biti için M.B.K., kendi arasından ye- di üyesini seçip siyasi liderlerle tema- sa memur etti. Üyeler, Komite için- deki cereyanların da bir nevi temsil- cileriydi. Bunlar politikacılarla gö- rüştükten sonra intibalarını ve varı- lan neticeleri Komite umumi heyeti- ne sunacaklar, müteakiben Vasiyet Cemal Gürsele bildirilecek ve vasat müsait görüldüğü takdirde Devlet Başkanı resmi dâvetini yapacaktı. İlk temaslar Yediler, (o ilk dâveti yaptılar. İsmet İnönü, şüphesiz, öteki Genel Başkanların taşımadık- ları bir hususiyet taşıyordu. Bütün devlet adamı vasıfları ve engin tec- rübesi dışında, gerçek mânasıyla tek lider oydu. Bir batılı liderin partisine hakim olduğu tarzda partisine hakim bulunuyordu ve onun adına konuş- mak yetkisine sahipti. Konuştuktan sonra, partisini varılan netice istika- metinde sevketmeye de muktedirdi. Halbuki Referandum, öteki Genel Başkanların, bilhassa Alicanın zaval- lı halini pek güzel açığa vurmuştu. İsmet İnönüye arşamba günü Temsilciler Mec- lisinin çalışması okısa sürdü. İsmet İnönü bu çalışmalara katılmış ve Meclisten henüz ayrılmamıştı. Mec- lis emniyetiyle görevli bir subay İ- nönüye güderek Komitenin kendisiy- le görüşme arzusunu bildirdi. Yanın- da Genel Sekreteri de bulunan C.H. P. Genel Başkanı talebi, kompleks sahibi olmayan insanlara has rahat- lık içinde müsait karşıladı. Gerçi o sırada kendisini evinde bekleyen bir Adana C.H.P. heyeti vardı ama, kendilerine durumu anlatabilir ve ö- zür dileyebilirdi. Aksalla birlikte a- sansöre bindi, koridoru dinç adımlar- la geçip sol taraftaki maroken kaplı kapıdan içeri girdi. İnönü ve Aksal, toplantıda bütün konular hakkındaki görüşlerini açık şekilde anlattılar. Hasbıhal, son de- rece samimi oldu. Seçim neticeleri hakkında C.H.P. liderlerinin son de- rece ölçülü bir tahminde bulunduk- ları görüldü» Seçim sonrasına ait EE vaziyetler üzerinde durul- du. İnönü, sâdece Yassıada kararları bahsinde sükütu tercih etti. İnfaz konusundaki görüşü meçhul değildi, ama ondan evelki fasıl üzerinde hiç bir şey söylemek istemiyordu. "O kadar ki, dört duvar arasında yalnız- ken bile, duyulur diye ağzımı açmı- yorum" diyerek kurmaylara takıldı. C.H.P. liderleri karamsar değillerdi. Sâdece, vaziyeti doğru görmek lüzu- muna inanıyorlar ve seçimlerin meş- ruluğuna toz kondurulmamasını a- zimle istiyorlardı. Kurmaylar da, kendi görüşlerini. AKİM, 21 AĞUSTOS 1961 Siyasi Rendevuculuk Hakkında Bizim çömezler pek alınmış- lar. Haspalar, alıngandır- lar da.. "Siyasi Randevuculuk ta ne demek ?" diye feryat edi- yorlar. Basir. Bir Devlet Başkanı, gördüğünde ve bir fayda um- duğunda o memleketin o siyasi partilerinin o başkanlarını çağı- rır, onlarla görüşür, neticelere varmaya çalışır. İnönünün, 12 Temmuz oBeyannamesiyle yap- tığı budur. Buna Siyasi Temas derle/r. İki süpermürşit müridi or- taya çıkar, adını reklâm etmek istedikleri bir çift süperpoliti- kacıyı memleketin ciddi politi- kacılarıyla umumi efkâra yan- yana gösterebilmek ve onlara menfaat (o sağlayabilmek “ için başbaşa toplantılar tertiple- kalkışırlar. Ona da, Siyasi Randevucu- luk derler. lüzum sahip oldukları bilgileri ve bazı şikâ- yetlerini söylediler. Toplantı herkesi, ciddi