YURTTA OLUP BİTENLER ri de azbuçuk öğrenmiş, biraz tecrübe sahibi olmuştu. Edirnede, büyük turistik otel Kervanda kâalınasaktı. Pala Paşanın doğduğu memleket olması bakımın- dan Edirnenin ayrı bir özelliği bulu- nuyoreu, Ertesi gün erken saatlerde Edirne mitingi yapılacak, A. P. lide- ri konuşacaktı, Aynı günlerde Bölük- başı, Gümüşpala için ateş püskürü- yor ve nutuklarının siklet merkezini simdi Nasrettin Hoca hikâyelerinden çok, Gümüşpala teşkil ediyordu. Bir samimi itiraf Olay, Edirnenin Turizm Bankası tâa- rafından yaptırılan muhteşem Kervan otelinde, sabahleyin kahval- tıdan hemen biraz sonra cereyan et- ti. Pala Paşa geceyi iyi geçirmiş, er- kenden yatmış, sabahleyin her asker gibi erken kalkarak traşını olmuş, seyahat boyunca üzerinden çıkarma- dığı koyu gri elbisesini giymiş, kan- verengi kravatinı itinayla üçgen şek- linde başlamış ve Kervan Otelinin ikinci katında, kendisine refakat e- den basın mensuplarını Obeklemeğe koyulmuştu. Neşeli görünüyor, bera- berindekilere iltifat ediyor ve devam- ln gülümsüyordu. Otelin ikinci katı asma kattı. Aşağısı, gerünüyordu. Pala Paşa arada bir otelin, aşağıda- ki büyük salonuna göz atıyordu. Sohbet, tabiatiyle politikayla ilgi- li cereyan ediyordu, Gazetecilerden biri, Bölükbaşının Gümüşpala için söylediklerinden dem vurdu. Paşa sıkıldı. Bir iki saniye kaşlarını çattı. Pantalonunun ütü yerini düzelt- ti ve: “.- Cevap vermeğe veririm, Ço- cuklar, ama onun seviyesine düşmek, onun gibi konuşmak istemem” dedi. Bmekli askerin hareketlerinden, C.K, M. P. nin irikıyım lideriyle ara- larında geçen tartışmadan hoşlanma- dığı, samimi olarak böyle bir çatış- mayı arzulamadığı anlaşılıyordu. Gü- mtüşpala bunun faydalı olmadığını da ifade ediyordu. A. P. liderine göre, bu tip tartış- malara zemin hazırlıyanlar kötü po- litikacı tipiydi. On yıl zarfında bunlar gibi niceleri görülmüştü. Artık halk bıkmıştı. Daha samimi, daha açık söz- lü, hareketleriyle sözleri birbirini tu- tan insanlar arıyordu, Gümüşpala gü- lümsiyerek sözlerini bağladı: “.- Bu tip politikacılar, yerlerini ta Ze fikirlere bırakmalıdırlar. Partile- rindeki mevkilerini gençlere terket: melidirler.” A. P. lideriyle bu minval üzere başlıyan konuşma biraz daha koyu. laşınta basın mensupları, Antalyada yayınlanan beyannameden söz açtı lar. Beyannamedeki iddiaların vârit olup olmadığını sordular. Gümüşpa- AKİS, 9 EKİM 1961 Gümüşpala konuşuyor Lâf lâfı açar la gülümsedi. Başını iki tarafa sallı- yarak: “- Emekliye ayrılmıştım, İzmir- de, köşeme çekilmeyi arzuluyordum. Ama gazeteciler peşimi bırakmadılar. Israr ettiler. Bir siyasi partiye inti- sap edip etmiyeceğimi sordular. Ken- dilerine o zaman, niyetli olmadığımı söyledim. Ama muhakkak birisine intisap edersem, mevcut iki parti- den -C. H,P.veC.K.M. P.. elbette ki İnönünün partisini tercih edeceği- mi söyledim, Mesele bundan ibaret- tie.” Peşinden ilâve etti: “- Ama sonradan A. P., yi kur- mak ve bu mesuliyeti üzerime almak- la bazı şeyleri ispat ettim sanırım...” Bir müddet susuldu. A. P, Genel Başkanı az şekerli kahvesini yudum- layıp yeniden neşeyle etrafındakiler- le konuşmağa başladı. Bu arada genç bir gazeteciye hafifçe gözünü kırpa- rak: “.. Nasıl yavaş yavaş tecrübe sahibi oluyorum, değil mi?” diye bir sual sordu ve etraftakilerin gülüşme- lerini seyretti. Miting ei , P. nin Edirne mitingi diğerlerin- -İzmir hariç- pek farklı olmu- . P. Edirne teşkilâtı da elinden sela esirgememiş, mitingin yapıla- cağını mümkün mertebe duyurmağa çalışmıştı. Miting meydanı kâlabalık sayılırdı, Ama, gene de Yer yer be- yazlıklar görmek mümkündü. Sâdece şunu ilâve etmek lâzımdı ki, mitin- ge iştirak edenler Gümüşpalaya bü- yük tezahürat yaptılar. Hele ön saf- larda bulunanlar A. P. liderinin söz- lerini sık sık alkışla keserek konuş- mayı bir hayli zorlaştırdılar, A, P. liderinin Edirne mitingindeki sözleri, Bölükbaşıya yarım cevap ol- du, Onun sözleri üzerinde pek dur- madı. Sabahki sohbette söylediklerini biraz şekillendirerek halka anlattı. Sâdece: “— Şimdi böyle konuşanlar, Oir anlar D. P. liderlerinin yüzüne tükürmüşlerdi. Şimdi o ruhun devamı olduğunu osöylüyorlar..” o sözleriyle yetindi: Meydandaki mevcudun büyük te- zahüratıyla kürsüden inen A. P. li- deri Trakya gezisinin ikinci merha- lesi olan Kırklareli iline doğru yola çıktı. Kime kul olacağız? Kırklareli, A. P, liderini karşılamak için iyi hazırlanmıştı. Ancak, bu ilde A. P.ninY,'T. P. ye nisbetle za- yıflığı ve sempatizanının bir hay'i , Küçük bir topluluk, ellerinde bıçaklar, vere yıktıkları danaları kur- ban etmek için A. P. liderini bekli- yorlardı. Sarı renk spor bir araba hazırdı, Gümüşpalayı bununla şehre sokmak istiyorlardı. Böylece ilginin artacağı ümid ediliyordu. Şehrin dı- şında A. P, liderini bekleyen kala- balık otomobilin etrafını sardı. Bu sırada, seyahat boyunca Pala Paşa- nın yanından ayrılmıyan Nuri Be- ser başını otomobilden çıkardı ve Dı- çaklarını hazırlamış kurbancılara i- şaretle: i “—- Paşa kurban istemiyor. Kur- banı bağışladı. Kesmeyin” diye ba- gırdı. Adamlar şaşırdılar, Ama fazla da ısrar etmediler, Keskin bıçakları kın- larına soktular, yere yıktıkları süt danalarını kaldırdılar. A. P. liderinin Kırklareline gelişi en ziyade iki' sü: danasına yaradı.» Otomobilin cih ettiğini belirtti, Otomobilin yanın- dakiler Pala Paşanın isteğini yerine getirmek için oradan o uzaklaştılar. dırdı. Kolundan tutup inmesine yaf- dım etmek istediler ve ısrarla sarı ©- tomobile al a uğraştılar. selim lider bu dota sinirlendi, sini kucaklamak istiyen lnden kurtuldu ve: Hallın Kendi» .- 13