FEN mini ve ilmi kabiliyetini takdir eden tanınmış kiraya (o bilgini Mendelyef, onu üçyüz senelik mazisi bulunan Sen Petersburg Fizik ve Kimya Derneğine üye olmağa çağırdı. u arada Ziolkovski, sırf kendi imkanlarıyla, bazı araştırmalar ya- pıyor, bilhassa tasavvur ettiği roke- tin çalışır ovaziyetteki bir modelini ortaya koymağa çalışıyordu. Her ne- kadar mali imkânsızlıklar bunu ya- pabilmesini önlediyse de, tam otuz yıl sonra icat edilecek olan uçağın a- na prensiplerini teşkil eden bazı de- neyleri bugün müzelerdedir. Nihayet İlimler Akademisinden 470 ruble kadar bir yardıma mazhar olan bilgin ilk iş olarak Kalugadaki pansiyon odasında küçük bir aerodi- namik tünel vücuda getirdi. Bu tü- nel Rusyada kurulmuş ilk rüzgâr tü- neliydi. Ziolkovski bu ilkel teçhizatla muhtelif cisimlerin hava akımlarına karşı gösterdikleri odirenci ve ilgili matematik bağıntıları incelemeğe çalışıyordu. İhtilâlden sonra 1917 Kasım ihtilâlinden sonra Ziol- kovskinin adı duyulmaz oldu. Ar- tık zaman Rusyada günlük olayları, kısa vâdeli problemleri ön plâna sür- müştü. Bununla beraber o, yeni etüd- lerini ve buluşlarım ilim dergilerin- de yayınlamakta devam 1925 - 30 yılları arasında Rusların, Ziolkovski ile yetiştirdiği roketçi ta- lebelerinin çalışmalarıyla OAlmanya- daki Hermann Oberth ve arkadaşla- rının araştırmaları hemen hemen ay- nı tempoda atbaşı beraber gidiyordu. Ne var ki Almanyada 1923den sonra Nazi ordusunun el koyduğu ve böyle- ce harp maksatları için geniş ölçüde geliştirilen roketçilik konusunda Sov yetlerin henüz "hayati" problemlerle uğraşmakta oluşları ve bu sahaya el atamamaları oOyüzünden Rusyada pratik hiçbir sonuç sağlanamadı. İkinci Cihan Harbi Biralarında Sovyetler Almanlardan görere bazı hafif topçu roketleri geliştirmiş- lerdir. Ancak roketçiliğin Rusyada, Ziolkovskinin an'anesine uygun bir şekilde, tekrar ele alınması harbin bittiği 1945 yılma rastlamaktadır. O yıl hem Almanlardan ele geçirilen V-2 roketleri, bilhassa bunların imâl edildiği fabrikalar, hem de Ruslarla işbirliği yapmağı kabul eden bazı Al- man bilginlerinin yardımıyla rasyo- nel bir çalışmaya (girişildi. Sovyet hükümeti de, gelecekte roketlerini dünyaya hakim olacağı gerçeğini A- merikadan önce görebildiği için ge- rekli tahsisatı (ayırarak ve eğitim probleminin de ehemmiyetle üzerin- de durarak dâvayı benimsedi. 30 RANGER -B Kendi küçük, fendi büyük 1950 ile 1960 yılları arasındaki ocesinde hata ihtimallerinin bertaraf sürede Amerikada yetiştirilen 900 edildiği, atışlarda başarısızlık doğu- bin mühendise (o karşılık Rusyada | milyon 200 bin mühendis yetiştiril- diği oOAmerikalıların yayınladıkları rakkamlardan anlaşılmaktadır. İsta- tistiklere göre, mesela, yalnız 1969 yılında 37 bin Amerikan mühendisine karşılık 106 bin Sovyet mühendisi yetişmiştir. Sonra Rusyada kadınlar endüstride çok daha faal bir rol sahi- . bidirler. Amerikada yüzde biri bile bulmayan kadın mühendislik öğren- cisi oranına karşılık, Sovyet Rusya- da kadın mühendislik öğrencisi oranı yüzde otuzdokuzu bulmaktadır. Sovyetler Birliğinde ilmi araştır- malara bu derece önem verilmesinin yanısıra konunun stratejisinin de maksada uygun şekilde düzenlenmiş oluşu aradan çok geçmeden meyva- ların vermiş bulunmaktadır. Ger- çekten Sovyetlerin esâs gayesi roket- lerini dünyanın istenen her noktası- na ulaştırabilmek olduğu için çalış- maları dalma büyük tepki kuvveti haiz dev roketler imâli istikametine yöneltilmiştir. Bu daha ilk zamanlarda, "Sput- nik I"in atılışında görülmüş ve hür dünya bilginleri için bir sürpriz teş- kil etmiştir. Bundan başka Rusların yaptıkları atışların daima başarılı ol- ması da dikkati çekmektedir. Bunun izam, her nekadar Sovyetlerin başarı sağlamayan atışlarını hiç haber ver- medikleri şeklinde yapılmağa çalışıl- mışsa da, son feza adamı Titovun u- çuşunun zamanında haber verilmiş ve yere inişinin dahi belirli zamanda gerçekleşmiş bulunması bu izah tar- zını kısmen çürütmüştür, Geri kalan sebep olarak çalışmaların teorik ba- kımdan gayet sıhhatli hesaplar neti- rabilecek malzeme vesair hususlar- daki ârıza ihtimallerinin mümkün mertebe giderildiği, sistemler bakı- ok başarısız denemelerin de hiç haber verilmeyip gizlendiği ileri sürülebilir. Sovyetlerin Venüse yaptıkları 13 Ocak 1961 deki başarısız atıştan son- ra 16 Ağustos 1962 de aynı denemeyi tekrarlıyacakları söylenebilir. Zira, aynı derecede müsait astronomik şartlar o tarihte aynen tekrarlana- caktır. Bu tarihten önce, Aya gitme yarışında Amerikalılardan geri kal- mamak için çeşitli teşebbüsler yapa- cakları, birkaç Lunik daha fırlata- cakları da muhakkaktır. Aynı zamanda ezada, yani yer- yüzünden en az 500 kilometre yük- sekte ve atmosferin dışında, bir feza araştırmaları "istasyonu" kurmağa çalışacakları, bu sayede hem yeryü- zündeki hedefleri gözetlemek imkâ- nı sağlamağa, hem de ilerde burasını askeri bir üs şekline sokmağa kalkı- şacakları akla gelebilir. Zaten bu, uzun zamandır Kızıl liderlerin ağ- zında geveledikleri bir takım cümle- lerden sezilmektedir Bütün bunlara karşı Amerikalıla- rın, bütün güçleriyle, 1967 den önce Sovyetlerin bugüne okadar roketler alanında elde tuttuktan üstünlüğü bertaraf etmeğe çalıştıkları da ger- çektir. Üstelik, hâlen elektronik mikro - minyatür cihazlar imâli ve roketleri yerden kontrol etme şebe- kesi bakımından Batılı devletlerin a- vantajlı durumda olduğu unutulma- malıdır. AKİS, 4 EYLÜL 1961