FEN Feza Yeni adımlar. haftanın ortalarında, çar- sabahı Cape Canaveral- saatle 5,04 de üç ka- , Atlas - Agena roketinin u- gundan ilk merhaleyi teşkil ediyordu. Yer yuvarlağının etrafında çok basık bir yörüngeye girerek hem Aya hem de yeryüzüne çok yakın mesafeler- den geçecek olan yeni peyk "RAN- GER-A" dan başka birşey değildi (Bak. AKİS - Sayı: 370). Böylelikle Amerikanın feza yarı- sına tahsis ettiği milyarların önem- li bir semeresi elde edilmiş oluyordu. Önümüzdeki bir yıllık süre içerisinde bu şekilde daha beş deneme yapıl- dıktan sonra Ay yüzeyine inecek -da- ha doğrusu çarpacak- "RANGER-B" ler gönderilecektir. Bütün bu dene- melerin gayesi, o insanoğlunun Aya gidebilmesi için gerekli şartları sağ- layacak feza araçlarının inşasına ya- rayan bilgilerin e Zirvecilerin rekabet Amerika, nihayet feza yarışının ha- yati önemini kavramış olarak, bu muazzam yatırımları yaparken, Sov- yetlerin de, elde ettikleri avantajları kaptırmamak için çalıştıkları mu- hakkaktır. 4 Ekim 1957 cuma günü Sovyetlerin "Sputnik 1"i fezaya fır- latmasından ve bütün hür dünyada yaratılan sürpriz ve propaganda fır- tınası sükünet bulduktan sonra fikri sorulan Batılı bilginler, Sovyetlerin bu başarılarım, oOAlmanyanın işgali sırasında elde ettikleri roket imalât- haneleriyle kendi hesaplarına çalış- mağa ikna edebildikleri Alman bil- ginlerinin çalışmalarına (o yükletmiş- lerdi. Halbuki gerçek hiç de böyle de- ğildi. Zaten böyle olmuş olsaydı ba- ----ların birbirini takip etmesi, geliş- meler göstermesi beklenemezdi. Sov- yetlerin Amerikada çalışmakta olan Alman bilginlerinin ve diğerlerinin buldukları neticeleri, tıpkı atom bombasında yaptıkları gibi, gizlice ele geçirerek bu sayede başarı sağ- ladıktan da söylenemezdi. Çünkü on- ların metodları Amerikalılarınkinden bir hayli bâriz farklar gösteriyor, üstelik Amerikalıları bile hayretle- re düşüren yepyeni yakıtlar ve roket motorleri üzerinde çalıştıktan ve üs- tün başarılara eriştikleri açıkça gö- rülüyordu. O halde Sovyetlerin bu üstünlüğü nereden geliyordu?. İşin aslı Sovyet roketçiliği 5 Eylül 1958 günü Avrupa Rusyasının küçücük bir kasabasında doğan Konstantin Ed- vardoviç Ziolkovski ile başladı. Kü- çük yaşta sağır olan bu adam, çocuk- luğunda matematik ve fizik dersleri- ni zorlukla anladığı için annesinden yardım görerek sınıf geçiyordu. Bir- gün bir akrabası ona hediye olarak bir uçak balon getirdi. Bu, onun tah- sil hayatında yeni ufuklar açtı. U- çuş ve bununla ilgili problemler, sa- gırlığı dolayısıyla esasen biraz ken- di içine kapanmış çocuğu öylesine sardı ki, orta okulda öğrenebildiği matematikle balon uçuşuna ait teo- riler ortaya atmaya çalıştı. Daha on- altısında madeni zarflı ve içi hidro- yapılabileceğini Oo yaptığı hesaplarla ortaya koydu. Bu prensipten uzun yıllar sonra jeplinlerin imâlinde fay- dalanılmıştır. 1847 yılı Ziolkovskinin hayatında İkinci bir dönüm noktası teşkil et- miştir. Onyedi yaşında bir genç ola- rak lise tahsili yapmağa Moskovaya gönderilen bu küçük âlim adayı ora- da fikrini yepyeni sahalarda işletti; Fezaya gitmek ve bu gidiş için ge- rekli ulaştırma araçlarının isleme prensiplerini araştırmak... Okuldaki arkadaşlarım da kendi düşünceleriyle ilgilenmeye dâvet edi- yordu. Ama, bütün çalışmalarında zorluklarla karşılaşıyordu. Bir kere geliri gayet azdı, aldığı on ruble cep harçliğiyla ancak hayatta kalabil- mek için kuru ekmek yiyor, geri ka- lanıyla deneylerine (olüzumlu kimya maddelerini ve çeşitli cihazları satın almağa çalışıyordu. O güne ait hatı- ralarından bahsederken "midem ka- ra ekmekle doluydu, ama kafamın içersinde büyük plânlar, büyük rüya- lar vardı" demiştir. lisedeki üç yılını yakın gezegen- lere insan taşıyabilecek bir araç imâl edebilmek hülyaları peşinde geçirdi. Nihayet 1876 da bunun bir roketten başka bir şey olamıyacağını ortaya çıkardı. Aynı sene başka memleket- lerdeki alimler tarafından Merih ve üzerindeki oOkanallar o keşfedilmişti, feza ilmi artık gelişmeğe başlamıştı... 1882 yılında yüksek tahsilini de bitiren Ziolkovski, profesör ünvanını iktisap ederek, bir ozamanlar zayıf olduğu matematik ve fizik derslerini öğretmek üzere Moskovanın 160 ki- lometre güneydoğusundaki o Kaluga şehrine tâyin edildi. Artık onun için ufuk iyice açılmıştı. Gencin dinamiz- (Boyanmış o kutular, bugüne, AKİS, 4 EYLÜL 1961 kadar. gerçekleştiği bilinen safhaları göster mektedir)