Akıl İçin Yol Birdir Günler, hattâ bir kaç hafta var ki, asıl adından ziyade Son Kuyruk diye meşhur gazetenin birinci sayfasının ait yarısında bir rakkam görmeye alışık olanlar buttu her gün göremiyorlar. Necip Fazıl -Peya- mi Safa ekolünün, mürşitlerden birinin kapana kıstırılması, diğerinin Allahın rahmetine kavuşması üzerine sahayı boş bulup fırlayıveren iki tın-tın çömezi tarafından çıkarılan gazete, tıpkı bir zamanlar Büyük Doğunun başına geldiği gibi, bir tiraj oyüksekliği ile karşılaşınca bir gün evvelki baskı omiktarım ilâna başlamıştı. Hürriyetin senelerdir yaptığı şekilde.. Ama şimdi caka, pek hazin şekilde bozulmuş bulunu- yor. Nitekim, Hürriyetin alt yarısında tiraj hep ilân olunurken, çömez- lerin Son Kuyruğunda de bir ses, ne bir nefes! Sâdece, gittikçe düşü* rülen tiraja rağmen bayilerde gittikçe yükselen bir iade dağı.. Bir de açıkgözlük: Bir gün çok basıp onu ilân etmek! Eee, mukadder âkibet! Sen Kuyruğun, ilk günler bir kuyruklu yıldız gibi göz kamaştır- ması bir takım kimseleri şaşırtmış olabilir. Her halde, hadiselerin sey- rini senelerdir dikkâtle tâkip edenleri değil. Nitekim bu mecmua, Bü- ük Doğunun da bir zamanlar eline ne kadar kâğıt geçerse o kadar bastığını, fakat sermayesi yalan, küfür, sansasyon merakı ve muhay- yel skandaller olan varakparelerin pek kısa zamanda ölmeye mahküm bulunduğunu hatırlatmıştı.. Sürümün e yoldan temin edildiğine dair. bizde bir inanç yok değildir. Çok kimse sonar ki, gazeteler muhalefet yapınca satar. Hayâl! Gazeteler, okuyucu okuyacak bir şey buldukça Ve itinayla hazırlandıkça satar. İşte, hiç muhalefet yapmayan Hürri- yet! Senelerdir, bütün tiraj rekorlarını elinde tutuyor, Nitekim ölüm çanının şimdi, süpermürşitli ekolün yeni organı için çalmış olması bu teşhisi doğrulamıştır. Bir gazete ki film fikir değildir, türkçesi türkçe değildir, tertibi tertip değildir. Bir gazete ki fikriyatını, elifi görünce mertek sanan, buna mukabil kendini âllâme-i cihan sayacak derecede boş, bütün kültürü "üstad"larının fikir kırıntılarından ibaret, ağızdan dolmuş tüfeği andıran bir heveskâr yapacak. Bir gazete ki, her sayı- sında mütevazi bir ilkokul öğretmeni bir sınıf dolusu öğrenciyi ikmale bıraktırmaya yetecek gramer ve imlâ hatası bulacak. Bir gazete ki, tertibi en müptedi mürettibin tezgâh başında bağladığı gazetenin ter- tininden acemice olacak. Sonra da, bu gazete 1961 Türkiyesinde, uzun bir süre satacak.. Son Kuyruğun başına gelenler, buna imkân bulun- madığının açık delilidir. Şimdi çömezler, varsınlar başlarını kuma sokup gizlenmeye çalış- sınlar. Fiyaka yapacağız derken bir çuval inciri berbat etmiş bulunma- ları ve pek kısa süren bir tiraj saltanatını müteakip çarkın üstünde suyunu boşaltmış bir boş kova gibi pat diye yere oturuvermeleri umu- mi efkârdan nasiplerine sâdece kahkahaların düştüğünün pek açık delilini teşkil etmiştir Herkesin ciddi ciddi yürüdüğü bir sokağa, her önüne gelene dilini çıkarıp nanik yapan, oraya buraya tükrük atan bir adam fırladı mı, ona elbette ki önce bakılır. Sonra da, omuz silkip geçilir. Tirajdan ne haber, çömezler? Son Havadis gazetesinde tirajı gösteren boş köşe Yeller eser ol saltanatın yerinde 22 1956 seçimleriyle D, P iktidara geçince, Bölükbaşı pişmanlık yaşla- rını kimseye göstermedi ve mücade- leyi bu defa aynı safta çarpıştığı eski ideâl arkadaşlarına karşı açtı. Ama, C.H. P. ye hücumu en kritik günler» de dahi unutmadı, ihmal etmedi. Mil- let Partisinin Meclisteki tek temsil- cisi olduğu için, mücadele de hayli zor oluyordu. Bunun için yeni bir tak- tik keşfetmekte gecikmedi. Müte- madiyen gazete karıştırdı ve Demok- rat liderlerin muhalefet yıllarında ettikleri vaadleri vesikalar halinde topladı. Her kürsüye yanında Bir ba- vul veya çanta dolusu vesika ile çı- kıyor, bunları nüktelerle halka anla- tıyordu. Nitekim, taktiği kısa zaman» da meyvalarını vermeğe başladı. "İk- tidara duman attıran adam" sıfatına, artık hak kazanmıştı. Ne var ki bu arada bazı meselelerden dolayı Mil- let Partisi kapatıldı, Bölkbaşının partisi bu defa cumhuriyetçi (o Millet Partisi adıyla siyasi faaliyetine de- vam etti. Bu, fâaliyetin semerelerini Bölükbaşı, Kırşehirde sâdece kendisi- ni değil, partisini de kazandırmak su- retiyle topladı. İktidarın bu başarıya karşı azizliği, Kirşehiri kaza yapmak oldu. Bütün bunlar Bölükbaşıya halk arasında şöhret kazandırmakla kal- madı, onu zaman saman kahraman dahi yaptı. işte Bölükbaşının başarılı devre- si bundan sonradır. 1954'den 1957'ye kadar iyi mücadele etti.1957 seçim- lerinin neticesi Bölükbaşı ve partisi için pek değişik olmadı. Ne var ki u defa B. M, M. fide kuvvetli Bir Muhalefet vardı ve Bölükbaşı da bu -Muhalefetin yanı başında vazifesine devam ediyordu. c. H. p. yanında D. P, ye. onun müstebit liderlerine cihat açan Bölük- başının bu defaki mücadelesi 27 Ma- yıs 1960 sabahına kadar sürdü. Değişen adam Bundan sonra Bölükbaşının siyasi hayatında bir değişme vuku bul- du. 27 Mayıstan sonra, evvelce mü- cadele ettiklerinin savunmasına oge- çince itibarı birden azaldı. 1946 De- mokratlarına sahip olmak gayretle- ri Bölükbaşının ve partisinin tek ga- yesi haline gelmişti. İrikiyım liderin bütün arzusu iktidar koltuğuna otur- maktı. Sunun için 27 Mayıstan önce düşük iktidara a yaptığı m leyi bile inkârdan nmedi V li avında ilk li açtı. Bölükbaşı, D. P. kapatıldıktan sonra bir süre, arzusuyla (yandığı sehhar iktidarın nihayet gelip C. K. M. P. nin kucağına oturduğu hayaliy- le yaşadı. Bu hayal, 1957 arefesinde Hiltonda beslenen hayalden de tatlıy- dı. D. P. nin 4,55 milyon oyu Bölükba- şının torbasına girecek, onu memleke- tin başına getirecekti. Torbanın bir AKİS, 4 EYLÜL 1961