dertten a Şimdi atmos- feri ünkü gelecek (o nesillere tehlikeli olacak şekilde zehirlemek, silahlanmaya hız vermek, o dünyayı âkibeti meçhul bir mâceraya sürük- lemek mesuliyeti Sovyet o Rusyanın- dır. Hem de Krutçef bu mesuliyeti tarafsız memleketler devlet ve hü- kümet başkanlarının Belgradda top- landıkları bir sırada, âdeta Onlara, bu mevzuda en hassas olan liderlere meydan okurcasına yüklenmekten çe- kinmemiştir. Tarafsızlar ne konuşacaklar ? U hazırlıklardan sonra 24 ta- rafsız iştiraki ve iki memleketin müşahitlerinin huzuru ile Belgradda toplanan müşterek bir vasıfları yoktu Tito, Kasır ve Nehrunun her zaman aynı istikamette olmayan tesirleri altın- da kalacağı şüphesiz bulunan bu top- luluğun şimdilik formül halinde mey- dana çıkarabildiği ilkeler büyük dev- letlerle askeri paktlara (Ogirmemek, büyük devletlere askeri üs verme- mek, sömürgelerin kurtuluş (o savaş- larını faal şekilde desteklemek (gibi birkaç cümle ile ifade edilebilen slo- ganlardır. Bununla beraber dünya nüfusunun mühim bir kısmını teşkil niyetli omemleketler" vermekteydi. a Batı sömür- rarı Sovyetleri sinirlendirmişti. Mos- kova bu teşebbüsü bir ayrılık, hattâ kendisine karşı düşmanca bir tavır saymaya meyyaldi. Öte yandan kon- feransa katılanların en ileri gelenle- ri Berlin ve Almanya meselesindeki görüşleri yüzünden Batılılara endişe vermekten hali kalmıyorlardı. Hattâ yine bu konferansın gündeminin baş- lıca maddelerinden biri olarak ele a- lacağı Oo silâhsızlanma Oo meselesinde Krutçefin topyekün ve umumi silâh- sızlanma şeklinde ortaya attığı pa- radoksal formüle meyletmesinden de korkuluyordu. Herhalde (o Batılıların tarafsızlar konferansı ile ilgili endi- şeleri ümitlerinden dı. Şimdi, tereddütsüz söylenebilir ki Krutçefin, ne gibi mucip sebepler olursa olsun, nükleer denemelere tekrar başlamak kararı, durumu hissedilir şekilde değiştirmiştir. Sömürge me- seleleri gibi Berlin ve Almanya me- selesi de, üç sene atom infilâklerinin radyoaktivitesinden masun kalmış o- lan dünyanın şimdi tekrar bu tehli- keye mâruz kalması ve bir atom sa- vası uçurumunun kenarına gelmesi, buna da Sovyetlerin sebep olması keyfiyeti yanında önemlerinden, en azdan aktüalitelerinden çok şey kay- bedeceklerdir. Brezilya İhtilâlden ihtilâle Yedi yıl evvel, 24 Ağustos 1954'de Brezilyanın diktatör Başkanı Ge- tulio Vargas intihar etmişti. Yedi yıl farkla, 25 Ağustos tifa dünyanın en garip istifalarından biridir. Başkan, gerici ve karanlık kuvvetlerle (o mücadelesinde o mağlüp olduğu için çekildiğini bildirmektey- di. Halbuki Ouadros daha bu yılın başında Brezilya seçim tarihinde gö- rülmemiş bir ezici çoğunlukla işbası- na gelmiştir. Bu gerici ve karanlık kuvvetler diye bahsettiği şeyler neler dir? Nasıl müessir olmuşlardır? Ou- adros'un memleketi terkettiği sırada söylediği sözlerden ve göz yaşların- dan anlaşılıyordu ki kendisi zorlan- mıştır. Ayrılışı bir fantezi, bir kapris değildir. Başkan Ouadros'un seçim kam- panyasında rumzu bir süpürge idi. Memleketi bütün pisliklerden temiz- liyeceğim diyordu. İrtişa ile, ahlâk- sızlıkla, ataletle mücadele edeceğim diyordu. Memurların işlerini tam mâ- nasile görmelerini sağlıyacağım, lü- zumsuz masraflara, vurgunlara, ilti- mas ve nüfuz ticaretine paydos diye- ceğim diyordu. Ouadros seçim kampanyasında bu mealdaki nutuklarını söylerken, kendilerini çok alkışlayan bir adam vardı: Lacerda. Bu adam diktatör Vargas'ın istifasında ve intiharında DÜNYADA OLUP BİTENLER en büyük rolü oynamıştı. Çok darplı bir polemist olan Lacerda o zaman komünist idi. Şimdi ise Başkan Ou- adros'u istifaya zorlamıştı. Sebep o- larak da Ouados'un komünizme mey letmesini gösteriyordu. Başkan Ou- adros, Fidel Castro'yu desteklemiş ve onun Ekonomi Bakam Che Gue- vera'ya Brezilyanın en büyük nişa- nını vermişti. Guanabara Eyaleti va- lisi olan oLacerda ise buna karşılık Castro'nun en büyük düşmanı Va- rone'e Rio de Janeiro şehrinin anah- tarını teslim etti. Lacerda diğer ta- raftan Başkan Ouadros'u diktatörlü- ge gitmekle eN ediyordu. Gerçi bunlar hakiki sebepler miydi? Yanlış hesap Ouadros iktidara gelince, diğer ic- raat meyanında Sovyet Rusya ile 14 nist bir tavır takınmıştı. Fakat Ouadros'u asıl yıkan sebep partileri ve partiler yolu ile idame olunan menfaatleri hırpalaması olmuştur. Bu konuda Başkan kuvvet ve imkânlarım iyi he- saplıyamamış görünmektedir. lart'ın çok daha sola dam olduğunu unutmuş ve Goulart kabul edilmediği takdirde -ki Ordu- nun Goulart'ı istemediği anlaşılmak- tadır- çok tehlikeli karışıklıkların çı- kabileceğini hesaplıyamamış görün- mektedir. Daha şimdiden Lacer- da'nın istifa haberi yanlışlıkların sü- ratle anlaşılmaya başladığını göster- mektedir. Ouadros memleket nizamım meş- ruiyet içinde değiştirmek istemiştir. Ne derece sağa veya sola kaymış ol- duğunu düşünmeden, kimleri tedir- gin edeceğini anlayıp dinlemeden bu yola girmiştir. (Halbuki işte, birçok misalden sonra bir misal daha göster- mektedir ki, ihtilâlsiz nizam değiştir- mek -hele Güney Amerikada- müm- kün değildir. AKİS, 4 EYLÜL 1961 2