M'W5-1 KA Ankara Bir yıln hesabı (Gecen yıl içinde başarılı konserler oldu, başarısız konserler oldu, faydalı adımlar atıldı, zararlı adım- lar -atıldı. İyi ve kötü konser olağan birşeydir. Herhalde üzerinde durma- ya bile değmez. Ama geçen yılın he- sabı , görülürken, Türkiyenin müzik hayatını etkileyecek kadar önemli olayları dikkatle ayıklamakta, gün ışığma çıkarmakta da mutlaka fay- dâ'vardır. İyi yapılan işler bilinmeli ve doğru yolda yürümeye devam edil melidir, Buna mukabil yanlış adım- lar geri alınmalı, sebepler Üzerine eğilip, açılan yaraların en kısa 2a- manda onarılması yoluna gidilmeli- âir. 27 Mayıs İnkılâbından sonra mü- zik kurumları içinde en derin yarayı Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası aldı. Bu topluluk, Türkiyenin Batı örneği Üzerine kurulmuş en eski top- Juluklatından biridir, temelleri tam birbuçuk yüzyıl önce İkinci Mahmud tarafından atılmıştır. İşte bu toplu- luk, kuruluşundan birbuçuk (yüzyıl sönra kendi kardeşlerinden en büyük darbeyi yedi. Cumhurbaşkanlığı Ar- moni Mızıkası Albay İhsan Künçe- rin yönetiminde kısa zamanda sıra- ıdan 'bir kıt'a Bandosu olmaktan çık- mış, dünyanın sayılı senfonik nefesli çalğı topluluklarından biri haline gelmişti. Fakat Küncer 27 Ma- yıstan önce emekliye ayrıldı, Sonra da yüzbaşıdan yukarı bütün rütbeler emekliye sevkedilip, kürsüsüne çalgıcı subâyların en kı- demlisi geçirildi.: Halbuki bu menr leketin İhsan Künçer gibi bir sanat- çıya daha çok ihtiyacı vardır. İh- sân » Künçer, bu toplulukta onsekiz yıl solo'klarinetçi olarak çalıştıktan . sonra Fransaya giderek Schola Can: torum'ün şeflik bölümünden pekiyi dereceyle diploma almıştır. Hem bir klarinet virtüozudur, hem iyi piyano çalar, armoni ve orkestrasyon bilir, hem de şeflik tahsili YAYA Bm hurbaşkanlığı . Armoni n, mızıka okulunu kuran. iy odur.: Herhalde (yerini dolduracak birini bulmadan İhsan Künçer gibi bir sanatçıyı hizmet dişı- na çıkarmak, hele Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkasının başına oşeflikle Zerrece ilgisi bulunmayan bir çalgıcı- yı geçirmek, en hafif ifadeyle, doğru birşey olmamalıdır, Nitekim, Türk ulusunun ve Türk ordusunun her yerde yüzünü ağartan Armoni Mızıkası, kısa zamanda, ü- luslararası şenliklerde sâdece 40 ra- kamını yazmasıyla, yürüyüşüyle dik- kati çeken, doğru dürüst marş bile çalamıyan bir kıt'a bandosu haline geldi. Bu, geçen yılın müzik hayatımı- za vurduğu darbelerden sâdece bir tanesidir ve eğer Türkiye Batıya doğru yürüyüşüne devam edecekse bu hata mutlaka onarılmalıdır. Radyo ve müzik İkinci darbe ise Ankara Radyosu- nun müzik yayınlarına vurulmuş- tur, AKİS, 316. sayısında bu ko- nuya geniş yer vermişti. Hatırlana- cağı gibi 1960 yılının Ağustos ayında Radyonun Müzik Yayınları Şefliğine geçen devri hatırlatır şekilde bir tâ- yin yapılmıştı. O tarihten sonra da Radyonun kırdığı potlar, devirdiği çamlar bini aştı. Herhalde Türkiyede akrabaların yerini uzmanların alaca- ğı bir çağ da gelecektir. Türkiyede yaşayan müzik meraklıları, izahiı müzik saatinde cahillerin kendilerine ders vermesinden ve gün aşırı Peer Gynt Süitini, Şehrazatı dinlemekten bıkmıştır. Radyonun müzik yayınla- rını yöneten uzmanlar, Haendel'in İtfaiye Müziği -Haendel'in böyle bir eseri yoktur. adıyla gönderilen ve Bach'ın, Webern'in, Purcell'in, Mo- zart'ın pek bilinen eserlerinden ku- rulmuş bir sülti yayınlayacak, bu uydurma bandı yollayan muzip dinle- Avhan Raran 7000 ici kağunda Haberler Bu yıl Bükreşte 5 ile 20 Ey- lül tarihleri araşında yapı- lan Uluslararası George Enes- cu yarışmasının ikincisine Iki şarkıcısı (Oo katılmıştır: Basso Ayhan Baran ve bati- ton Halük Alatam. Ayhan Ba- ran bu yarışmanın erkek şar- kıcılar bölümünde beşinci mü- kâfatı almıştır. Aslen mimar olan Halük Alatam ise, daha birinci elemede takılmış ve mi- mari eserleri incelemek üzere Romanyayı dolaşmaya o başla- mıştır. * “Yıllardan beri İstanbulda ça- lışan viyolonist Enver Ka- pelman, Radyo Salon Orkest- rasını hortlatmak üzere Anka- bir zevkle yeni görevine lamıştır. Kokmuş Salon Or- kestralarının canlanmasıyla An kara Radyosunun müzik yayın- ları, kalite yönünden, toprak seviyesinin de altına inmiş ol- maktadır. * Viyana Senfoni Orkestrası- nın beş tane nefesli çalgı solisti tarafından kurulmuş ©- lan di tanınmış bir oda müziği topluluğu 24 Ekim tari- hinde Operada bir konser ve- recektir. Bu toplulukta Camil- lo Wanausek flüt, Friedrich Waechter obua, Richard Sc- hönhofer klarinet, Ernst Mühi- bacher korno ve Leo Cermak fagot çalmaktadır. * Besteci İlhan Usmanbaş son k günlerde kendini hummalı bir çalışmaya kaptırmıştır: De- Zerli sanatçı, bestelediği eser- leri kaleme alabilmek için sa- bahtan akşama kadar nota kâ- ğıdı çizmektedir. yiciye allı pullu teşekkür mektupları yazacak kadar geniş müzik kültürü- ne sahip kişilerdir ve kırdıkları pot- ların Üzerinde rahat rahat oturmava devam etmektedirler. Ne var ki, ak- rabalara sırt dayayanların ömürleri hiç bir zaman uzun olmamıştır. An- kara Radyosunda açılan yaralar er geç onarılacaktır. AKİS, 9 EKİM 196/