rutiyetten itibarin açılmıştır. 1908 tarihini, kadın haklarının memleke- timizde bir ee e noktası ola- rak kabul e Dördüncü de İstiklâl Savaşı sonrası devresidir. Kadının geri hiz- mette çalışması mecburiyeti, İstiklâl Savaşı sırasında onun daha çok ta- nınmasına, ortaya çıkmasına o vesi- le olmuştur. Tunalı Hilmi gibi cesur feministlerin ortaya attıkları fikirler de zafer ışığı altında daha hızla ye- şermeğe başlamıştır. Mustafa Kemal, milli mücadele- nin ilk günlerinden itibaren ve çol daha evvel, Türk kadınının toplum- daki yerini m yeni bir Türki- ye kurabilmenin ilk şartı olarak ka- bul etmiştir. Milli mücadele sırasın- da ve daha sonra tanıştığı birçok aydın kadınlar ona, Türk kadını için kurduğu plânların bir hayal mahsu- lü olmadığım ispat etmişlerdir. O devirde birçok aydın Türk kadınının tek meselesi, hakikaten memleket meseleleri olmuştur. Bu kadınlar güç şartlar içinde okumuş, güç şartlar içinde çalışma hayatına atılmışlar- dır. Bunlar Milli Mücadelenin çetin yıllan geçtikten sonra da seçim ko- nularıyla ilgilenmeye başlamışlardır. Meselâ, bu aydın kadınlardan biri Şehime Yunus, diğeri Sabiha Er- baydır. Sabiha Erbay eski günlere dön- müş gibiydi. Çok rahat bir ifade yü- zünü aydınlativerdi. Fakat biraz sonra konuşurken sesi gene heye- canlıydı: "— Türk kadım, siyasi hakkım hakikaten hak etmiştir. Belki bu hak için yıllar yılı bağırıp çağırmış- tır ama, bunu tutumu ile hak etmiş- tir. Milli Mücâdele sırasında aydın kadın da, Anadolulu köylü kadın da bütün güçlerini istiklâl için harca- mışlardır. Böyle bit kadının, memle- ket meselelerinde söz sahibi olması elbette ki hakkıdır. Fakat bunu gün ışığına çıkarabilmek için de bize bir Atatürk lâzımdı.' abiha hanım kadınların millet- vekili seçildikleri ilk devrede Balı- kesirden, sonraki devrenin ara seçim- lerinde de Samsundan Büyük Millet Meclisine girmiştir. Kendisi Yüksek Muallim Okulu mezunudur. Birçok okullarda müdürlük yapmış ve kadı- nın siyasi haklarına kavuşmasıyla değişim Aylık Sanat Dergisi Her ayın 15 inde çıkar P.K. 183 Bakanlıklar ANKARA AKİS - Reklâm — 275 AKİS, 4 ARALIK 1916 Kadın ve Politika Günseli ÖZKAYA Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı 26 yıl önce, 5 Aralık günü Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihi celsele- rinden birini daha, devrim yolunda ileri bir adım atma başarısıyla sonuçlandırmıştı. ürk kadınına milletvekili ee ve seçilme hakkını tanıyan tanı- rı, zamanın Başbakanı İsmet İnön dın haklarım savunan gerek- çeli konuşmasıyla alkışlar aral kabul edilerek kanunlaşmıştı. Kadın hakları savunucularına karşı İleri sürülen fikirler, genel ola rak iki noktada toplanır: 1 — Kadınla erkek eşit olamaz. Bu eşitliği savunmak tabiat ka- nunlarına karşı gelmektir. Çünkü kadın, yaradılışı itibarile erkekten çok farklı olduğu için, hayat mücadelesinde erkeğin yaptığı görevi ye- rine getiremez. 2 — Kadınlara hürriyet ve eşitlik hakkı vermekle binlerce seneden beri teessüs etmiş olan aile düzenini bozmak iyi neticeler doğurmaz. Ailelerden meydana gelen cemiyette hasıl olacak anarşinin tesir dere- cesini tâyin etmek mümkün değildir. Bu düşüncelerin etkisiyle bütün dünyada kadınların medeni ve si- yasi haklarına kavuşması pek kolay olamamıştır. Bugünkü medeniyet alemine öncülük etmiş olan milletlerden Fran- sada bile kadının fikri terbiyesine doğru vâki elan temayül, ancak XIX. yüzyılın başlangıcına rastlar. İkinci ve Üçüncü Cumhuriyetin hürriyet prensiplerine dayanan kanunlarıyla kız öğrencilerin ilk tahsille- ri genelleşmiştir. Kız öğrenciler için orta tahsil 1880 tarihli kanunla kabul edilmiştir. XX. Yüzyılın başında üniversiteye kabul edilen ve binlerce yıl evde bir süs veya zaruri eşya olarak düşünülen kadınlardan bir Bismark ve- ya Fatih Sultan Mehmet çıkması elbette ki imkânsızdı Dini kural ve geleneklerin etkisi altında kalan islâm hukuku, Türk kadınına siyasi hak tanımadığı gibi, medeni hukuk alanında kadım hay- li geri itmiştir. Medeni kanunla mirasta, evlilikte ve boşanmada kadın, erkekle eşit haklara kavuşmuş ve 1930'da belediye meclislerine seçme ve seçil- me hakkını almış, son olarak 5 Aralık 1934de milletvekili seçme ve seçilme haklarını alarak siyasi bağımsızlığına, tamamen kavuşmuştur. bilhassa belirtmek isteriz ki, bu haklar Türk kadınına bir lütuf olarak verilmiş değildir. Türk kadınının bu haklan nasıl kazan- dığı, mia şu sözlerinde ifadesini bulmaktadır: Erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayati kaynaklarım, kadınla- rımız işlemiştir. Memleketin mevcudiyet sebeplerini hazırlıyan. kadınla- rımız olmaktadır. Kimse inkâr edemez ki, bu harpte ve bundan önceki harplerde milletin hayat kabiliyetini titağ hep kadınlarımızdır. Dünyanın hiçbir yerinde, bir milletin, Anadolu köylü kadınının üs- tünde kadın mesaisi sarfettiğini zikretmenin imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını, Ben Anadolu kadınından daha fazla çakşırım, Milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösteririm' diyemez. Biz, siyasi haklara kavuşmamızın 27. yıldönümünde, bizi bu hak- lara kavuşturan kahraman ninelerimizin hatıraları önünde saygıyla eğilirken, Türk kadınının uriyet Türkiyesini hürriyet içinde kal- kındırma uğruna olanca gücünü ortaya koyarak çalışacağına inanarak bu kazandan haklar gününü candan kutlarız. a. 25