ei kâğıt geldi" — Efendim?” "—bDevlet Başkanından yazılı kağıt geldi". Zaten muhaverenin son cümlesi de bu oldu. Zira gazeteci te- şekkür ederek telefonu kapamıştı. Aslında Kabine içinde Kazanın kaynamağa başlaması haftanın ba- sındaki güne tesadüf etti. Gündemsiz kahine toplantısı O gün Kurmay Bava Binbaşısı, salonu bir baştan bir başa kapla- yan emprime desenli Bünyan mamulatı halıyı aceleci adımlarla çiğneye- rek telefonun bulunduğu kısma geç- ti, sol cebinden çıkardığı dörde kat- lanmış kâğıdı sağ eliyle açarak tele- fonun ahizesini okaldırdı. Kurmay Binbaşının ikinci hareketi, kâğıtta- ki telefon numaralarını nümeratöre tatbik etmek için düdük sesini bek- lemek oldu. Nihayet beklenen ses. biraz geç olmakla beraber geldi ve yakışıklı Binbaşı numaraları birbiri arkasına çevirmeğe ( başladı. Karsı- dan her cevap gelişte, Kurmay Bin- başı: "— Burası Riyaseticumhur” di- yor ve artık ezberlediği bir kaç cüm- leyi ardarda sıralıyordu: "— Saat 9.30 da Bakanlar Ku- rulu toplantısı olacak. Beyfendiye lütfen haber verir misiniz?" Yakışıklı kurmayın o aradığı nu- maraların adedi hayli kalabalıktı. Son çevrilen numara 1292 06 oldu. Binbaşı ayni sözleri bu defa da oto- mat edasıyla tekrarladı ve sonra ra- hatlamış insanların sevinci içinde telefonun bulunduğu kısımdan ayrı- larak, Çankaya Köşkünün Ankara- ya bakan büyük salonuna doğru yü- rüdü. Tun bu sırada büyük salonun yan kapılarından o birinden uzunca boylu, babacan tavırlı, biraz zayıf fakat dinç bir adam girdi ve ağır a- dımlarla yürüyerek tül perdeli pen- cerelerden soldan ikincisinin önünde durdu, sis ve kalorifer dumanlar içindeki oOAnkarayı seyre koyuldu Saatler 9.25'i göstermekteydi. Ağzı nın sol köşesinde hiç eksilmeyen te- bessümü ile şehri seyreden uzun boylu babacan adam, oldukça tekli keli bir hastalığı azmi ile yenmiş ihtilalin kan Orgeneral Gürselder başkası değildi ve biraz sonra baş kanlık edeceği kabine toplantısına gelecek Bakanlarım bekliyordu. Bekleyiş pek uzun sürmedi. Bü- yük salonun kapısının tam üzerinde ki saat 930'u gösterirken Çankaya ya uzanan stabilize yoldan bir sarı kırmızı plâkalı otomobil Köşke yak- laşmaktaydı. Otomobiller büyük biı maharetle, buz tutmuş yolu tırman- dılar ve Köşkün giriş kapısının bak- tığı kırda park ettiler. Büyük bir AKİS, 6 ŞUBAT 1961 Nasır Zeytinoğlu Briçe vakit yoK! resmiyet İçinde otomobillerden atla- yan şoförler, Bakanlarının inmeleri- ne yardım için kapıları açtılar. Gür- sel Hükümetinin OÜçüncü kabinesi- nin Bakanlarını kapıda nâzik tavır- lı bir Havacı karşıladı. Hep birlikte mermer Oo merdivenler (o tırmanıldı ve Köşkün büyük kapısından girildi. Bakanlar pırıl pırıl ayakkabılarını yerdeki paspasa silerek sağ tarafta bulunan vestiyere doğru yürüdüler. Fehmi Yavuz "Eyvallah, beyler?” YURTTA OLUP BİTENLER Palto ve pardesüler ovestiyere bıra- yaz örtü bulunan bir masa Bakanlar, masanın sağ ucunda bulu- nan sevimli Orgenerali gülümseye- rek selamladılar ve masanın etra- fında yarlerini aldılar. Saat tam 9.38'i gösteriyordu ki ihtilâl Hükü- metinin üçüncü kabinesi, Başkan Gürselin (o başkanlığında ogündemsiz bir Bakanlar Kurulu müzakeresine başlamış oldu. Başkanın endişeleri Bakanlar (o Kurulunun, o bitirdiğimiz hafta perşembe günü akte başla- dığı o toplantının siklet (omerkezini Başkan Gürselin endişeleri teşkil et- ti. Başkan, her ihtiyatlı Hükümet Başkanı gibi, bazı endişeleri hakkın- meselesiydi. --nda, mtitebeasim bir eda ile Bütçe hakkında, memur maaşlarına yapı- Isa sam hakkında, iktisadi düzen hakkında Bakanlarından bilgi ister- ken, bir yandan da elindeki kurşun kalemle Önündeki kâğıda durma- dan iki rakam yazıyor, sonra çiziyor, sonra yeniden yazıyordu. Bu iki ra- kam 20 ile 700 milyon rakamlarıy- dı. Tabii, endişelerin muhatabı, Gür- sel Hükümetinin Maliye Bakanı Ke- mal Kurdaş oldu. Bütçenin, gecik- miş haliyle de olsa, dört bası mâ- mur bir Bütçe olarak Bütçe Komis- yonuna takdimi için pek çok uyku- suz geceler geçiren oMaliye Bakanı, Bakanlık koltuğuna oturduğu den beri sorulan (o suallerin Başkan tarafından Oda soru tahmin etmek akıllılığını gösterdiği için ha- zırlıklıydı. Sualleri cevaplandıran Bakan, Gürseldeki sağduyuya hay- ran oldu. Ne var ki Bakanın nevi şahsına münhasır bâzı malt tasav- vurları yeteri kadar aydınlığa kavuşa- madı. Bütçe üzerinde devam eden rüşmeler hayli Vakit (aldı. Babacan 10.30'a yaklaştığı sırada gündemsiz Bakanlar Kurulu toplantısının ikin- ci meselesine geçildi. İkinci mesele pek harcıâlem bir konuydu, fakat üzerinde durulması da gerekliydi Kabine toplantısının bundan devam eden büyük kısmı Kıbnsa ya- pılacak yurduna tahsis edildi. Türklerinin (iktisadi (o sıkıntılarının giderilmesi gayesine matuf bir yar- dım planı Bakanlar oKurulunda mü- 15