21 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

21 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER nun noterleri murabe eden Adalet Bakanlığı koltuğuna oturmasının tu- haf karşılanacağı gayet tabii idi. Ni- tekim öyle oldu. Türkoğlunun kadı- lığı, şahitliği ve dâvacılığı hep birden temsil, etmesi, hayret uyandırdı. Ne var ki, M. B. K. nin pek hayırsever üyeleri, meselenin bu yönümün dik- kate alınmayacağını tasavvur ede- rek, Türkoğlunu, cevvalliği sebebiy- le takdimde beis görmediler! Bizzat Devlet ve Hükümet Başkam da bu başardı Noterin Adalet Bakanlığı koltuğunu odoldurmasını istiyordu. Üstelik, kabinede bir (o Türkoğlunun bulunması herhalde bir Mumcuoğlu- nun bulunmasından daha garip ola- mazdı. Tâyin, Türkoğluna sorulmadan yapıldı ve M. B. K. İrtibat Bürosu ta- rafından da basma bildirildi. Habere muttali olan basın mensupları hemen soluğu Başbakanlık binasının pek meşhur mermer merdivenleri önünde aldılar ve pusuya yattılar. oTâyinin yapıldığı o salı günü, saatlerin 12.07 yi gösterdiği sırada Gürsel merdiven lerde göründü. Gazeteciler hemen İh- tilâlin ve Hükümetin başının etrafı- nı aldılar ve günün konusu Tüzme- nin yerine tâyin yapılıp yapılmadığını Bordular. Gürsel suali sevimli, fakat yorgun haliyle dinledi ve: " — Yapıldı" şeklinde cevap ver- di. Fakat gazetecilerin etrafından ayrılmadıklarını görünce, arkasında bulunan Özel Kalem Müdürüne işa- ret ederek: "— İşte Özel Kalem Müdürü bu- rada, ona sorun, o dahaiyi bilir" de- di ve plâkasız Cadillac'ına bindi, Çan- kayaya yollandı. Gazeteciler tâyini önceden biliyor- lardı. Ancak, maksatları, haberi Baş- kana teyid ettirmekti. Bu bakımdan, Gürselin sözleri sürpriz yaratmadı. Gazetecilerin bundan sonraki he- defleri yeni Meclis binası oldu. Mu- habirler başarılı Noteri salonlarda yakaladılar ve müjdeyi verdiler. Doğ- rusu, Türkoğlu bu işe pek sevinmiş- ti. Gazetecileri etrafına topladı ve: "— İlk defa sizden işitiyorum" dedi. Haberin kaynağının M. B. K. olduğunu öğrenince, bir sevinç belirdi. Gazetecilere ta- savvurlarından bahsetti ve: — İlk iş olarak antidemokratik kanunları kaldıracağım" Daha sonra da toplantı salonunun tam kapısı önünde muhabirlere kısa biyografisini verdi. Biyografi iyiydi, güzeldi ama, se- çimlere sekiz, sesim propagandasına ise sâdece beş haftanın kaldığı o bir sırada Bakan olan ilk D. P. listesi- nin bağımsız Mardin adayı bu işi na- 18 sıl yapıverecekti, kimse anlayamadı. Zira bu kanunlar, birer kanunla kal- kacaktı. Eğer yeni Bakan Kurucu Meclisi, şu sırada yeni kanunlar, hem de içine girdiğimiz devrenin temel kanunlarını çıkarmaya pek teşne sa- nıyorsa, şüphesiz fena halde yanılı- yordu. Bu işlerin, milli iradeyle iş- başına gelecek yeni iktidara devrine çoktan karar verilmişti. Bakanlıkta bir noter Tâyinden bir gün sonra yeni Adalet Bakanı hemen Bakanlığa gideren işleri devraldı ve ardından da tebrik- leri kabul etmeğe başladı. Bu arada gazeteciler de kendisini ziyaret oede- rek meraklarım giderdiler. Bitirdiği- miz haftanın ortalarında, perşembe günü ise Kemal Türkoğlu Bakanlık makamında bir AKİSçiyi kabul et- ti. Bakanlık odasının tam orta kıs- mında bulunan yuvarlak bir masanın etrafına oturan AKİS muhabiri ve Kemal Türkoğlu arasında son derece samimi bir sohbet başladı. Yeni A- dalet Bakanı çizgili bir skoç elbise giymiş, boynuna da benekli bir pap- yon takmıştı. Kır saçlarına rağmen çok genç bir görünüşü vardı. AKİS muhabiri, Bakanı tebrikten sonra, umumi efkârı pek ilgilendirecek ve Basında uzun boylu yazışmalara se- bep olabilecek bir meseleye otemas ederek: "— Efendim, sizin noterliğe tâ- yin hikâyeniz okuyucuyu pek ilgilen- dirir, mümkünse anlatır mısınız?" dedi. Elveda Bakanlık! Bu sual ve talep Türkoğlunu pek memnun etmemiş olmalı ki, cevabı tatlı sert oldu: "— Benim noterliğe tâyinimi öğ- renmek isteyenler, o zamanlar çı- kan gazetelerin kupürlerine bakabi- lirler. Gazetelerden öğrenirler." Fakat AKİS'çi meseleyi yeni Ba- kanlık koltuğuna oturan Türkoğlun- dan öğrenmek istediği için ısrarda beis görmedi ve: — Sizin ağzınızdan duymak ve yazmak daha inandırıcı olmaz mı?" diye sordu. Bunun üzerine Türkoğlu AKİS'çi- yi şöyle bir sözdü ve sevimli bir şe- kilde: "— Sizin AKİSin istihbaratı çok kuvvetlidir. "siz biraz zahmet edin de öğrenin" diye takıldı. Muhabir bu defa: — Ama beyefendi, bu hâdise si- zi epey hırpalıyacak. Zira, basın bu işin peşini bırakmaz" dedi. Bunun üzerine yeni Adalet Ba- am: "— Vallahi, beni ilgilendirmez. En sonunda nihayet bir adam harca- nır. Ben ilerde politika yapmıyaca- ğgım için, bu da beni pek üzmez" şek- linde cevap verdi. Tlnieisie bu sefer başka bir sual sordu — Se eçim kabinesinde Adalet Ba- kam olmayı arzuluyor muydunuz?" u suali de yeni Bakan aynı se- rinkanlılıkla cevaplandırdı: "— Bakanların tâyinini biliyor- sunuz. Bu benim ihtiyarımda olan bir şey değil." Sohbet burada sona erdi ve A- KİS'çi, Bakana iyi şanslar dileyerek ayrıldı. C.K.M.P. Vodvil! Orta boylu adam konuşmaya başla- dığında etrafı pek kalabalık de- ğildi. Fakat kısa bir müddet sonra ilgi arttı ve etrafında bir gruplaşma oldu. Orta boylu adam tiz perdeden konuşuyor ve sözlerini hareketleriyle kuvwvetlendirmeğe o çalışıyordu. Bir- den burnunun ucunda bir kaç flâş, parlayınca, adam şaşırıverdi ve: — Ne oluyoruz yahu?" dedi. Belli ki bu tip hâdiselere pek ab- uk değildi. Etrafındaki gençler: "— Birşey yok. Arkadaşlar hâdi- seyi fotoğrafla tespit ediyorlar" de- yince, adamın neşesi yerine geldi ve konuşmaya kaldığı yerden devam et- tiz — Ahmet Bilgin Kırşehirdeki du- dan kazanamıyacağını böyle bir taktiğe lüzum hissetti Fa- AKİS, 21 AĞUSTOS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: