seçilmesi dedikodulara sebep olmuş- tu. Ötedenberi klasik ve sessiz bir modacı olan Bohan'ın başarısından şüphe edilmişti. Fakat bugün bütün moda dünyası onun kabiliyetini ve maharetini kabul etmiş bulunmak- tadır. Windsor Düşesinin defile hakkın- daki görüşleri, bütün diğer davetli- lerin kanaatlerini aksettirdi, denile- bilir. Windsor Düşesi defile hakkın- da şöyle demektedir "— O kadar harikulade bir defi- le ki, bütün bunlar sahip olunman ve giyilmesi gereken şeyler." Minyon mankenler Pariste, lelerini tertip ettikleri bu büyük moda haftasında, dikkati yalnız al* biseler çekmemektedir. Moda evleri, davetlilerin dikkatini çekmek için Meselâ bu sene defilelerde son dere- ce minyon mankenler rağbettedir. Moda yaratıcıları, son derece mü balağalı kreasyonlarıma ufak tefek kadınlara da pekâlâ yakışacağım müşterilerine İspat etmek kararın- dadırlar. Bunun için de her moda e- hi, olmakla övünmektedir. Dior müessesesinin yeni patronu Marc Bohan'ın defilesinde üzgün yüzlü, ufak tefek, Arjantinli man- ken Kouka en güzel elbiseleri teşhir etti Japon bebeklerini andıran çok daha ufak tefek bir başka manken de salona her girişinde salon alkış- tan inledi Çıplak ayaklı model Piere Cardin de defilesini Yen isim- li ufacık bir Tahitill omankenle açtı. Yen salona, etrafına, bütün Ta- hitill kızların sarındığı kir "sarong" içinde ve boynunda çiçeklerden bir çelenk olduğu halde, çıplak ayakla- rının ucuna basarak girdi. Bütün bu defilelerin içinde muhak- kak ki en sürprizlisi Patou moda evi- nin defilesiydi. Patou defilesini, her- kesi hayran bırakan çok (güzel bir mankenle açtı. Davetlilerin ara- sında bir kaç kere dönerek yürüyen mankenin, içeri girip biraz sonra tıpkı kendisine benziyen ikiz karda* piyle elele çıkmam çok hoş bir sürp- riz oldu. Bu defilelerde bâzan davetliler de mankenler Ve elbiseler kadar eğlen- dirici olabilmektedirler. Bu sezon, kava çok kapalı olmasına rağmen, elbiselerdeki renkler çok parlak ol- duğu için herkes güneş gözlüğü tak- maktaydı, öyle ki, basın mensupları kalın güneş gözlüklerinin arkasında AKİS, 6 ŞUBAT 1961 bütün moda evlerinin defi-" Arap delegasyonunu andırıyorlardı. Hanımlar, kuvaför Alexandre'ın pek rağbette olan "enginar" saç modası- nı. benimsemişlerdi. Yalnız bu tarz saç, moda haftasının 24 saatlik günü için pek zayıf kalmaktaydı. Herkes saatler geçtikçe birbirinin düsen ve düzleşen saçına merakla, gülümseye- rek bakmaktaydı. Bu hafta, muhakkak ki, en faz- la moda yaratıcıları için heyecanlı bir hafta oldu. Bilhassa basının da- vetli olduğu defilede bütün desina- törler, mankenlerin giyinme oodala- rının Ufak pencerelerinden, kreasyon- larının mukadderatım tayin edecek mühim şahısların yüzlerini heyecan- la tetkik etmekteydiler. Meşhur modacı Lanvin Oastillo, son defilesi sırasında hasta olduğu i- çin defileyi telefonla yatağından ta- kip etmek zorunda kaldı. Sekreteri, KADIN defile boyunca kendisine malümat verdi ve Castillo, davetlilerin gös- terdikleri tepkiyi telefonda duydu- gu alkış sesleriyle ölçebildi. Bu gibi büyük defilelerde otur- mak, daha doğrusu yer bulabilmek . mühim bir meseledir. Çünkü herkes, defilenin ilk gününde hazır bulun- mak istemektedir. Salonlar, altın yal dızlı ufacık iskemlelerle doludur. Bunlardın birine sahip olmak, en büyük mutluluktu. Dior'un defile- leri çok kalabalık olduğu için yer bulamıyanlar halde, (merdivenlerde, boğulacak kadar sıkışık bir halde ayakta durmaktadırlar. Fakat en iyi seyirciler de bunlardır. Çünkü en çok alkil bunlardan gelir. Sıkışık durumda ayakta beklemekten yoru- lan bu grup, uyuşan kollarım ve ba- caklarım hareket ettirmek için dur-, madan alkışlarlar.