Türküsü "—-Hürriyet istiyoruz!-" "—Öylese öldürün beni! dürün benil..» "—Biz kaatil değiliz!.." Menderes sese doğru hamle etti, fakat Birinci Şu- be Müdürü tarafından tutuldu. O sırada orada tesadü fen bulunan bir gazetecinin otomobiline atıldı. Nüma- yişçileri artık zaptetmeğe imkân yoktu. Bağırıyor, ça- gırıyor, hattâ Menderesin otomobiline doğru tükürü- yorlardı. Menderes ise, otomobilinin içinde yumrukları- nı sıkmış, pencereleri dövüyor ve gençliğe ağza alın- maz küfürler savuruyordu. Bir deli, bir zavallıydı. Ne duruyorsunuz, öl- Aynı anda Bulvarda gençlikle polis arasında müt- hiş bir mücadele başladı. Halk gençleri destekliyordu. Genç kızlar, gençlerin doldurulduğu ciplerin önüne atılı- yorlardı. Copa» tekmeye, küfüre, dipçiğe bakmadan, cipte kileri kurtarmağa uğraşıyor ve gençleri polislerin el- lerinden alıyorlardı. O günden sonra Bulvar Hürriyet sesine aşina hale getirildi Saatl7ye yaklaştı mı, gazeteleri kapa- tılmış, açlık eli yi karşıkarşıya kalan gazeteci- ler, toplandıkları bürolardan sessizce Bulvara dökülü- yor ve ıslığı bastırıyorlardı. Aynı anda muhtelif köşe- lerden, birbirini tanımıyan gençler sökün ediyorlardı. Bir tek işaret nümayişçileri birbirine tanıtmağa ye- tiyordu: Sakallar... Evet, gençler sakal bırakmışlar- dı. Bulvarda her apartman birer ihtilâl karargâhı ha- lindeydi. Gençler e başladılar. Beyannameler, Atatürkün Nutku ve İnö n her gün verdiği demeç- ler ayakkabıların içinde, resmi dairelere gönderiliyor, çoğaltılıyor ve dağıtılıyordu. Polis şaşkındı. Durmadan cop sallıyordu Gene sıcak bir gündü. Bulvarda dolaşanlar arasın- da garip çehreler vardı. Gözleri kanlıydı, ağızlarından salyalar akıyordu. Sarhoş oldukları belliydi. Üstelik silâhlıydılar. D.P. nin bu kiralık kaatilleri güya nüma- yişçileri dağıtacaklardı. Fakat kiralıklann gözlerim a- çan bir hâdise vukua ereldi. Bir anda Bulvarı dolduran subaylar ve Harbiye talebeleri, D.P. nin kiralıklarını sü- künetle takibe başladıktır. Gençler, Kızılayda göründüler. ıslık, gözlerinde aynı parıltı vardı. Örfi İdarenin tankları, cipleri, Atılan bombalar, ıslak mendillerle deres, kiralık katillerine rağmen, İstihkakım o gün de fazlasıyla aldı 19 Mayıs günü gençler Anıt Kabirde, Atanın hu- zurunda toplandılar. Törenden sonra gruplar halinde Iniliyordu."Önde yürüyen sekiz on kişi birden kolkola girdiler ve adımlarını yavaşlattılar. Aradan gelen ka- labalık yığılıp kaldı. Gene göz yaşartıcı bombalar kul- lanıldı, gene coplar çalıştı, ama "Kahrolası Diktatör- ler!" âvâzesinin başkent göklerine dalga dalga yayd ması önlenemedi. Ağızlarında a Gençlerle beraber askerleri de göründü. iade edildi Ve Men- nümayişten günlük Hele 80 Mayıs günü! Nehru Ankaraya geliyordu. Unu niyet tertibatı Harbiyelilere verilmişti Yağız delikanlı- lar için bu vazife cidden üzücü oldu. Kaldırımlara bi- riken halk, Harbiyell delikanlılara hiç te iyi gözlerle bakmıyordu. Gençler de oüzgündüler. Fakat sabredi- yorlardı. Emniyet tertibatına, köylerden getirilen kira* lık şakşakçılara rağmen, Nehrunun yanında otomobi- liyle Bulvara giren Menderes 5 Mayısta karşılaştığı manzarayla karşı karşıya kaldı. Bu defa gençlik ve halk: "—Kahrol!.. Yuuuh!. İstifa eti." diye bağırıyor ve ardından : "— Hürriyet!. tıyordu. Hürriyeti.'* âvâzeleri ortalığı çınla- So gukkuyu tevkif edilenlerle dolmuş taş- Menderes ise, bütün diktatörler gibi» m —Bir kaç mekteplinin toplandığı sokaklarda-. diye konuşuyordu. O mektepliler bitirdiğimiz pe sonunda aynı Radyoda aynı sesi tekrar duydula — Bilmiyordum Reis beyfendi! Hatırlamıyorum Reis beyfendi! oDerhatır edemiyorum Reis beyfendi! Her halde Namık Gedik olacak Reis beyfendI!" mıştı. Ankara nümayişlerinde Gençler Bulvar üzerinde 27 Mayısı hazırlayanlar AKİS, 6 ŞUBAT 1961