YURTTA OLUP BİTENLER Kampanya Az gitti uz gitti... :P, Genel İdare Kurulu üyesi Nu. ri Beşer gülerek: *-— Paşam, bu D. P. de ne hazine bırakmış! Bütün millet peşinde, bir türlü paylaşamıyorlar” dedi. Beşerin alaycı sözlerini, otomo- bilin radyosundan gelen sesten kula- ğıhı bip an için alarak dinleyen Gür- müşpala, arkaya döndü ve cevap ver- di: “-- Hakikaten, büyük mirasmış!.” Konuşma, Kırklareli-Tekirdağ “u- rasında, Karamesutlu köyünden biraz ötede geçiyordu. O sırada radyoda Osman Bölükbaşı seçim nutukların- dan birisini- ve en Şşiddetlisini-çeki- yor, Trakyada dolaşmaktan olan A. P, Genel Başkanına alabildiğine ça- tyordu, Gümüşpala, ağır ağır yol a- lan otomobilin içinde, kendisi hakkın- N da radyoda yapılan konuşmayı gü- lümsiyerek dinliyordu. İkide bir ba- şını sallıyor, bazen gözlerini hayrets le açıyor, bazen de “elden'ne gelir?” kabilinden bir hareket yaparak, ar- kada oturan basın mensuplarıyla. Nu- ri Beşere bir iki kelime söylüyordu. Pala Paşa, Bölükbaşının konuş» masını bu minval üzere dinledi. Bi- tince, arkadakilerine döndü: “-—- Ne dersiniz, mukabele ede- lim mi 2» diye sordu. Cevap verilmesini Beklemeden, farların ışıldattığı geniş yolu tetkike koyuldu. Bu arada küçük bir kala- balık otomobili durmaya mecbur et- mişti, Paşanın elini öpmek isteyenler arabanın etrafını sardılar. Bir köv- lü vatandaşın çatık kaşlı yüzü oto- mobilden içeri idi Yanık yüz sordu: “-- Hanginiz Pala Paşa?” Otomobildekiler birbirlerine baktı- lar, Gerçi bu Ve benzeri olaylar se- . maktır. Bunun yanında Türk Silâhlı Kuvvetleri, tıpkı Gençlik, tpkı Ba- şili rütbelerden subaylar sivil sektörde mevki almışlardır. Bunlar ordu- “bi pek budalaca bir gayretten başka bir şey değildir. i ihtildlin Sonu ve e Subaylar Türk Silâhlı K sivi. elini çekiyor. (5 Ekim gününün, iç büriyemla Sa bir mânası bu olacaktır. Türk Silâhlı Kuvvetleri o tarihten itibaren, Genel Kurmay Başkanı Or- general Sunayın daima ve selahiyetle belirttiğ. gibi, kendi asli vazife- sine dönecektir. Bu asil vazife, memleketin dış >r iç güvenliğini sağla- Ta lasi sin gibi memleketin bir sağlam kuvveti olarak toplumumuzun manevi kıymetlerinin ve ideallerinin bekçisi kalacaktır. Şu anda, böyle bir devr-i teslimin hazırlığı olarak M. B. K. tara- fından sivil sektörde İhtilâlin icabı vazife almış subaylardan istikballe alâkalı arzuları sorulmaktadır. Birbuçuk yılık askeri idare altında çe- yâ meyi isteyebilecekleri gibi, emekliye ayrılıp sivil hayata atılmayı tercih edebilirler. Önümüzdeki iktidar, her bir şahıs hakkında, belirecek arduya göre, ama sâdece buna göre karar alacaktır. Bir ihtilâl sonrasının bulanacağı samlan suları olsun da, orada av- lanmaya hiç kimse heveslenmesin! Buna imkân olmadığını, hâdiseler göstermektedir. Nitekim bu yüzdendir ki böyle basit bir devr-i teslimin tabii hazırlıkları derhal bulanık su avcılarım harekete geçirmiştir. Or- taya düzmece listeler çıkarılmış, bu listede isimleri mevcut subdy ve ko- mutanların C. H. P. iktidara geçer geçmez emekliye sövkedilecekleri ve- ya başka yerlere nakledilecekleri haberi uçurulmuştur. Bitirdiğimiz haf» e içinde, bu haberler kendisine duyurulan C. H. P. nin 1 numaralı mesul şahsiyetinin cevabı “Tamamile hayal mahsulu, kadi ve