Secim kampanyasının son günlerine gelmiş bulunuyo- ruz, Pariilerin tutumundan, liderlerin sözlerinden, beliren niyet ve temayüllerden bir memleket manzara- sı gözler önünde doğmuştur, Seçim kampanyası gös- termiştir ki kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin Tür- kiyede iki kuvvet karşı karşıyadır. Bunların uzun yıl- lar önce başlayan mücadelesi devam etmektedir. Kuv- vetlerden biri milletin iptidai, kaba, geri hislerine bel bağlamakta, onun okuyup yazmadaki fakirliğine ve heyecanlanmaktaki süratine (güvenmektedir, Kuvvet- lerden ikincisi milletin akıl ve mantığına, tarihten ge- len olgunluğuna, çeşitli lee sağladığı basireti- ne, sağduyusuna hitap etm Bu kuvvetlerin, memlekette ye halinde tak- sim olunmadıkları bilinen bir gerçektir. Böyle olsaydı, bütün seçim mücadeleleri melekler ve şeytanlardan müteşekkil iki takım arasında cereyan eder, zafer, o amn dengesine göre kolaylıkla paylaşılırdı. Fakat ger- çek bu değildir. Zihniyetlerin temsilcileri çeşitli siyasi teşekküllere dağılmışlar, oralarda, nisbetleriyle müte- nasip mevkiler veya köprübaşları tutmuşlardır. Bu yüzden, bir kaç gün sonra gelecek karar saatinde çok iyi düşünerek, her ağırlığı. tartarak, partilerin dış ve iç görünüşlerine dikkatle bakarak sandık başıma git- mek lâzınıdır. Evvelâ, bir nokta üzerinde mutabakata varılmalı- dır: Şu anda, Türkiyenin muhtaç bulunduğu nedir? Buna, “Huzur” cevabını vermemek için ya saf, ya mak- satlı olmak gerekir, Ordusu ve Partileriyle, Gençliği ve Basınıyla bütün müesseseleri yerinden oynamış bir İhtilâl Sonrası Türkiyesinde, kurulacak iktidardan ilk beklenen cemiyetin düzenini iade etmesi, normal meka- nizmanın işlemesini sağlamasıdır. Bu yapılmadıkça, yerinden oynamış müesseseler ayakta kaldıkça istikra- rın geri dönmesini beklemek hayaldir. Eğer iktisadi durgunluğun son bulması, enflâsyon yoluyla değil ge istihsa) suretiyle bir canlılığın piyasayı kaplaması ve rınki huzurumuzun temel ta cı da aynı vatandaşta evvelâ emniyet ve güven yerleşmesidir, Seçim kampanyası açık olarak göstermiştir ki bu ağır yükü, başında bir insanın bulunması sayesinde bir rti başarıyla sırtlayabilir: C.H.P, C.H.P. li olmamak kabildir, C.H.P, ye kızmak da mümkündür, İnönü hak- kında herkes sempati beslemeyebilir. Ama şu seçim sonrasında memleketin 1 numaralı ihtiyacının huzür ve sükün olduğuna inanılıyorsa, seçme saatinde oyların © istikamete gitmesinden başka çâre yoktur. Etrafımıza baktığımızda, öteki partilerde gördü- ğümüz nedir? A.P, de ve X...P. de iki kuvvetin tem- sileileri karşılıklı çekişme halindedirler, Bu çekişmede hangi tarafın partiye hakim olacağı henüz meçhuldür. Bilhassa A.P, de ordu saflarından gelme takımın mı, D.P. ye mideleriyle bağlı politika esnafı güruhunun mu, yoksa gericiliğin felsefesini yapan bir ufak klikin mi hakimiyetini kurup ötekileri tasfiye edeceği ancak seçim sonunda belli olacaktır. Gerçek şudur ki, ihtilâ- lin yerinden oynattığı memleketin sağlam kuvvetleri — A — SEÇME SAATI , Saatinde - kurtuluş aynı Metin TOKER bu karışık durum önünde hiç bir zaman ihtiyatı elden bırakmayacaklar ve ayakta kalmayı tercih edecekler- dir. Y.T.P, nin bir şansa malik olmadığı açıkca görülü- yor. Üçüncü siyasi teşekküle, C.K.M.P. ye gelince, son hadiseler onun, nev'i şahsına mahsus bir tipin sultası altında Orta Çağ usulleriyle idare edildiğini ve anladı- ğgumız mânada parti hüviyeti taşımadığını gözler önüne sermiştir, Huzur isteyip te C.K.M.P. den olmak, hattâ başı omuzlar üstünde sağlam şekilde tutup ta o istika- mette oy kullanmak, her şeyi bırakınız, biraz imren kabiliyetine sahip olup ta bu topraklar üzerinde, bu devrede bir C.K.M.P, iktidarını veyâ gi düşünebilmek tamamile imkânsızdır. Bu pek basit gerçekler millet mukadderatının şu önümüzdeki dört yıllık devre için kime emanet e si gerektiğini ortaya koymaktadır. Seçmen kütlelerinia bunu anladığı hususunda da ciddi ve emin işaretler var- dır. Ancak, 1961 seçimlerinin iki hususiyeti seçme 8a- atinde herkesten vazife emektedir. Bir yandan nisbi temsil, diğer taraftan bu topluluk içinde iptidai, kaba ve geri hislerin tesirinden kendini kurtarmaya henüz muktedir olmayan kalabalıkların bulunması teh- likeli temayiillerin partilerine fırsat tanımaktadır,” E- ğer memleketin basiret ve sağduyu sahibi 'vatandaşla- rı, sağlam kuvvetlerin mensupları, huzur arzusu içinde ttukları siz şekilde güçleştirecektir. Hiç kimsenin şüphesi olma» mak lâzımdır: Karşı taraf, bütün kuvvetlerini seferber etmiş halde sandık başına gidecektir. Referandumda Evet nisbetinin daha yüksek olmaması, bir kolay ve tabii zaferin sarhoşluğuna kapılınmış “bulunmasının neticesidir. Memleketin aynı çeşit ikinci bir hataya ta» hammülü yoktur. ; Sandık başına akının bir başka sebebi daha vardır. Ufak ekseriyetle iktidara yerleşmiş bir C.H.P. içinde roller oynamaya, siyasi şantajla duruma hakim olma- ya şimdiden heveslenen, bu istikamette parti içi ve par temellerini memleketin Bu millet, tarihinin vücut halde doğrulmasın < bilmiş, kadını ve erkeğiyle, sağlamı ve sakatıyla, hastası ve dirisiyle vazife başına koşmuştur. Önümüzdeki seçme davranmaya bağlıdır. Yeni iktidarı ne kadar sağlam kurarsak özlediği- miz huzura o nisbette erken kavuşabileceğimiz hatır dan çıkarılmadığı takdirde, zaten olacak olan da budur. AKİS, 9 EKİM 1961 5