaşıp hep aynı konuya geliyordu: Seçim ve ka- dının siyasi hakları!.. Aklında birşey- ler olduğu belliydi. Ama, o daha zi- yade hanımları konuşturup dinleme- yi tercih ediyor, onlara sualler tevcih ediyor, âni geçişler yaparak, bazen de onları şaşırtıyor ve samimi düşün- celerini öğrenmeye çalışıyordu. oHa- nımların siyasi haklar konusuna ha- raretle taraftar olduklarını görünce çok İŞİ. Buna rağmen ortaya bir fikir a '— Man ki kadınlar siyasi haklarını istiyorlar, birgün onların da askere gitmeleri elbet bahis ko- nusu olabilir. Hanımlar biraz şaşırmışlardı. İş- te tam bu sırada rahmetli oVedide Baha Pars ortaya atıldı ve heyecanlı, samimi bir sesle: "— Peki ama, Paşam, ya harp olursa?" deyiverdi. Atatürk gülüyordu. Hepimiz gü- lüyorduk. Fakat gösterdiğimiz bu küçük zaaf, Mustafa Kemalin, kadı- nın siyasi hakları okonusundaki ta- üzerinde bir Dördüncü Türkiye Büyük Meclisinde Türk kar- dım en güzel ve en haklı bir hakkı- na, siyasi hakkına kavuştu." 27 yıl önce.. Orta boylu, ince, zarif bir erkek kürsüye çıktı ve salonu dolduran 258 kişiyi saliİnindıktan sonra tok e ikna edici bir sesle konuşmaya başlan — Kadınlarımızın Türk tarihin- deki haklı yerleri, ber dajma memleketi mukadderatı üzerinde söz ve tesir sahibi olmalarıdır. Türk kadını tarih- te ne vakit haklı ve itibarlı yerini bulmuşsa, ulusun mukadderatı üze- rinde tesirini ogösterebilmişse, karı- şık ve güç yurt işlerinde erkeklerle cİGiE çalışabilmişse, büyük Türk ulusu kudretiyle, mede- Mr bütün dünyayı kaplamıştır. Türk kadınının, hakkı olduğu yerden ayrılıp, bir süs gibi, memleket işine karışmaz bir varlık gibi bir köşeye konması, Türk ananesi değildir. Türk ananesinin ve Türk anlayışının zıd- dı olan bir usüldür ki, onun memleketlerinde yerle eşmesi, asırlar- ca geçirdiğimiz felâketlerin başlıca- larından ve esaslılarından birini teş- kil eder. Yakın geleceklerde Türk u- lusunun geniş kudretlerinin sırrı an- laşıldığı zaman, bunun başında, ilk günden beri Türk inkılâbının Türk Atatürk demişti ki... Türk kadınları memleketin mukadderatını millet na- mına idare eden siyasi zümre- ye dahil olmak arzusuna izhar ederken, herşeyden evvel, mem- leketin, milletin vatandaşlara tahmil ettiği vazifelerin hiçbi- rinden kendilerinin uzak bıra- kılmıyacağını o düşünmüşlerdir. Çünkü, vazife mukabili olmı- yan hak mevcut değildir." * rejimi odemek, demokrasi yolu ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuri- reti kurduk. O on yaşını doldu- rurken, demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe tat- bikata koymalıdır. Kadın hak- larım tanımak ta bunun bir icabı olacaktır." * "Cumhuriyet "Milli varlığımız, kadın ve erkek vatandaşların toplu- luğu ile vücut bulur. Bu toplu- luğun tekâmül ve inkişafı, ka- dın ve erkeğin müşterek çalış- masıyla mümkün olacaktır." * ui bugünkü evlâtları- receği ir gibi dir. ünü mek, evlâtlarını bugünkü yat için faal bir uzuv haline koymak, pek çok yüksek evsa- fin hâmili obuaya mütevakkıf- tır. Binaenaleyh okadınlarımız hattâ erkeklerimizden çok mü- nevver, daha çok feyizli, daha fazla bilgili (Oolmaya mecbur- durlar. Eğer hakikaten mille- tin anası olmak istiyorlarsa..." kadınına verdiği haklar esaslı bir de- lil olarak ileri sürülecek, kadınları hakkından mahrum edilmekle yarı yarıya kötürüm bir hale gelen ulusu- muzun üstünden, bu baskıyı kaldır- ması Atatürkün başlıca hizmetleri arasında sayılacaktır Konuşma birden sürekli alkışlar- la kesildi. 258 kişi avuçlarının ovar kuvvetiyle kürsüdeki hatibi alkışlı- yorlardı. O bir süre daha konuştu ni, ancak alkışlar kesiyordu Olay, 1934 senesinin 5 Aralık gü- nü T.C. B. M. Meclisinde geçiyor- du. İkinci oturum 16,30'da açılmıştı. Başkan sandalyasında Kâzım Özalp 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: