21 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

21 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' Asıl Hakemler: Vicdan ve Mantık Basiretli iktidarlar, hata etmeyen iktidarlar değildir. Siyaset hayatında hatanın kolay affedilir şey olmadığı muhakkaktır. Ama hatadan da berbatı, hatada ısrardır. Basiretli iktidarlar hatalarını görüp anlayan ve bir komplekse kapılmaksızın bunun düzeltilmesi yolunu kendilerine açan iktidarlardır. Tabii bu, o iktidarın başında bulunanlardan en ziyade kül- tür, görgü ve olgunluk isteyen bir husustur. Nitekim Yassıada Duruş- maları sırasında açıkca görülmüştür ki durumun en berbat hal aldığı ve âcil tedbir istediği sıralarda kültürsüz, görgüsüz ve ham D.P. ileri ge- a "Çay geçilirken at değiştirilmez", "Kazan kaldıranlara kelle ve- mez", "Evvelâ sükünet, sonra seçim" gibi boş lâfların tesiri altında milliler âkıbetlerine koşmakta devam etmişlerdir. Bir süre önce radyolarda, tadsız ve mevsimsiz, üstelik hiç zarif ol- mayan bir yayın başladı. Küfürlerle süslü bir "gayrımeşru iktisaplar edebiyatı" kulakları tırmalamaya koyuldu. Eski iktidarın en ziyade şi- kâyet konusu edilen bir davranışını hatırlayan bu tutum, devletinin rad- yosundan müdafaasız bir takım kimselere sövülmesinden asla hoşlan- mayan Türk milletinin vicdanını ve mantığını gene rencide etti. İhtilâlin hemen akabinde, hisler ateşini muhafaza ederken ve siz bir sövseniz mil- letin bin sövecek halde olduğu sıralarda dahi başvurulmayan bir taktik derhal başarısızlığa uğradı. AKİS'in bu konudaki tutumu, okuyucuları- nın meçhulü değildir. Duruşmalar karar safhasına girmişken yapılacak en iyi şey susmak ve hakimlerin sesini beklemekti. Nitekim, şimdi susulmuş ve o tadsız yayma son verilmiştir. Hem, gördüğü alâkadan çok kaybeden Yassıada Saati de, 15 Eylül akşamına kadar kaldırılmak suretiyle.. Bunun, çok akıllıca bir davranış olduğunu hemen belirtmek lâzımdır. Düşüklerle milletin hesaplaşmasında, asıl hakemler vicdan ve mantıktır. Onlar rencide edildi mi, haksızlık edildiği kanaati onlarda uyandırıldı mı dünyanın bütün hukuk incelikleri, bütün kanun metinleri gözler önüne serilse milletin tatmin edilmesine imkân kalmaz. Bilinmesi lâzımdır ki bu millet, Yassıada sanıklarının tarafında de- ğildir. Onları suçlu bulmakta, âdeta bir ittifak vardır. Bu, İhtilâl günü de böyleydi, bugün de böyledir. Değişen gündelik meseleler, insanların dâvaları, dertleridir. Değişen o şartlar hesaba katılmaksızın yapılan hareketle- eğer ihtiyatsız hareketlerse, tabiatı âlicenap Türk milletini rencide etmekte, bu yüzden 6Guçlu bildiği kimseleri mazur görme tema- yülü kuvvet kazanmaktadır. u açık hakikatin görülmüş olması ve radyonun asil ve vakur bir intizar devrine sokulmuş olması Türk milletini karar gününe hazırlama - nın en basiretli tarzıdır. Milletlerin vicdanlarına ve mantıklarına karşı koymamak lâzımdır. Köylüsü kentlisi radyosunun düğmesini, V.C liste- leri okunurken kapattığı halde "bizim millet bundan anlar" sloganının rehavet verici gölgesinde bu yayına devam edilmesi, D.P. ye en ziyade zarar veren davranışlardan biri olmuştur. "Gayrimeşru iktisaplar ede- biyatı"nın kesilmesi ise, bugünkü idareye aynı nisbet dahilinde fayda sağlamıştır. sebep oldu. Sandalyalar gıcırdamaya, mırıltılar duyulmaya başladı Hep aynı terâne bir kere daha, konuşmak is- teyen olup olmadığını sormak ü- laştı. Yalancı şahitler yüzünden tu- tuklu bulunduğunu, evinde çocukla- rının aç bülâç kendisini beklemekte olduklarını, hiç te sorumlusu bulun- madığı bir siyasi devrin yüzünden bu hale düştüğünü ve tahliye edil- mesini istediğini belirtti. Başol hem kendilerinin, hem dinleyicilerin göz- yaşı bezleriyle oynamak isteyen bu anığa: "— Burada herkes mustariptir. Boş sözlerin mânası yok. n alı- yor" dedi ve eliyle sanığa yerine geç- mesini işaret etti. Sanık, geldiği gibi süklüm pük- Dâvasından sanıktı. Kendisinin suçsuz olduğunu, asıl suç- tu olan ve hâdiseler esnasında ateş emrini bizzat veren şefleri tahliye e- dildikleri halde kendisinin halen tu- tuklu bulunduğunu ifade etti. Sanı- ğa göre, tahliye edilen arkadaşları- nın avukatı İrtibat Bürosunda Hu- kuk Müşaviriydi! kan, sanığın bu sözleri kar- -ısında hiddetlendi ve sert bir işaret- le: — Otur yerine!" dedi. Fakat sanık diretiyordu. Küstah- lığını bir kat daha arttırarak: — Bunu tarih önünde ifade edi- yorum" dedi. Bir sanığın daha konuşmasından sonra oturuma 20 dakika ara verildi. Oturum tekrar açıldığında Başol bi- raz önce İrtibat Bürosu Hukuk Mü- şavirinin müvekkillerinin tahliye e- dilip kendisinin bırakıldığını söyle- yen sanığı tekrar mikrofona çağırdı. diklerini tekrarlattı. bat Bürosunda asker hakimlerin ça- lıştıklarını, onların ise avukatlık ya- pamıyacaklarını belirtti. Tarihi du- ruşma son dakikaları içinde bulunu- yordu. Başol bir defa daha sanıklara konuşmak isteyen olup (olmadığını sordu. Ses yoktu. Kalkık yakalı cüp- pesi içinde, baştan sona kulak kesil- miş kendisini dinlemekte olan kala- balığı şöyle bir süzdü. Sonra tarihi karar gününü, kelimelerin üzerine basa basailânetti: "— Dosya incelenip gereken ka- rarm (hazırlanması ve tefhimi için duruşma 15.9.1961 cuma günü saat 9.30'a bırakılmıştır" Yüksek Adalet Divanı üyeleri. 15 Eylül tarihine kadar Heybeliadada Panorama otelinde çalışmalarına de- vam edeceklerdir. AKİS, 21 AĞUSTOS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: