KADIN Oy Hakkı ve Tesettür 1934 tarihli Dör- Türkiye Büyük Millet Türk okadınının si- kavuşmasıyla 5 Aralık düncü "Rey eramliriler rirken hüviyet belli olmıyanların lunmaz.” Manisa milletvekili Şevket | İnce, den ilâve istemiş o ve li Celâl Nuri, soruyu şu şekilde cevaplandırmıştır: "— Bazı kadınlar kapalı ge- ziyor. Hüviyetlerin o bilinmesi lâzımdır. Eskiden kadınlar re- ye iştirak yn ki böyle bir mesele olsun rey ove- şahsiyetleri reyi kabul o- Refik oturuyordu. Konuşan zat, Başbakan General İsmet İnönü idi. Gündem, Malatya milletvekili General İsmet İnönünün ve 191 arkadaşının Teşki- lât-ı Esasiye Kanununun 10 ve 11. madelerinin değiştirilmesi ve bu ka- nuna bir madde eklenmesine mâtuf- Teklif kabul edildiği takdirde, 22 yaşım bitiren kadın, erkek her Türk, kanunun neşir tarihinden itibaren milletvekili seçme hakkım kazana- cak ve 30 yaşım bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilecekti. Bu, Türkiyede kadınların en ileri bir hakka, siyasi hakka sahip olabilme- leri demekti. Başbakan yerine oturduktan son- ra Şebinkarahisar milletvekili Sadri Maksudi, Türk kadınının tarihteki rolünü ve sos munu anlattı. Onu, Anadolu Kadınının İstiklâl Sa- vaşındaki cansiperâne çalışmalarını hatırlatan hatipler tâkip ettiler. Türk kadınına verilecek siyasi hak, ona yapılacak bir lütuf değildi. Türk ka- dım siyasi hakkını çoktan hak et- mişti. Saat 17'de tarihi oturum kapa- nırken, Türk kadını seçme ve seçil- me hakkına artık sahip bulunuyor- du. Onu medeni âlemden uzaklaştı- ran Son Zincir de böylece kırılmış oldu. 24 Tarih sayfalarında Türk kadını hakikaten pek uzun süren bir çile doldurmuştur. İsla- miyete kadar siyasi hakkına sahip- ken, islâmiyetten sonra bunu , kay- betmiştir. Bunun yanında toplumsal, kültürel haklarına, en iptidai insan- lık haklarına bile yüzyıllar boyunca hasret kalmıştır. Memleketimizde bu bakımdan kadın haklarım dört dev- reye ayırmak ve bu devreler içinde bunları ayrı ayrı mütalâa etmek mümkündür. Birinci devre islâmiye- te kadar olan devredir. Bu devrede, erkek tek kadınla evlenirdi ve aile hayatında esas, monogamiye odaya- nırdı. Kız ve erkek çocuklar eşit mül- kiyet haklarına sahiptiler.Kadının bu devrede, hattâ siyasi ohaklarına sahip olduğuna dair elde pek kuv- vetli deliller vardır. Eski Türk dev- letlerinde, harp ilânlarında ve mua- hedelerde daima Hatunun da imza- sı bulunurdu. Fermanlarda "Hakan ve Hatun emrediyorlar" tâbiri vaz- geçilmez bir formül halinde kullanı- lırdı. Orhun âbidelerinde bahsedilen Kutlukun zevcesi Bilge Hatun ve Gültekinin anası Bilge Hatun, Kut- luk öldükten sonra hükümet idare etmişlerdir. İkinci devre, islâmiyet Ke Bu devrede başka bir toplum detleri memleketimize girmiş ve gül zel Türk ananesini bozmuştur. Bu devrede kadın mülkiyet hakkına bile tam mânasıyla sahip olamaz duruma gelmiş, bir süs eşyası durumuna geti- rilmiş, kara taassubun içine ogömül- mek istenmiştir. Şehirler bu devrede köylerden daha çok ıstırap çekmiş- tir. Eski Türk ananelerine sadık olan köyler, nispeten daha müstakil kala- bilmişlerdir. Üçüncü devre, İkinci Meşrutiyet devresidir. Bu devrede Kadın ele a- lınmış, esaretten kurtarılmak isten- miştir. Kadın, bu devrede kültürel ve toplumsal haklarına kısmen ka- vuşmuştur. Kendi kendini biraz da- ha iyice tanıyınca da, kendi hakla- rını aramaya başlamıştır. o Nezihe Muhittin, kadın haklarını savunan ilk kadın yazar olarak ortaya atıl- mıştır. İçtihat dergisinde seri maka- lelerle ogerici kalemlere, bu arada Sebillürreşat dergisinde kadın -lak- larının aleyhinde yazılar yazan Ba- banzade Ahmet Naime çatmış, ka- dınların sesini duyurmaya çalışmış- tır. Fakat Nezihe Muhittin kadın haklarını savunan tek yazar değil- dir. Kuvvetli kalemleriyle, Ziya Gö- kalp, Celâl Nuri ve daha bazı erkek yazarlar bu cesur kadına katılmışlar- dır. Celâl Nuri ve Ziya Gökalp kadın için, kadının haklarını korumak için telif ve otercüme kitaplar yayınla- mışlardır. Bu arada başka kiymetli bir kadın yazarın ismi de kadın hak- ları mücadelesinde kendisine (o haklı bir yer yapmıştır. Halide Edip, özel- likle Türk Ocakları (o çalışmalarıyla tanınmıştır. Aydın kadınlar, Türk O- caklarında Halide Edibin etrafında toplanır ve kadın haklarım savunur- lardı. Karaçarşafla mücadele bu dev- rede başlamıştır. Fakat bütün bu mücadele sessiz geçmiş ve Atatürk meseleyi ele alın- caya kadar memleket çapında bir teşkilâtlanma yapılamamış, çalışma- lar verimli bir yola girememiştir. O- kul kapıları kadınlara İkinci oMeş- Kemâl Atatürk ilk kadın milletvekilleriyle Bir yolun önderi AKİS, 4 ARALIK 1916