şekilde ve ivazsız memnun bı- rakmıştı. İnönü ve Genel Sekreteri neşeyle koridoru geçtiler ve kapıda bekleyen otomobile binerek Meclis- ten beraberce ayrıldılar. Bu ilk temas, ertesi gün Sami Küçük açıklayıncaya kadar gizli kaldı. Ertesi gün Alican ve Gümüş- pala, onları takiben tekrar Aksal ile Yediler görüşünce haber basma ak- setti. Sami Küçük gazetecilere, bir gün önce İnönü ile de temas edildiği - ni bildirdi. Şikayetçisi bol partiler Yediler, ikinci temaslarını Y.T.P. Genel Başkanı Ekrem Alicanla yaptılar. Alicana bir gün evvelinden İnönüyle Aksalın, Kurmaylarla yap- tıkları konuşmanın hemen arkasın- dan- haber verilmişti. Telefonla par- ti merkezine bildirilen davete Ali- can, ertesi gün saat 9.30'da icabet e- deceğini belirtti. Y.T.P, Genel Başkanının görüş- YURTTA OLUP BİTENLER mesi iki saate yakın sürdü. Kurmay- lar ve politikacı, meseleleri enine bo- yuna tartıştılar. Kurmaylar ak saçlı maliyeciye düşüncelerini ( söylediler. Yeni kurulan ve D.P. nin yerini dol- durma idiasıyla bir yarışı kazanma- ğa çalışan Y.T.P. nin kadrosu bol şi- kâyete yol açtı. Bu kadroyu, Alican biraz zayıf bulmuyor muydu? Aca- ba, bazı tasfiyelere ne derdi? Buna lüzum yo muydu? Kurmaylar, vak'alar zikrederek Y.T.P. Genel Başkanının dikkatini çektiler. Alican kendi görüşlerini ağır ağır, tok bir sesle anlattı. Pek nikbin gö- rünüyordu. C.H.P, nin kuvvetini, var- lığını inkâr cesaretini kendinde bu- lamadıysa da A.P. ve C.K.M.P. nin Y.T.P. tarafından kolaylıkla yenile- bileceği fikrini savundu. İcap ederse, seçimlerden sonra Mecliste "vatan- perverane bir koalisyon"a da -İkti- dar içinde veya iktidara karşı- Y.T. P. girebilirdi, o Yassında konusunda, Alican İnönüye nazaran daha cömert davrandı. Fakat. Yuvarlak Masanın başına geçildiğinde bir takım taah- hütlerde bulunmaya hazır olduğunu da belirtti. Ancak, Alicanın tutumuyla- la partisinin tutumu arasında Refe- randum vesilesiyle ortaya çıkan ay- rılık kurmayların tebessüm etmele- rine yol açtı. Alican, C.H.P. den şikâyetciydi. Aşağı tabakalarda, C.H.P. içinde de çok uygunsuz adam vardı ve parti» lerarası münasebetleri bunlar zehir- liyorlardı. Genel Merkez ise, bunla- ra karşı pasif davranıyordu. Söz o noktaya geldi ki Y.T.P. Genel Başka- nı, kendi teşkilâtındaki azılı Demok- ratların temizlenmesini C.H.P. için- de girişilecek bir temizliğin karşılığı olarak kabul edebileceğim belirtti! Alican konuşmayı terkettiğinde pek memnundu denilemez. Ama ge- nel olarak bazı Kurmaylarla liderin fikri arasında pek ayrılık mevcut de- ğildi. Nitekim bunu, o gün toplantı- dan ilk çıkan Yarbay Yıldız şu söz- lerle ifade etti: "— Görüşmelerimiz pek iyi geçi- yor. Hava iyidir. Şunu rahatlıkla söyliyeyim ki, temas ettiklerimizle aramızda Öyle uzun boylu 'fikir ayrı- lığı yok... Aynı gün saat 12'de, meşhur A.P. nin malüm Genel Başkanıyla, spor- tif Genel Sekreteri EMİNSU'cu Al- bay Şinasi Osma, Kurmaylar tara- fından buyur edildiler. Dâvet, bir gün evel Osmaya, bizzat komisyon üyeleri tarafından ve Meclise gelin- mesi küğeiyle yapılmıştı. üşpala ve Osma Meclise be-; raberce geldiler, Gri bir fötr ve bol paça pantolonlu, gri çizgili bir elbi- se giymiş olan A.P. Genel Başkam 7