KİTAPLAR Terceme-i Manzume (Sinasinin şiirleri, baskıyı hazırlayan Süheyl Bekan, Dün-Bugün * Yayıne” vi, Külliyat 111, 27 sayfa, 150 kuruş, Ankara, 1960, Doğuş matbaası) Gâdece Türk edebiyatının değil, Türk düşünce hayatının da Batıya açı- lan ilk pencerelerinden biri olan Şi- nasi, eserleri arap harfleriyle yazıl- mış olduğu için, okul Kitapları dışın- da bugünün gençliği tarafından pek iyi oOtanınmamaktadır. Dün-Bugün Yayinevi, çok yerinde bir.çaba ile, Tanzimat devrinin bu büyük insanı- nın eserlerini eksiksiz olarak yeni- den kitaplıklarımıza kazandırma yo- lunu tutmuştur. Terceme-i Manzu- me, Şinasi külliyatının üçüncü eseri- dir, Daha önce de Dün-Bugün yayı- nevi Şinasinin Müntehebat-ı Eşar ve Şair Evlenmesi adlı eserlerini yenı harflerle yayınlamıştı. Tercemesi Manzume ise, Şinasinin Fransız Şair- lerinden vaptığı şiir tercümelerini içi- ne almaktadır, Bugün artık bu kitap, sâdece bir tetkik eseri kıymetini ta- şımaktadır. Yâni, bu kitapta yer alan meselâ Lamartin'in, meselâ Rasin'in şiir tercümelerini okuyarak zevk al- mak mümkün değildir. Zira Şinasi bütün ilericiliğine rağmen gününün dil şartlarından kurtulamamış ve di- * limize çevirdiği şiirleri de, yaşadığı günün edebiyat dilinden kurtarama- mıştır. Kültür seviyesi vasat bir vâ&- tandaşın bugün Şinasinin bu tercü- melerinden anlıyacağı, -aşağı yukarı Fransızca asıllarından anlıyacağın- dan daha ileri değildir. Rasin'in “Ce Dieu, maitre absolu de la terre et des cieux” mısraı, şöyle böyle Fran- sızca bilen bir okuyucu için anlaşı- labilir de, Şinasinin aynı mısraı “Hü- da-yi mutlak-ı arzü semâvât a728 sübhâne” şeklindeki tercümesi ana dili türkçe olan bir genç tarafından aynı açıklıkla anlaşılamaz. Osman- luca denen ve hele Tanzimatla, Tan- zimattan sonra da Servet-i nün devrinde konuşulan türkçe ile tama- men alâkası kesilen dil çorbasının aydınlarla aydın olmayanlar arasın- daki anlaşma imkânlarını ortadan kaldırması maalesef Şinaside de ken- disini göstermektedir. Şihasinin, Batılı Türk edebiyatı- nin temellerini atan insan olarak şiir, tiyatro, folklor ve manzum tercüme alanlarına ait dört eseri 'sağlığında basılmıştır. Şinasinin ölümünden son- Ta Ebüzziya Tevfik bu eserleri, “Şa- ir Evlenmesi” hariç, yeniden bastır- mıştır. Bu arada Şinasinin bir takım makalelerini de küçük kitap- AKİS, 9 EEİM 1961 lar halinde toplamış ve bastırmıştır. Ebüzziya Tevfikten sonra Ahmet Ra- sim de, Şinasi hakkında hazırladığı monografiye -Matbuat Tarihine Met- hal, İlk Büyük Muharrirlerden Şina- si-, onun baza şiirleriyle Şair Evlen- mesinin tamamını almıştır. 1928'de yeni harflerin kabulü ile bütün bu eserler kısa zamanda unu- tulmaya yüztutmuştur. Hele zaman- la 'Türk dilinin geçirdiği büyük de- Zişiklik ise, bugün artık Şinasiyi, es- ki harfleri bilenlerce bile zor anla- şılır duruma sokmuştur. Ne var ki, edebiyat tarihçileri bu büyük insanı büsbütün de unutulmaya terketme- mişler, edememişlerdir. Cumhuriyetin ilk günlerinden bu yana, okul kitap- larında daima Şinasiden söz edil- miş, onun bir takım yazılarının, bir takım şiirlerinin öğrencilere öğre- tilmesinde fayda mülâhaza edilmiş- tir. Ancak, okul