Geride kalan haftanın sonundaki gün hazırlıklar daha da süratlendiril- di ve salonun tefrişi üzerinde durul- du. Gençlik Kurultayının son derece bi çevreleri bu cereyana izin verme- diler ve C.H.P. nin seçimlere birlik ve beraberlik içinde gireceği fikrini zihinlere zerke başladılar. Bunun en YURTTA OLUP BİTENLER başladı ve sonra, AA bulunan Oğuz Oranı işaret edere — Bu, nasıl olsa milletvekili o- lup gidecek." iyi organize edilmiş çekmiş olduğu için, yın da ayni dere- cede iyi tertibi ge- rekmekteydi. Bu- nun için panolar ve mikrofon terti- hazırlıkların ra Siparişlerde bu lunuldu. Kurultay nasıl ça- lışacak Hazırlıkların ik- mali devam e€- derken, bir taraf- tan da mutasavver olan, Kurultayın Genel Başkanın bir ko- nuşmasıyla O açıl- ması Oo hususudur. Sundan sonrası ö- nümüzdeki gün - erde katiyet kes- -edecektir. Genel Merkez- de hazırlıklar bu safhadayken, Ku- rultay seçimleri - nin kulis faaliyeti de ilerliyordu. Ne var ki, basiretli Genel Merkez, prensip olarak hi- pek mekân bula- madı. Buna mu- kabil bazı tohum- lar oraya bura- ya serpiştirilme - ge başlandı. Bunla rın en yaygını, C.H.P. ayırımıydı. Büyük Kurulta- bir C.H.P. ve Neo - Sâbık Genel Sek- olması dikkati oyakın misali, geride kalan hafta içinde bir gün, kongresini evvelki «Açıkgöz Bezirganlar» Millet kendisine yeni bir iktidar hazırlamaya, partiler ve bilhassa C.H.P. milletin bu yeni iktidarı olmaya çalışırlarken, hiç kimse şüphe etme- sin, bir başka sınıf bir başka gayenin peşindedir. Bu sınıf, her zaman mevcut olmuş bulunan ve D.P. devrinin son yıllarında meşruiyet ve ta- bii aleniyet kazanan "aklıevyel iş adamları"ndan müteşekkildir. Bunlar şimdiden, yarınki hayatımız içinde kendilerine hamilik edecek kimsele- ri peylemekle meşguldürler. Tıpkı, bugün hâmiler arandıkları gibi... İk- tidara en yakın görünen parti C.H.P. olduğuna göre, ağların çoğu bu parti içinde nüfuz sahibi olacağı ümit, ya da hayal olunan "müsait tip" ler üzerine atılmıştır. Hattâ şimdiden bir takım kombinezonlarla hazır- landığını sezmek için kâhin olmaya zerrece lüzum yoktur. Durgun ikti- sadi hayatın seçimlerden sonraki açılma safhasında böyle bir yarış, ken- dini mutlaka hissettirecektir. Açıkgöz bezirgânlar, nasıl geçen devirde kendilerine buldukları bir Demokrat haminin yanında bir de Halkçı ye- dek aramışlarsa, önümüzdeki devirde de çift, hattâ üçlü emniyet suba- bina sahip aklıevvel iş adamları piyasayı bulandırmak için ellerinden ge- leni yapacaklardır. Buna karşı en müessir tedbiri, Kurultay elinde tut- maktadır. H.P. nin ismi bilinen şahsiyetleri içinde herkes, 1950 . 