Bir toplulukta çirkinliği güzel - tananlar bulunmasaydı, çirkin ddlirnnışların .e bir menfaat sağ- larndvacağı olsaydı siyğust arkâr Çirkin Politika- cı diye bir tip yer almazdı. Zira bu tipin başlıca hususiyeti, men- faat yani oy toplayabilmek için mukaddes bilinen mefhumların biç birine iltifat etmemesi ve bu uğurda esirgeyeceği hiç bir şeyi olmamasıdır. Son “Bölükbaşı Hâ- disesi”ni bu açidan ve böyle bir sosyal vak'anın hudutları içinde değerlendirmek lâzımdır. Osman Bölükbaşı adındaki zat, çok parti- li hayata girdiğimizden bu yana, toplumumuzda mevcut bir sınıf in- sanın prototipi olarak belirmiştir. Türk cemiyeti için bir iftihar vesi- lesi, bu sınıftan kimselerin idare- sinde teşekkül eden siyasi parti- lerin daima kavruk kalması ve itibarla.ını gittikçe yitirmesidir. Ne Millet Partisinin, ne Cumhu- riyetçi Millet Partisinin, ne de Cumhuriyetçi Köylü Millet Parti- sinin itibar bulabilmesi hep bu yüzdendir, İlk iki teşekkülde, be- lirli bir süreden sonra, liderin et- rafı kendini bilenler tarafından boşaltılmıştır. e Bölükbaşı- nın, parti. olarak GC. K.M. P.nin ve politikacı olarak bu partinin yöneticilerinin itibarını iki para- lık eden tamamile şahsi, hiç bir şeref vermeyen, her manevi kai- dönin dışına çıkan davranışı en kısa zamanda üçüncü teşekkülde de aynı neticeyi doğurursa $aş- mamak lâzımdır. Ama bu toplum içinde (Bölükbaşılar (bulunduğu müddetce, bir Osman Bölükbaşı, kör topal da olsa, cürmü kadar yer de yaksa idame-i hayatta mutlaka devam edecek, siyaset Bölükbaşısı olmayan değil, en az —— Bir Çirkin Politikacı Osman Bölükbaşı Bölükbaşısı olan cemiyetlerdir. Bölükbaşıların bugünkü cemiyeti- mizdeki kuvvet nisbetlerinin ölçü- sünü teşkil edecektir. Bu siyasi zihniyetin Türk seçmeninden cid- di bir şamar yemesi bunun için lâzımdır, bunun için şa.ttır. , “Bölükbaşı Hâdisesi”nin tah- lili kime şeref verecektir, bilin- mez. Her halde, Yuvarlak Masa Beyannamesine C. K. M. P. Genel Başkan Vekili sıfatıyla imzasını basan O Ahmet Oğuz şimdi aynı partinin bir listesi başında seçmen karşısına çıkmaktan dolayı ifti- harların en büyüğüne hak kazan- muş sayılmayacaktır. C. K, M, P. nin ona bu yetkiyi veren Genel İdare Kurulu üyeleri de, kendi- lerini kapısındaki ırgat kadar saygıya lâyık bulmadığını belli eden bir zatı Genel Başkan mev- kiinde muhafaza edip onun etike- tini taşıyan listelerin mensupla- rı kalmak suretiyle siyaset ahlâ- kının bir pariek örneğini vermiş | addedilmeyecekierdir. Bir parti şu veya bu politika görüşünü s2- vunabilir. Bir parti şu veya bu politika tutumunu benimseyebilir. Bunlar hep, münakaşa kaldırır durumlardır. Ama oy kaygısının, hem de, aslında hiç bir akılı te- mele dayanmayan oy kaygısının bir siyasi teşekkülde bu derece kudretli bulunmasının, başka bü- tün mefhumları -maddi mefhum- ları, manevi mefhumları- ayaklar altına almasının mazur görülecek tek tarafı bulunamaz. Mânası herkesce anlaşılmış bir 12 Temmuz Beyannamesinin kar- şısına “Muvazaa!” feryadıyla di- kilmek, mânası herkesce anlaşı- lan bir Milli Andlaşmayı -hem de altında partisinin imzası bulunan bir Milli Andliaşmayı- bir satış ahitnamesi diye göstermeğe kal- kışmak bir politika adamının $i- yasi çapını, değerini, hâdiseleri teşhisteki mebaret derecesini Oor- taya sermaye yeter de artar bile.. Ne olacak, Osman Bölükbaşı bu! Davranışın şaşılacak hiç bir tarafı yoktur. Osman Bölükbaşı başka türlü davransaydı şaşmak gere- kirdi, Bütün Çirkin Politikacılar aynı ekolden değil midirler? Ama bütün çirkin politikacılar millet hayatından ve kendi partileri bün- yesinden tasfiye edilirken bunla- rın prototipinin seçim gibi bir mil- li imtihanda elde edeceği netice meselenin mein taşıyan tek tara- fıdır. Yanında eşi ve yeğeni bulunduğu halde doğruca Şeref Salonuna geçen Gürsel, orada gazetecilerle karşıla- şınca pek keyiflendi ve: -— Benim aslanlarım! Sorun ba- kalım soracaklarınızı” diye muhabir- lere takıldı, Fakat gazetecilerin sual sorma- larına fırsat vermeden devam etti: “-— Muhakkak Bölükbaşıdan sora- caksinız.” Sonra, gülerek: “ Simdi siz Bölükbaşıyı bira- kın da, ben size bir İstiklâl Harbi hi- kâyesi anlatayım, dinleyin” diyerek bir hatırasinı nakle başladı, AKİS, 9 EKİM 1961 Hatıra, Bölükbaşının sahte kah- ramanlığını “tefe alan” nefis bir hi- kâyeydi. aftanın sonunda “Bölükbaşı Hâ- disesi”, Bölükbaşının sı bakımın- dan normal neticesine eğe bulu- nuyordu. 1561 seçimlerinin komiği rolüne heveslenip o role çıkan Bölük- başı ancak bir komiğin görebileceği alâka içinde kampanyasına devam €- diyor've o sıfatla yükselttiği kahka- haları takdir sedası, alkışları tasvip gösterisi sanarak peyki gazetelerin manşetleri içinde yoluna devam © âiyo vk, A bir kaç gün içinde, komik olarak dahi Bölükbaşının gördüğü alâkanın yok olması ve herkesin cid- di işine dönmesi hiç kimseyi şaşırt- mamalılır, Nitekim bunu sezen Bö- lükbaşı haftanın sonunda feryadı yükseltti: : “. Gümüşpala neden cevap ver- miyor? Neden bana radyodan muka- bele etmiyorlar? Erkekse mikrofon başında göstersin erkekliğini!” . Bunu okuyan bir tecrübeli zat ise durumu şöyle hülâsa etti: “.— Bu millet horoz döğüşlüne ba- yılır..Ama kendisini idare etsin diye bir horoza oy verdiğini şimdiya ka- dar gören de, duyan da yoktur...” EN,