ukuk : felsefesiyle uğraşanlar, felsefenin bu bölümünde en çe- tin problemlerin hukukun tarifi ol- duğunu bilirler. Siyasal OBilgiler- de de çözümü en güç problemler- sinin tarifidir. Güçlüğün gerçek demokratik rejimin çağ- daş medeniyete en uygun, dolayı- sıyla en karışık bir yönetim ve ya- şama sistemi oluşudur. Kaba kuv- vete yaslanan ve prensibi südece korkudan ibaret olan istibdat re- jimiyle, Batı örneği bir demokrasi arasındaki fark, bir yelkenli gemi ile feza gemisi arasındaki fark ka- dar büyüktür, Yelkenlide esen rüz- güâra yâni tabiatın bir kaba kuv- vetine göre yelkenlerini oâyarlar, dümenin başına geçersin, İstibdat rejimleri de öyledir. Resmi kanaa- te aykırı her düşünceyi boğar, her- kesi korkutur, eline geçirdiğin ku- ba kuvvrte dayanarak devlet ge- misinin başına geçersin... Ameri- kanın son Cumhurbaşkanlarından Vilson, bütün totaliter rejimlerin müşterek vasıflarının sadelik ve şiddet olduğunu söyler... o İkinci Cumhuriyetimiz! kurmak üzereyiz Hepimi» istiyoruz k' bu Cumhuri- yet, insaniyetçi, demokratik ve me- deni bir hukuk devleti olsun, Bu n- sil gayeye erişmek için davranışla- rımız nasıl olmalı? Bu sorunün ce- vabım demokrasinin tarifinde bu- lacağımızı umarım, Bence demok rasi, iradesini gösterebilen ve bu iradeyi yerine getirmeğe gücü ye- ten bir toplumun, kendi kendini, ahlâk prensibine uygun olarak, idare etmesidir. Şahsi ve iddiasız bir denemeden ibaret olan bu tari- fe nasıl vard. *ımı anlatmanın yeri burası değildir, Tarife göre top- lum iradesinin ortaya konabilmesi- nin ilk şartı, geniş bir düşünce ve tartışma hürriyetidir. Bir toplum, fertleriyle, siyasal, dinsel, sosyal ve ekonomik cemiyetleriyle, bası- nıyla, üniversiteleriyle her düşün- düğünü serbestçe ve açıkça ortaya koyamıyorsa, demokratik rejimi kuramaz. Benim yüreğime su ser- pen tarihi olay, Türk ve genel olarak Türkiye halkının, ie yüzyıl içinde hürriyet idenline s aydınının ımsıkı bağlı kalmasıdır. Gerçek — — Demoaxrasınin Tarifinde Bir Deneme ve iki Prensip Türk aydın, halka zaman zaman ulusal egemenlik türküleri söyli- yen, fakat saman altından su yü- rüten küdret sahiplerine, “Ya hür- riyetlerimiz ?” demesini bilmiştir. Çağımızın buhiranları konu- sunda en güzel €serlerden bi- rini yazan ve bir ara İstanbul Ü- niversitesinde de profesörlük etmiş ,olan Vilhelm Ropki, istibdat rejim- lerinin müşterek, tek vasfını âdeta matematik bir o:müle bağlıyarax dece övülür, fakat tartışılmaz. Fa- şist italya ve Hitler Almayasın- da Duçenin ve Mührerin lânetledik- leri hürriyet ideali, hariç, her şeyi söylemekte ve yazmakta serbest- siniz. Mısırda ve Irakta falan ya- hut filân tarihli devrimler mukad- destirler, Bu kudsilik, i Bu basit şeyleri normal telâkki ettikten sonra di z gibi ko- nuşmakta serbest olduğunuz söyle- nir, Fakat bu “basit ve bedihi şey- let” hakkında azıcık şüpheli, yahut ihtiyatlı davrandınız imi, size yü süngünün yahut dafağacının ucu gösterilir. Arkadan'da kurnaz ve insafsız bir ümseme ile, “Ne yapalım? Devrim kökleşip yerle- * FHalkın, kendi kendini idare etme- sinin çeşitli tatbikatı vardır. En geniş anlamıyla bükümetini diledi- ği gibi kurmak, onun yetkilerini temel kanunlarla belirtmek, bu yetkilere kesin sınırlar çizmek, gö- revlilerin faaliyetlerini sürekli © larak Kontrol etmek ve nihayet şu veya bu sebeple beğenm değişi mokrasiye hayat veren, onu ayak- ta tutan, onu harekete getiren Dr. Mustafa KENTLİ prensibin sevgi olduğunu söyler. Ve bu prensibin dinsel kaynaklar- dan geldiğine işaret eder. Ben bu- na, kökü yine dinsel kaynaklara giden ikinci bir prensibi, insanın (- yi yaratılışına ve sağduyusuna inanç prensibini eklemek isterim. İnsanın iyiliği ve sağduyusu, poli- tikada siyasal olgunluk mânasına gelir. Bu olgunluğu yurttaşlar, ve- killerini seçerken gösterirler, Eğer yurttaşlarınız iyi vekiller seçemi- yorlarsa kabahati onlarda değil, seçim kanunlarında arayınız, Tarih boyunca insanın yaratı. lışındaki asil cevhere inananlarla, fikir adamlarının erini bura- da tekrarlıyacak değilim, Yalnız birinin fikrini, Efes harabelerine yakın olan çiftlik evimde, belki de komşuluk dolayısıyla, sık sık kaygıyla hatırladığımı söyleme- Miyim. Eski Ege ve Yunan mede- a mantıki bir zarurettir. Aksi takâir- de ceza kanunlarını rafa kaldır. mak icabeder. Suç işlerse akıllı- dır diye ceza ver,.hürriyet isterse cahildir diye aldırma.. Tenakuza böyle düşülür. Medeniyet tarihini inceleyenler bilirler ki, zulme kârşi bir sonucu olan ve ilk - direnmenin hedefi hürriyetten başka edilen insan hak ve hürriyetlerine lâyık görmemiştir. AKİS, 9 EKİM 1961