kitaplarında yer alan üç beş şir, üç beş makale ile Şinasiyi bütün genişliğiyle tanımaya imkân yoktur. Türk edebiyatına ge- niş etkileri olmuş bir insanı, iyics tetkik edebilmek, iyice tanıyabilmek, sâdece bu işin tarihçesihi yapanlar i- çin değil, hemen her Türk aydını ta- rafından arzulanan birşey olmalıdır. İşte bu hususugöz önünde tutan Dün-Bügün yayınevi, Şinasiye ait ne kadar eser varsa, bunların tamamı- nı son derece büyük bir dikkat ve itina ile, Şinasi Üzerinde ihtisası olân Süheyl Bekanın da himmetiyle tek tek dilimize yeniden kazandırmakta- dır. Terceme-i Manzumede yer alan şiirler, sâdece Şinasinin Fransızca- dan yaptığı tercümeler değildir. Ay- nı kitabın içinde, Şinasinin kendi şiir- Onların Âlemi AHLÂK KİTABI Yazan: Ahmed'el - Rufai Terciime; Al”ulkadir Akçiçek Fiatı 5 liradır, yalnız ödemeli gönderilir, Bayilere yüzde 25 tenzilât yapılır, ADRES: Rahmet Yayınları P.K. 23 © ANKARA AKİS - Reklâm — 191 lerinin gene Şinasi tarafından Fran- sızcaya yapılmış tercümeleri de yer almaktadır. Dikkatli ve itinalı bir şiirlerin fransızca ve türkçe asılları” olduğu gibi yer almakta, ayrıca, kıs sa dip notlarıyla da bugünün genç lerinin anlıyabileceği bir dille açık” Iâmalar yapılmaktadır. Edebiyatımızın büyük arı» dan biri olan Şinasiyi bütün cephele- riyle tanımak isteyenler için, Dün- Bugün yaymevinin çıkardığı külliyat seriğini toptan okumakta büyük fay- da vardır. Bir Kadına, Mektuplar > (Bekir Tünayin nesir denemeleri; A» jans Türk Matbaası, Ankara, 1961, 67 sayfa, 8 lira) Bir Kadına Mektuplar adlı kitapta 63 mektup var. Her biri kitabın ufacık sayfalarından birini kaplayan bu mektuplar temiz, duru bir dille yazılmış samimi göz yığınlarından ibaret, Anlaşılan Bekir Tünay, duy» gularını nazmın o pek ölçülü biçili kalıplarına uydurmayı göze alamadı Zından, söylemek istediklerini nesrin sere serpe kollarına bırakmış. Mek- tuplardan, Bekir Tünayın bir asker olduğu, hem de yıllanmış, onbeş yir- mi yıl komut vermiş, komut - almış bir asker olduğu, imkânı yok anlaşıl- mıyor. Son derecede yumuşak, azıcık içli, azıcık melankolik cümlelerde hiç durmadan bir beze aşk teri» nüm ediliyor. Bekir 'Tünayın müktuplernde; dile gelen aşk biraz d3mode bir aşk. Bü- gün artik bu kadar gözü yaşlı, bu kadar içli bir aşkı bulmak mümkün değil. Yazar bu kitabını yayınlamak» ta biraz geç kalmış. Zira kitap bugü- nün hayli maddeci, hayli katı gerçek» lerine taban tabana zıt. Bu mektup» lar olsa olsa, Fecr-i Âti veya Serveti Fünün devri edebiyatının “duyuşu ve görüşü, Ama, bugünün diliyle kalemis alınmış mektuplar, İşte o bunlardan bir misal: “Sen benim doymuadığım değil, tatmadığım sevgilisin, Senin yüzür- den dillere destan olmuşum, seni yüzünden!.. Ama sen yine de hâber- sizsin, sevildiğinden!.. Sâdece bana aşık diyorlar... Serli, kim tanıyor, kim biliyor?.. Kimbilir, bilmediği halde, seni kimler seviyort.. Denizleri düşünürüm bağan.. Bu- zan da martıları.. Kudaklamak istet arzularım zamanı... Tutsam da, tut» masam da içimde zaman!.. Hırgmlıklarımın arkasında seh varsın. Heyecanlarımda sen,.. Var- lığımda erittim varlığını. Söndürmek elinde değil, elinle yaktığımı..” 21