alçakca bir ya- lan” olmuştur. Gerçek şudur ki, bir siyasi tasfiye C. H. P. bakımından asla bahis konusu değildir. Komutanlar, şerefli mevkilerini vekarla işgalde devam edeceklerdir. Sivil sektörde çalışmış olup ta Ordu saflarma dönmeyip sivil hayatta kalmayı arzulayanların dışında, tek bir subay tekaüt edil- meyecektir.. Tayinler gibi emeklilik muameleleri de, bir O. H. P. ikti- darı boyunca Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bir iç bünye meselesi olarak mütaled' edilecek ve siyasi tesirler altında tasarruflar yolu asla açın mayacaktır. Türk Sü&hh Kuvvetleri, Ahayasanın. kendisini bağladığı mermlerin tarafsız idaresi alında devletin, *.pkı eskiden olduğu gibi sadık ve kahraman hizmetkârı olarak şerefle vazife göreceklerdir. Bunun aksini sanmak hâdiseleri hiç aniamamaktır. Bunun aksini yaymaya çalışmak ise, hâdiseleri hiç kimsenin anlamadığını sanmak gi- z yahat boyunca cereyan etmemiş de-i, ğildi ama, bu seferki soruş bir: a ripsendi. Gümüşpalayı işaret A Adamın yüzündeki ifade deği: ony SV ranlığa alışmış gözleriyle bir liği 34“ niye Gümüşpalayı süzdü, Son “— Demek sensin ha? iyi,” Hoş- geldin Paşam” diye mırıldandı” Gümüşpala omemnun olmuştu. Gülümsedi. Uzanan dudaklara elini uzattı. Karşılayıcılar A. P. Genel Başkanının elini öptüler. Enteresan olan, adamların Gümüşpalayı tanımı istekleriydi, Yüzünü gözünü adamı- kıllı tetkik ediyorlar, unutmamak i- çin veya başka sebepten, uzun uzun bakıyorlardı. Çoğu yerde vatandaş, bu yeni politikacıyı tanımıyor, bu yüzden eğlenceli olaylarla karşılaşı- lıyordu. Küçük kalabalık Paşanın yakası» nı oldukça güç bıraktı. Otomobil yo- la tekrar koyuldu ve A. P. kafilesi gece adamakıllı koyulaşırken Tekir- dağa girdi. Böylece Trakya turunun son merhalesine erişilmiş olunuyordu. Trakyadaki göçmenler . P. liderinin büyük Türkiye tür, geride bıraktığımız hafta içinde, aşağı yukarı Ege gezisindeki hızla devam etti. Gidilen ilde bir iki sast kalınıyor, ısrar edilirse ilçelere şöyle- ce bir uğranılıyor, kilometreler kilo- metrelere eklenerek, program gereğin ce gelineceği vâdedilen 52 ilin elden çıkârılmasına çalışılıyordu. İzmirden sonra Manisa, Balıkesir, Çanakka's süratle dolaşılmış ve Trakya illerin- den, programa göre ilki olan Edir- neye hareket edilmişti. Genel Başkanının e İraz kilâtin b'raz daka fazla ilgisiyle de- vam etti, Doğrusu istenirse, Trak- ya gezisi için İstanbul İl Teşkilâtı elinden geleni yapmıştı. Her geçile- cek ilçeye haber salınmış, ilçe teşki- lâtlarından, Pala Paşanın Trakyayı dolaştığı haberinin köylere duyurul- ması talep edilmişti, Bundan dolayı- dır ki Trakyalı göçmenler, A. P. lide- rinin, bölgelerini ziyaret (edeceğini gazetelerden evvel öğrenmişlerdi. A. P. ekibinin yol boyunca yer yer kar- şılanması, küçük gruplar halindeki karşıcıların Gümüşpalayı sık sik dur- durmaları bundan ileri geliyordu. Ge- niş Londra asfaltı üzerinde, o gün vaktin gecikmesine rağmen, Edime- ye varılıncaya kadar beş-on defa du- ve karşılıyanlarla bir :ki konuşma yapmak zarureti hasıl ol- du Pala Paşa Edirneye indiğinde bir hayli yorgun, fakat memnundu, E- mekli askeri, gördüğ 1 ilgi sevindiri- yordu. 'Artık, bir siyasi parti lideri» nin, gezi sırasında başına gelecekle- AKİS, 9 EKİM 1961