YURTTA OLUP BİTENLER EMiNSU'cu General titrek adımlar- la Meclisin mermer merdivenlerini çıktı. Tenasübünü spora borçlu oldu- gunu her haliyle belli eden Genel Sekreteri, kendisini bir adım arka- dan takip ediyordu. Mülâkat, tama- mı tamamına üçbuçuk saat sürdü. İki A.P. ileri geleni Meclis kapısında göründüğünde saatler 15.30'u göste- riyordu. Konuşkan kimseler En uzun toplantının A. P. liderleriy- arkadaşı durumlarını savundular. Onlar da, partileri içinde uygunsuz kimselerin bulunabileceğini kabul ettiler. Ama, böyle tek teşekkül sanki A.P. miydi? A.P. liderleri, belki göz korkutma- mak için, seçimler konusunda bir ek- seriyeti ümit etmediklerini, fakat a- na muhalefeti teşkil edeceklerini söylediler. Yassıada bahsinde, bir ta- ahhütte bulunmaya hazırdılar. Yu- varlak Masanın başına da en iyi ni- yetlerle oturacaklardı. Partilerinin umumi tutumuna gelince, aşağı yu- karı İçişleri Bakanına söylediklerini Kurmaylara tekrar ettiler. Onlar da CELP. den ve Basından şikâyetçiy- diler. Basından şikâyet bahsinde, Ahmet Yıldızla tuhaf bir fikir birliği halinde oldukları görüldü. Şikâyetle- ri aşağı yukarı aynı basın organla- rındandı! Pala Paşa ve arkadaşı, her- kesin aynı şekilde davranması halin- de bir takım mensuplarının kulakla- rını çekebileceklerini de söylediler. Toplantıdan çıktıklarında Gümüş pala ve "Yâver-i Hâs"ının yüzleri gülmüyordu dense, odoğrusu yalan olurdu. Ancak, tebessüm çizgileri ol- dukça kötü bir ressamın elinden çık- mıştı. Lider Gümüşpala, kendisini bekleyen basın mensuplarını şapka- sıyla selâmladı. Pala Paşaya, gazete- cilerle iyi geçinmesi sıkısıkıya tem- bihlendiğinden,. yüzünü oOmümkün mertebe sevimli, hale sokmağa çalışı- yordu. Konuştukları memleket me- seleleriydi. Genel konular üzerinde durulmuş, karşılıklı fikir teatisinde bulunulmuştu. Bununla beraber, son günlerde "süküt altındır" prensibini pek fazla benimsemiş olan Gümüşpa- la daha fazla konuşmadı. Haberin iyisi sonradan geldi: Kurmaylarla Gümüşpala arasında pek fazla fikir ayrılığı yoktu! Günün üçüncü ve son temasını, CHP. Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksalla yapılan temas teşkil etti. Aksal, 15.35 de Meclise geldi ve Kur- maylarla yaptığı görüşme 18'e kadar sürdü. Toplantı sona erdiğinde, kapı- da Albay Küçükle beraber göründü. Yanyana yürüyorlardı. Her ikisi de neşeliydi. Kurşuni çizgili bir elbise giymiş, Zzerafetiyle (o meşhur C.H.P. Genel Sekreteri, koltuğunun' altında büyük, kahverengi bir evrak çantası taşıyordu. Albay Küçük ve Aksal, etraflarını saran gazetecilere gülüm- sediler. Albay Küçük: "— Neo, muhasara mı ediyorsu- nuz?" diye basın mensuplarına takıl- dı Gazetecilerin yerine Aksal cevap verdi: , — Onların muhasarasından öm- rümüz boyunca kurtulamıyacağız..." Ne var ki iş bununla kaldı. İhti- lâlci ve Politikacı, oağızlarım açıp, toplantı hakkında tek kelime söyle- mediler. Aslında Aksalla yapılan bu ikinci görüşmeye -birincisinde İ- nönü de bulunmuştu- öteki temasla- rın ışığı aksetmişti. Genel Sekretere partinin alt kademelerinde vukua ge- len bazı olaylardan bahsedilmiş ve iktidara namzet C.H.P.nin, bu pü- rüzlerini düzeltmesi gerektiği belir- tilmişti. Üstelik, parti teşkilâtına en fazla hakim olan siyasi teşekkül C.H. P. ydi. Buna rağmen yurdun mun- telif yerlerinden üzücü şikâyetler ge- liyor, üstelik mübalağa kısmı bir ta- rafa, olaylarda gerçek payı bulunu- yordu. Ancak CHP.dede bir temiz- lik düşünülebilir miydi? CHP. Genel Sekreteri bu teklifi derhal, şiddetle ve kesin olarak red- detti. C.H.P. bir baştan ötekine reji- me, inkılâplara ve İhtilâle bağlıydı. Bütün kadrosunda bunlara karşı tek şahıs yoktu. Ama, yok iftiraymış, yok tezvirmiş, yok o jurnalcilikmiş.. Bunlara karşı müeyyideler kanunlar- da mevcuttu. Böyle bir vak'a olmuş ta, suçu sabit partililerine C.H.P. nin sahip çıktığı mı görülmüştü? Kur- maylar, söylemek istediklerinin bu olmadığını belirttiler, sâdece bir gö- bunu Ortaya attıklarını Israr, hatırlarından dahi geçmiyor, zaten bir çoğu durumu bi- liyordu Toplantıda ele alınan başka bir mesele, m Tahdi- rüşüydü. Aksal o gün, orada, C.H.P. nin bu kanuna asla oy vermeyeceği- ni, dolayısıyla da Temsilciler Mecli- sinden geçemeyeceğini açıkça ifade etti. C.H.P. bu neviden hiç bir tahdi- de taraftar değildi. Buna rağmen, hâdiseden iki gün sonra yeni Kuy- rukçu ve Gülek dostu Yeni Sabahın başyazı sütununda kanun, C.H.P. ye teminat sağlansın diye hazırlanmış bir kanun olarak vasıflandırılınca bizzat kurmaylar bu adi iftira ve ya- lan karşısında irkildiler, C.H.P. aley- hinde kulaklarına aksettirilen olay- hissettiler. İşte, (omükemmelen bil- 14'LERİN DÖNÜŞÜ İKİ YILDAN ÖNCE DÜŞÜNÜLEMEZ (BİR M.B.K. ÜYESİNDEN) 14'LERİN DÖNÜŞÜ AKİS, »1 AĞUSTOS 1961