Duruşmaların Anatomisi Çalımlı Nazilerin Amerikada o bir kitap, kentli çeşnisinde bütün satış rekorlarım kırıyor. Kitabın adı "The Rise and Fall af the Third Reiclı — Üçüncü Reich' ın Yükselişi ve Düşüşü". Bir Almanya mütehassısı, William L. Shireı tarafından, alman vesikaları üzerinde tam o beşbuçuk yıllık bir çalışma sonucunda yazılan eser ussun aylardan beri Best Seller listesinin başın- da yer alıyor. Shirer'in anlattığı, Hitler adında bir adamın, avanesiyle birlikte, bir takım şartlardan faydalanarak, hiçten nasıl olup ta Almanyanın başına geçtiği. Bu harikulâde yükselişin hikâyesi, tatlı bir üslüp içinde nakle- diliyor. Sonra tura, Avrupanın kısmı azaminin zaptına geliyor ve Nazi liderlerinin kudretin şahikasında bulundukları devrenin üzerindeki Pper- de kaldırılıyor. Kitabın son kısmı ise, Üçüncü Rsich'in çöküşü ve baş- langıç noktası olan sıfıra dönüştü Eser "Kısa bir Son” başlığım zl ve aşağıya aynen alınan bir Jasılla bitiyor. Almanyayı gayet iyi tanıyan ve 12 yıl türen Nazi devrin- de bu memlekete sık sık gitmek, orada kalmak firsatını bulmuş olan Shirer, hezimetten sonra bu mağrur beldeye tekrar döndüğünü söylü- sı Askeri Mahkemenin salonudur. Yazar, intibalarıni anlatıyor ve aynı insanların iki ayrı devirdeki hallerini tarif «diyor. Shirer'in çok satılan kitabı, bilhassa bu son faslıyla milletlerin gö- zünü açmaya çalışıyor. Yazara göre Hitler, İskenderler, Sezarlar, Napo- leonlar tarzı "Mâceraperest Fatihler'in son nümunesidir. Gerçi Führer, kendinden beklenen son asil hareketi yapmış, oyunu kaybedince testim olma hicabını yaşayacak yerde karısıyla birlikte, ağzına ateş etme sure- tiyle hayatına son vermiştir ama, meşum rolünde o kendisine yardımcı olan yakın mesai arkadaşları kısklgak yakalanmışlar ve mahkeme hu- zuruna çıkarılmışlardır. Başta Goering, o adamların, a cakalı nazi liderle rinin hakimler önündeki davranışları, bir istisnasıyla hepsinin gösterdi- gi alçaklık hakikaten ibret vericidir. a ve o vasıtayla Avrupaya hükmeden, milyonların mukadderatını ellerinde tutan bu in- sanların bir 'alelâdelikler kümesi"nden ibaret bulunması, hesap günü gelince korkudan sapır sapır titremeleri Diktatör denilen mahlükun, aslında bir heyuladan başka şey olmadığını göstermektedir. Ellerinde kırbaç tuttukları süre başkalarına köpek muamelesi ya- pan, ellerinden kırbaç çekilip alındığında derhal köpekleşen bu 'alelâ- delikler kümesi"nin hikâyesi, tutumları ve tavırları şu anda bizde mut- laka merakla okunacaktır. Hitlerin, geride kalan yakın mesai arkadaşları biraz dalıa fazla yaşadılar. Onları görmek üzere Nurem- berg'e kadar gittim. Kendilerini, zafer ve kudretleri- nin şahikasında bulundukları sırada, partilerinin bu şe- hirdeki yıllık toplantılarında çok defalar seyretmiştim- Milletlerarası Askeri Mahkemenin önündeki sanık mev- kiinde, görünüşleri bambaşkaydı. Tam bir istihale vu- ku bulmuştu. Daha ziyade sinirli sinirli kıpırdanan bu adamlar geçmişin çalımlı liderlerini artık zerrece an- dırmıyorlardı. Biçare bir alelâdelikle, kümesi halindey- diler. Bu çapta insanların, kendilerini son gördüğünüz- de, ellerinde büyük bir milleti ve Avrupanın kısmı aza- mını fethetmelerine imkân veren bir korkunç kudreti tutmuş olmalarını kavramak kolay değildi. Sanık mevkiinde 31 tanesi bulunuyordu. Son gör- düğümden bu yana kırk kilo daha hafif Goering işa- rilmiş olmasından, belli olacak şekilde memnun görünü- yordu. Bu, Hitler öldüğüne göre, Nazi hiyerarşisindeki 22 yerinin geç kalmiş bir tanınması manası taşıyordu. İngiltereye uçmasından önce 8 Numara olan Rudolf Hess, avurtları çökmüş, derine gömülmüş gözleri etra- fa bos bos bakar halde hafızasını kaybetmiş rolü oynu- yor, fakat bitmiş bir adam olduğu hususunda zerrece şüphe uyandırmıyordu. Üzerinden küstahlığı ve şata- fat merakı nihayet sıyrılmış Ribbentrop solgun, iki büklümdü ve dayak yemiş insanlara benziyordu. Keitel, cakasını kaybetmişti işti. Partinin şaşkın filozofu Ro- senberg'in gözünü, kendisini e sadık mevkiine getiren hâdiseler nihayet açmışa benziyordu. Nuremberg'in "yahudi avcısı" Julius Streicher de oradaydı. Bu sadist ve müstehcen levhalar meraklısı, ki kendisini bir zamanlar eski şehrin sokaklarında elin- de bir kırbacı şaklatarak dolaşır görmüştüm, bitmi- şe benziyordu. Çıplak kafasıyla, çökmüş bir ihtiyarı andırıyordu. Oturduğu yerde mütemadiyen terliyor, hakimleri süzüyor ve -sonradan bir muhafızın bana anlattığına güre- hepsinin yahudi olduğuna kendisini inandırıyordu. Üçüncü Reich'in esir işçilerinin patronu AKİS, 21 AĞUSTOS 1961