4 Eylül 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

4 Eylül 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Y. T. P. nin yeni füzesi göz ucuy- la yanında oturan Genel Başkanı Ek- rem Alicana şöylece bir baktı. Bir yardın) görme ihtimalinin uzak oldu- gunu hissetmiş olacak ki işin içinden kendi kendine sıyrılmaya karar ver- di ve: " — Elbette ikinci şıkkın da bü- yük rolü olmuştur" de Salonda bulunan gazeteciler birbi- rine bakıp gülümsediler. Genç adam oynanan dramın sâ- dece ve sâdece figüranlarından biriy- di. Düşük Başbakanın en büyük Ooğ- lu olan Yüksel Menderes bilmeden bir politika dramının oyuncuları ara- sına karışmış, soyadının Bağlıyacağı fayda, genç adamı, oyunun iplerini elinde tutanların kurbanı yapmıştı. Nitekim, daha basın toplantısın- da iplerin kimin elinde olduğu belli oldu. Yüksel Menderesin yanında o- turan Y. T. P. Genel Başkanı Alican zaman zaman genç politikacıya tev- cih edilen suallere, küçük Mendere- sin cevap vermesine fırsat bırakma- dan cevap veriyor, sonra o bilinen a- ğır hareketleriyle yanındaki genç a- dama dönerek, "öyle değil mi" der gibisinden bakıyordu. Y.T. P. liler küçük Menderese çok önceden göz dikmişlerdi. A. P. nin büyük kozunu kırmasından -Ali Fuat Başgilin A. P. listesinden aday- lığı kabul etmesi- sonra harekete geçmeleri ve tasavvurlarım (gerçek- leştirmeleri gerekti. Bu balcımdan Menderesin oğlu ile yapılan temas- lar sıklaştırıldı. Temaslar Yassıada avukatları vasıtasıyla temin o edili- yordu. Aynı yaşta olan ve Yüksel Menderesle aynı fakültede genç avukatlar işin üzerinde hassasi- yetle durdular. Küçük Menderese du- rumu enine boyuna anlattılar. İki si- yasi parti mevcuttu. Bunlardan bir tanesi evvelâ D. P. nin mirasçısı gi- bi görünmüşse de D. P. nin hakiki temsilcisi Y. T. P. idi. Kendisinin adı geçen partiye intisabı, Ege böl- gesinde büyük miktarda oy sayısının Y. T.P. lehine tecellisini sağlıya- . Babasının memleketi olan Ay- dından aday olması bu ilde Y. T. P. nin seçimleri kazanması demekti. Bu her iki taraf için de faydalıydı. Üste- lik, memleketin ve babasının yüksek menfaatleri bunu icap ettiriyordu! Geçen haftanın ortasında sah gü- nü sabahleyin herşey halledilmişti. Yüksel Menderes o gün sabahleyin saatlerin 10 u gösterdiği o sıralarda Dış İşleri Bakanlığındaki masasının başından kalktı. Cebinde evvelce ha- zırladığı istifa mektubunu, bizzat Bakana takdim etti. Sarper, hâdise- yi garipsemedi. Yılların diplomatının kulağı bir hayli delikti ve meseleden 8 Öncü gazetesinin meşhur haberi Tavşana kaç, haberdardı. Böylece iş pişirilip ko- tarılmış, Y.T.P., A.P. bombasına kar- şılık, çok daha tesirli olduğunu san- dığı füzesini uçurmuştu. Kuyruk avcılarının şimdi gözleri bir başka soyadındadır. Nilüfer Gür- soyun -Bayarın kızıdır- hangi parti- nin üzerinde kalacağı henüz belli de- ğildir. Ama her iki partinin de sâde- ce bu işle uğraşan bir teşkilât kur- duğu bilinmektedir. Nasıl olacak?.. Yalçının obir veteriner Generali olan Burhanettin Uluç tarafından tev- kifinin ir iki saat geçmemiş- tiki, Y.T. n Genel Merkez bi- nasının a acı acı Öttü. Te- lefonun karşısındaki tok ses Ge- nel Başkan Alicanın, K. tara- fından dâvet edildiğini haber veri- yordu. Alican gelir elmez Meclise kadar teşrif etmeliydi Alicanın M. B. K. üyeleriyle ko- nuşması pek iyi hava içinde cere- yan etmedi. Üyeler kendisine ve par- tisine biraz hakim olmasını sükünet- le tavsiye ettiler. Yalçının sözlerin- de açıktan açığa suç unsuru mevcut- tu. Nitekim İzmir Valisi bunu deme- tazıya tut cinde belirtmiş, milletçe kabul edilen Anayasanın başlangıç kısmında D. P. iktidarının zulmüne işaret edilmiş- ti. Yalçın bu sözleriyle bütün bunları inkâra yeltenmiyor muydu? Ak saçlı maliyeci ww pek fazla söz ulamadı rüşmeden çıkarken bir hayli ürkek, “biz hayli düşünceliydi. o Alicanı bu sırada gö- renler kendisini Hocanın papağanla mukayese ettiği meşhur hindisine benzetmekten kendilerini alamadılar. Bir farkla ki, Hocanın hindisi haki» katen düşünüyordu. m Y. T. P. Genel İdare Ku- rulu toplandı. Ne yapılacaktı? Nasıl hareket edilmeliydi? Yalçının duru- mu hakkında ne gibi bir davranışta bulunulmalıydı. Yönetim Kurulu, bir karara vara- madı. Ancak dehşetengiz başyazarı ne yüzüstü bırakmak, ne de sözlerini tasvip eder görünmek işlerine geliyor- du. En iyisi, bu sözlerin değişik ma- nâya geldiğini ileri sürmekti. Nite- kim Y. T, P. ikinci başkam Aybarın bu konudaki demeci şiş ve kebap hi- kâyesine uyulacağını belli etti. Ancak, patavatsızlığıyla AKİS, 4 EYLÜL 1961 tanın-

Bu sayıdan diğer sayfalar: