Eniştem beni niye öptü? Devir, seçim kampanyası devri, Mücadele, en kizışmış safhasında, Kim- se kimseye rahmet okumuyor. Taraflar, vaziyetlerini almışlar. Ba- sın sahasında da, organlar birbirlerinden kesin hatlarla ayrılıyorlar, Bir grup, C.H.P, nin karşısında: C.K.M.P, nin organı Kudret, A.P. nin organı Son Havadis ve M.B.K. iktidarmdan olduğu gibi ©.H.P. iktida- tından da Menderes tipi politikacılardan bulduğu yüzü bulamayıp s&- dece mânevi değerine göre muamele göreceğini bilen, onun için de M.B. K. iktidarma karşı nasıl hınçlıysa C.H.P. iktidarına o derece hınçlı Se- fa Kılıçlıoğlunun Yeni Sabahı. Bunlar C.H.P. ye karşı en koyu düşmanlık içindeler ama, bir çift sevgilileri var: Nihat Erim ile Kasım Gülek. Evet, devir seçim kam- panyası devri, Evet, mücadele en kızışmış safhasında, Evet, kimse kimse; bitirdiğimiz hafta içinde üç organın üçünde de yer alan şu satırlar hiç mi mâna taşımıyor: “Günümüzün en akılı adamlarından, birinin de sayım Erim olduğu- nu hatırlatmak ister mi? Şu C.H.P, safları arasında bu çapta, iyice denenmiş, ne düşündü- ğil bilinen ve neler yapmak gücünde olduğu da cümlece kestirilen Ni- hat Erim gibisinden üç beş tane bulunsa, . kasem olsun, umutlarımız birkaç katına çıkar. Ne görüyoruz? Boş lâf etmiyen kaç politikacı var Karşımızda? Yarınların iktidar ve idare mevkilerine doğru yürüdükle» rini akılı uslu düşünüp ona göre ayak atan, saytları son derece sur kişiler, hep Erim gibi hareket ediyorlar. Nihat Erim kıratındaki devlet adamlarımn büyük sayılarla ara- mıza karışamadığına nice döğünsek az.” (Kudret - 5 Ekim 1961) “Halk Partisinin Kocaeli adayı Prof. Nihat Erimin arada sırada yaptığı olgun konuşmalara rastladıkça memnun oluyorum. Zihniyetiy- le asla bağdaşamayacağım bir parti mensubumu takdir etmekten büyük bir haz duyuyorum. İnsanları birbirine düşüren bir partinin aklı ba- sında bir adayı.” (Son Havadis - 6 Ekim 1961) “Bugün saat 13.30'da İzmitte A.P, Genel Başkanını karşılamaya gidenler bu sirada C.H.P. milletvekili adayı Prof. Nihat Erimi aynı yerden geçerken görünce 'ya, ya, ya, $a, $a, $ü; Nihat Erim çok yaşa” diye bağtrarak büyük tezahürat yapmışlardır. Nihat Erim A.P. lilerin sahsına karşı gösterdikleri bı büyük sevgi tez ahüratına başım salla- mak ve tebessüm etmek Mae” mukabele etmiştir” (Yeni Sabah - 6 Ekim 1961) Doğru! “Kan kanı çeker” diye elbette ki boşuna dememişler. Ama bunun arkasında yatan ümidi hiç kimse bilmiyor sanıyorlar- sa, şu dehşetli gazetelerin idarecileri herkesi hakikaten pek budala sanıyorlar! “Kudret Gazetesinde Erimle ilgiliiyazı “Soydur, çeker!” — İnmiyeceğim, canım! Olmaz böyle şey! Kime kul olacağız, biz de şaşırdık” diye sertçe konuştu. Uzananlar taleplerinden vazgeçti- ler, Kafile, önde Gümüşpalanın oto- mobili olduğu halde şehirden içeri girdi. Meydanda oldukça büyük bir kalabalık -bu miktar, mitinglere, olan ilgiyle ölçülmelidir. toplanmıştı.”. Bu defa kurban edilmek istenilen dana, bıçakçıların elinden Kurtulamadı. Süslü hayvan boğazlandı ve üzerin- den atlanıldı, Kürsüye gelen Gümüş- pala Kırklarelinde kısa bir hitabede bulundu. Gezisinin bir tanışma gezi- si olduğunu belirtti veC.K. M.P. W- derine, ismini fazlaca ağzına almadan hafifçe dokundu. Politika ve torunlar A: P. Genel Başkanını, Kırklarelinde meydana toplanan ve kendisine tezahürat yapan kalabalıktan başka bir şey daha memnun etti. Son derece şefkatli bir baba olan Gümüşpalanın kızlarından biri Kırklarelinde bulunu yordu. Binbaşı Rafet Zengindemirin eşi olan bayan Zengindemir, babası- nın şehre geleceğini duymuş, onu karşılamağa hazırlanmıştı. Bu yüz- dendir ki basın mehsupları bir ara Gümüşpalayı kaybettiler, Sağa sola koşuşmağa başladılar. A, P. lideri meydanda yoktu, Endişeye kapildı- lar. Acaba, Pala Paşa artık kendi- lerinden bıkmış mıydı? Yoksa akla gelmedik bir olay mı cereyan etmiş- ti? Halbuki hâdise gayet basitti; Pa- la Paşa, çok sevdiği torunlarmı gör- meyi arzulamıştı. Konuşmasını mü- teakip bu arzusunu izhar etmesi Ü- zerine, partililerin elinden alelâcele veyi içtikten sonra, torunlarıyla bir hayli meşgul oldu. Saatlerin 17'vi geçtiği sıralarda oradan ayrılarak Tekirdağa doğru yola â çıkıldığında Pala Paşa hayatından ziyadesiy:s memnun ve neşeli görünüyordu. Yol- da gezetecilerin birine takıldı: “-— Ne yapacaksın mitingi? Gelip evde görseydin, Asıl oraya gelecek- tin de, torunları görecektin...” Bir dostluk gösterisi A: P. liderinin 'Tekirdağa girişi, di- ğer Trakya şehirlerindekinden farklı olmadı, Karşılayıcılar, vaktin geç olmasına rağmen yol ağızlarında beşer onar kişilik gruplar halinde A. P, Genel Başkanını bekliyorlardı. Bir yığın otomobili partili , karşıcı çık- mıştı, Hava karardığından, konuşma kapalı salonda (o yapılacaktı. A. P, şehrin en büyük sinemasında bir ka» palı salon toplantısı tertiplemişti. A, P, kafilesi ağır ağır sinemaya doğru ilerledi. Sinemaya gitmek için tâkip edilecek yolun üzerinde C. H. AKİS, 9 EKİM 1961