YURTTA OLUP BİTENLER yollu bir karar almakta da beis gör- Üstelik, D. P. müfritlerinin aralarında bulunmaları ve renklerini pek çabuk belli etmeleri işlerine yaramıyordu. Onlara, saman altından su yürütecek tipte kimseler lâzımdı. Bunun için, adları pek kirli işlere karışan bazı kimseleri oarala- rından uzaklaştırmakta fayda buldu- lar ve ilk iş olarak Yorgancıoğlunu partiden kovdular. Fakat, orada bu- rada konuşmamasını temin için de taviz vermekten geri durulmadı: A. P. iktidara gelir gelmez kapılar açık- tı! Ama şimdi partinin yüksek men- faatleri bunu icap ettiriyordu. Bitirdiğimiz hafta isinde, A. P. de, maskelemeğe çalışılan faaliyet bu şekilde devam ederken, perşembe günü saatlerin 11'i gösterdiği sıralar- da Genel Merkezin telefonu acı acı çaldı. Telefona, âdeti olduğu veçhile Sekreter Şinasi Osma koştu ve ko- nuşurken heyecanım (arkadaşlarına belli etti. Telefon M. B. K. sekreter- liğinden edilmekteydi ve Gümüşpala- nın bir husus İçin saat 12 ye kadar M. B. K. nde bulunması isteniyordu. Osma: ” ayhay efendim, kendilerine bildiririm" dedi ve telefonu kapattı. İşte bundan sonradır ki Genel Merkezi birden bir heyecan dalgası sardı. Osma durumu evvelâ Pala Pa- şaya, sonra da diğer Vi bildirdi. Fakat buarada A. P. nin pe aklıevvel Basın Sözcüsü tarafından yapılan bir açıklama yüreklere biraz olsun su serpti. Korkulacak bir şey yoktu. Sabahleyin Y. T. P. Genel Baş- kam Ekrem Alican M. B. K. ne dâ- vet edilmişti. Demek ki çağrılan tek lider Pala Paşa değildi. Pala bunun üzerine hemen hazırlandı ve yanına Genel Sekreteri Şinasi mayı alarak yeni Meclis binasının yolunu tuttu. (Bk. YURTTA OLUP BİTENLER * "Demokrasi") Pala Paşa yeni Mi binasının yolunu tutarken, A. P. merkezi ga- zetecilerin hücumuna DEİL Basın mensupları son derece meşgul Pala Paşayı pek yakalıyamadıklarından şikâyetci oldukları için A. P. nin yap- tıklarıyla | ilgili açıklamalar bekli- yorlardı. Gazetecileri A. P. nin, tabii D. P. artığı Basın Sözcüsü karşıladı ve kendilerine söylenecek pek bir şey olmadığım acemi haliyle tekrarladı. Gözüne AKİS muhabiri ilişince ken- dini tutamadı ve aklınca siteme baş- ladı. Efendim, AKİS hep kendi a- leyhlerinde yazıyordu! Üstelik, o Pa- la Paşalarına bu derece yüklenmek doğru muydu? Alt tarafı, adamca- gız bir acemi politikacıydı. İlerde gelişecek ve diğerlerine taş çıkarta- caktı! 16 Bu sözler, münhasıran AKİS için söylendiğinden basın mensupları A. P. yi terkettiler. Halbuki sözcü pek açılmıştı. Genel Merkezin faaliyetle- rinden bahsediyor ve 25 Ağustosta yapılacak Genel İdare Kurulu toplan- tısından dem vuruyordu. Bütün sır- lar o gün çözülmüş, aday listelerinin de merkez kontenjanı ile ilgili olan- ları UN edilmiş olacaktı. A. P. de gibi seçim beyannamesini ezani üzereydi. Komisyon ça- lışmaları son safhadaydı. Bundan sonra sözcü, Yuvarlak Masa toplantısına atladı. Adalet Par- tisi, her ne hikmetse, bu işe pek önem veriyordu! Sözcü, işlerinin çokluğunu bahane ederek AKlSçiden izin istedi ve M. m doğru ilerlerken devam et- — , Biliyorsunuz, bugün beyanat yöktn Kendisini selamlayanlara ( eliyle mukabelede bulundu ve neşeli bir şe- kilde koridora geçti. Saatler 15.25'i göstermekteydi. Yeni Meclis binası- nın ferah ve serin salonunda Kurucu Meclis toplantı halindeydi. Basın mensupları giden kır saçlı adamın arkasından bir müddet baktılar, son- ra basın locasına yöneldiler. Ekrem Tüzemenin istifasından sonra Ada- let Bakanlığına tâyin edilen Temsil- ciler Meclisi Üyesi ve Beyoğlu birin- ci Noteri Kemal Türkoğlunun ağzın- dan sadre şifa malümat alamamışlar- 1. Adalet Bakanlığı Yeni bir müşterisi var B. K. tarafından çağrılmış olan Ge- nel Başkanının durumuyla ilgilenmek üzere, odasındaki telefonun başına geçti. Hükümet Münakaşalı tâyin Orta boylu, hafif şişman, kıvırcık saçları yer yer kırlaşmış adam, mukaddemeye lüzum görmeden mese- leye girdi ve: "— Bunu bilhassa belirtmek isti- yorum. Benim hiç bir partiye karşı sempatim veya antipatim mevcut de- ğildir. Esasen iki ay sonra eski işi- me dönüp noterlik yapacağım Poli- tikada kalmak niyetinde hiç değilim" dedi ye oturduğu koltuktan kalktı, Aslında herşey, bitirdiğimiz hafta- nın başlarında bir gün, bir istifa mek- tubunun giden evraka ait zimmet defterine kaydıyla başladı. O gün, sa- bahın erken saatlerinde Adalet Ba- kanlığı binası önünde duran şâhâne Mercedes'ten inen uzunca boylu, yor- gun tavırlı ve halim selim bir adam. aceleci adımlarla mermer merdiven- leri çıktı, merdivenin tam karşısı- na gelen ceviz kaplamalı kapıdan i- çeriye girdi, duvara yakın konulmuş çalışma masasının başına geçti ve cebinden , çıkardığı zarfın içindeki kâğıdı okumağa koyuldu. Adamın adı Ekrem Tüzemendi ve kendisi i- çin pek önemli sayılan bir kararını o gün kuvveden fiile çıkarmak üze- reydi. AKİS, 21 AGUSTOS 1961