60 devresi boyunca 1946 - 50 devresindeki istiğnayı gösterememiştir. O şahsiyetler arasından öyleleri çıkmıştır ki D.P. nin en iğrenç iş takipçileri ve vur- guncularıyla ahbaplıklar kurmuşlar, diğer yandan da, politik durumla- rının imkân verdiği bu cambazlıktan, ortakları bezirgân tâcirler adına faydalar sağlamışlardır. Bunların kimler olduğu Teşkilâtın tamamen malümu olmasa dahi,. ileri kademe sahipleri tarafından nükemmelen bilinmektedir. İmkânlarının çok üstünde bir hayat süren bu, sonradan bo- zulmuş politikacılar ve onlara, iktidarın ufukta göründüğü şu sırada ek- lenmiş yeni avantacılar C.H.P. için en büyük tehlikelerden birini teşkil etmektedirler. Cemiyetin hali bu oldukça, böyle bir tehlikenin hiç mücadelesiz or- tadan kalkmasını beklemek caiz değidir. Bugünlerde toplanan Kurul- tay, yapacağı seçimlerde çok dikkatli olmalı, bu sınıfın politikacı men- suplarına üst kademelerin yolunu sımsıkı kapamalıdır. 1950 - 60 anam- da bozulan bir çok siyaset adamı 1946 - 50 devresinde parlak imtihanlar vermişlerse bu, rejimin bir faziletli rejim olması ve idarenin başında İnö- nü gibi, bütün ömrü "Bayar Takımı" diye bilinen takımla mücadele için- de geçmiş bir dürüstlük âbidesinin bulunması neticesidir. Nitekim, ikti- darın el değiştirmesini müteakip "hangi yoldan olarsa olsun zenginleş- me" prensibi yeni rejimin âlâmeti farikan haline getirilince gerçek tıy- netler yavaş yavaş belirmeye başlamış ve pek çok hayal sükütuna yol açmıştır. Gerçi, basın hayatı açık yeni devirde Demokrasinin Dördüncü Kuv- veti bu gibi mimli ve mimsiz nüfuz tâcirlerine göz açtırmayacak, kimi yakalarsa onu, kim olursa olsun ispat hakkıyla teşhir edecektir ama par- tileri dolduran sayısız iyi niyetli, dürüst partilinin gözünü şimdiden aç- ması en üst kattaki lider takımının da bütün şahsi ahbaplıklar dışında bu vadide son derece müsamahasız, sert, hattâ merhametsiz davranma- sı selâmetin tek çâresidir. Memlektin selâmeti, partilerinin selâmeti ve nihayet kendi selâmet- leri! Kurultay, ilk imtihan olacaktır. her grup Genel hafta bitirmiş olan İstanbul teşkilâ- İ biraz daha tında kendini gösterdi. Salı günü İs- aşak Keçeliyi Ke Bunu ise, boğa Mümtaz Öza- rara döndü: "— Bunu da bağrıma basarım. Bitti, gitti! Biz nasıl olsa burada- yız" seklinde oko- nuştu Bunları o söyle- yen, Ali Sohtorik- ti ve böylece, C. H. P. İstanbul teş- kilâtında artık hi- zip mizip kalma- dığını ifade etmek istiyordu. Gülekne yapacak? Hizipçiliğin bü- yük nisbette ye nilmiş olması ve bir küçük oekalli- yetin dışında kar suyu kaçırdı. Eski Genel Sekre- ter, kendi gazete- sinde okendisi te- rinde bir kampan- ya açtırmak ve kendisini bol sı- fatlarla övdürtmek garabe- gülünçlü- gün şahikasına bi- tirdiğimiz hafta erişti. (Ancak üs- tadın sinirlerinin de fena halde bo- zulmuş olduğu, Son Havadis azılı C. H. P. düş- manı gazetelere demeçler vermeye başlamasıyla ken- disini büsbütün belli etti. Her ha- tası, etrafından bir grubun aklıselim rine yol açıyor, Söke asabını yıpratarak yeni gaflara reterin körüklediği bu cereyan, mü- cadele günlerinde C.H.P. ye katı- lan Hür. P. ekibini hedef tutmak- taydı. Fakat Partinin aklıselim sahi- 12 tanbulda, sempatik ve tıknaz bir a- dam: — Artık Kravatlı, Kravatsız di- ye bir şey kalmadı" diyerek söze yol açıyordu. Haftanın sonunda Gülekçiler, ma- çı oynamadan kaybetmiş oldukların- dan emindiler. Bu yüzden, ortaya ye- AKİS,21 o AĞUSTOS 1961