DÜNYADA A.B.D. Kabinede değişiklik Geride bıraktığımız hafta içinde Başkan Kennedy, Beyaz Saray ve Dışişleri kadrosunda önemli de- gişiklikler yapmıştır. Başkanın yar- dımcı ve im Dışişleri Ba- kam Rusk'un bir kısım yardımcıları arasında vuku bulan bu değişiklik- ler içinde en çok dikkati çeken, Dı- şişleri (o Bakan Yardımcısı (o Chester Bowles'e verilen yeni vazife v tayinin basına bildiriliş şeklidir. AKİS'in 31 Temmuz tarih ve 370 sayılı nüshasını okuyanlar, o tarihte yıldızı tamamen sönmüş gibi görü- nen Bowles'in şahsiyeti hakkında ve- rilen bilgiyi hatırlayacaklardır. Dışiş- leri Bakam Dean Rusk'un yokluğun- da selahiyetlerini aşarak Bakanlık erkânını huzursuz eden, bu yüzden Başkan Kennedy ile de arası bozul- muş gibi görünen bu yeni devir ada- mının istifa edip kamu hizmetinden ayrılması bir gün meselesi sayılmak- ta idi. Hattâ bu derece sert bir kopu- şun yaratacağı heyecanı azaltmak i- çin Beyaz Saray, istifa ihtimalini ya- lanlayan bir bildiri yayınlamış o ve bizzat Bowles, gazetecilere, şimdilik iftirayı söylemişti. ' ya, Afrika ve Lâtin Amerikada tâkip edilen siyaset bahsinde o Pentagone ve Ailen Dulles'in Merkez istihbarat ajansı ile derin bir ihtilâf halinde bu- lunduğu biliniyor ve tabii bütün bu teşekküllerin değil, bir ferd olarak Bovvles'in feda edileceğine inanılıyor- du. Halbuki aradan dört ay kadar bir zaman geçtikten sonra bugün ya- pılan önemli değişiklikte (o Bowles'in Başkan Kennedy'ye özel (o müşavir tâyin edildiği görülüyor. Hem de A- merikan idaresinin en yüksek kade- meleriyle kanlı bıçaklı olduğu mese- lelerde: Asya, Afrika ve Lâtin Ame- rika işlerinde!.. Genç hamle e Başkan Kennedy konuşma- larında, dünyayı, Amerikadan yana olanlar ve olmayanlar şeklinde, âdeta siyahı beyazdan o ayırırcasına ikiye bölünmüş görenlerin zihniyetini ifade etmektedir. Etrafında, propa- ganda ile vazifeli olanların da böyle davranmalarım istemektedir. Fakat öte yandan Başkanın entellektüel ya- pısı ve kısmen de gençliğinden gelen ileri görüşü, aradaki nüansların Es- kilerin deyimiyle bir tedric silsile- me- rikalının tasalarına (o benzemediğini AKİS, 4 ARALIK 1916 OLUP BİTENLER M. Chester Bowles - M. Ailen Dulles Yarın ve Dün müşahede ve kabule sevketmekte- dir. Bu bakımdan Başkan Kennedy Laos işiyle görevlendirilmesi, Vietnam'daki durumu görmeye cen- gâverliğinden ziyade basiret ve ihti- yatile ün yapmış olan General Max- well Taylor'un gönderilmesi, Merkez İstihbarat Ajansının başından Ailen Dulles'ın uzaklaştırılması ve o niha- yet bugün Asya, Afrika ve Lâtin Amerika için uzun vadeli plânların tanzimine Bowles'in memur edilmesi bunun bellibaşlı belirtilerinden sayıl- mak lâzımgelir. Bowles bu vezifesin- de yalnız Başkana ve gerekirse Rusk'a izahat verecektir. o Başkan Kennedy, sözsücü vasıtasile yaptığı açıklamada, "Bu nazik zamanda Bowles gibi bir şahsiyetin (o hizmet kabul oOetmesinden duyduğu (derin Mimi ifade etmiştir. ünyayı daha iyi anlamak isteyen bir gençlik hamlesinin, oAmerikan idaresinin kökleşmiş sabit fikirle- rini sarsalamaya başladığında şüphe oktur. Yolculuk nereye? Başkan Kennedy, geride bıraktığı- mız hafta çarşamba gecesi ter- tiplediği oObasın konferansında bir tokta üzerinde dünyayı tereddüt i- çinde bırakmıştır. Başkan bu yıl so- lundan evvel Amerika dışında bir Ziyarette bulunması ihtimalinin mev- cudiyetinden bahsetmiş, fakat O yol- culuğun nereye olabileceğini söyle- memiştir. Lâtin Amerika memleket- lerine mi? Avrupaya mı? Yoksa... Başkanın Lâtin Amerika politi- kasına yeni bir veche vermek istedi- 8i bilindiğine göre, bu yeni devreyi bizzat açması akla yakındır. o Diğer taraftan bir Avrupa seyahati için de kâfi sebepler vardır. Batılılar arasın- da küçük zirve konferansları, mese- leleri henüz yeten kadar aydınlatmış değildir. Bu şartlar dahilinde 11 A- ralıkta Pariste toplanacak olan dört Batılı Dışişleri konferansına da pek fazla ümit obağlanamamaktadır. A- ralık ayının 13, 14 ve 15. günleri bir NATO konseyi toplantısı olduğuna Başkanının Fransa başkentini ziya- reti bir takım protokol külfetlerini de hafifletmiş olacaktır. Sovyetlerle müzakereden evvel bir büyük o zirve konferansının faydalı olacağı da dü- şünülebilir. Fakat öte yandan, Baş- kanın ifadesinden, bir Sovyet Rusya ziyaretini de uzak bir ihtimal sayma- dığı anlaşılmıştır. Krutçef o 1959'da Amerikaya gelmemiş midir? Ameri- kan milletine bizzat hitap etmemiş midir? Niçin aynı şeyi Başkan Ken- nedy Rusyada yapmasın? Bütün bu sualler, bir zamandan be- ri havada dolaşan belli belirsiz bir ta- savvurun ışığında daha da değer Ka- -anmaktadır. Bu tasavvur (Başkan Kennedy'nin bir kere daha Krutçef ile görüşmesidir. Gerçi buna muarız olanlar da haklıdırlar. Zira o bed- baht Viyana randevusuna benzer ve 21