ve münfesih D. P. nin İstanbul teş- kilâtının ilk korucularından Çehreli, Yalmanınkinin aksine herkese (açık basın toplantılarında, sorulan o sual- leri cevapsız bırakmadılar. Kendisinin de dediği gibi, gerçek- ten herkes Vatan müessesesinden Yalmanı ancak ölümün ayıracağını zannederdi. Elhak, Vatan demek Yal- man demek, Yalman demek Vatan demektir. Yalman, gazetesinin kökü- nü, Mütareke yıllarında çıkardığı Vatan gazetesinde atmıştı. İlk Va- tan, Atatürkün Yalmanı gazetecilik- ten menetmeslyie kapanmıştı. o Yal- man Vatanı 1940 ta yeniden meyda- na getirmişti. Ancak, Vatanın 1956 yılında birikmiş 450 bin liralık bor- cunu kapatıp müesseseyi yürütebil- mek için tezyidi sermaye oyoluna gitmişti 600 bin liralık sermayeyi, I milyona çıkarmıştı. Yalman, 400 bin liralık hisse senedini satabilmek için şimdi karşısına dikilen Tirali- lere, Karavelilere, Akballara diller dökmüş, yalvarıp yakarmıştı. Vata- nın itibari sermayesi | milyondur ma, müessesenin tesisleri a haliyle su içinde 5 milyon eder Haftanın sonunda, Vatandan ay- rılanlar Dünyada misafir (o edilirler- ken Vatanı ellerine alanlar ogazete- yi Yalmansız daha iyi yürütebilecek- lerini söylüyorlardı. Bir tehlike, ba- nı oyunlara meraklı Nihat Karave- linin mektep arkadaşı Naim Tirali üzerinde fazla tesir yapıp hiç başarı gösteremediği politika alanında Va- tanı kullanmaya kalkmasıydı. Zira Tercümanı satın alan Karavell onu D. P. ve C.K.M.P. mensubu okuyucu avına çıkarmıştı. Bundan evvelki bir İktidar değişikliği sırasında da Men- derese muhalif yazarlar (gazetede barınamamışlardı. Ama bu sefer, or- tada siyasi bir anlaşmazlık (o bulun- madığından o yazarların hemen hep- -- içeride kalmışlardır. Adnan Veli- ler, Emil Galip Sandalcılar, Oktay Akballar yazmakta devam ettiler. Zaten, Vatanın çalışanlar grubu, gazetenin istikametinde o hissedecek- leri ilk değişiklik emaresinde tekne- yi derhal terkedecek vasıfta eleman- lardan müteşekkildir. Üstelik, o ser- mayedarların gözleri de Oo gazetenin yeni idarecilerinde olacaktır. Hafta biterken gazetenin başyazarlığı için düşünülen imza, parlak bir kabiliyet olan ve Yalmanla taban tabana at hüviyete sahip, kültür dağarcığı ise dopdolu Doğan Avcıoğluydu. o Avcı- oğlunun, en ziyade formasyonundan ve memleket realitelerini biraz fazla kâğıt üzerinden mütalea etmeden ge- len "kendini aşırılığa biraz fazla kaptırma istidadı'* iyi bir frenle ön- lenirse Vatan okuyucuları bu hafta şüphesiz (o Yalmanın arkasından (göz yaşı dökmeyeceklerdir. 24 EĞİTİM Nd e Öğretim İş, bilenin... Geçen haftanın sonlarına doğru bir gün, saatlerin yelkovan ve ak- repleri 18,30 dan 19 a doğru yol a- lirken, bir AKİS muhabirine, genç ve dinç bir adam çikolata ikram edi- yor, "tatlı yiyelim, tatlı konuşalım" diyordu. Sonra birer de sigara yak- tılar. Konu, günün konusuydu. Mem- leketin bugününü olduğu kadar yarı- nım da yakından ilgilendiren, birin- ci derece önemi olan bir mesele üze- rinde konuşmaya başladılar. Sabahın erken saatlerinden beri devamlı ola- rak çalışmasına (o rağmen, üzerinde hiç bir yorgunluk izi görülmeyen genç ve dinç adam, İnkılâp Hükü- metinin Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu idi. Milli Eği- tim Plânı taslağım hazırlayacak o- lan Plânlama Kurulunun çalışmala- rına başlamasıyla, milli eğitim konu- su yeniden birinci plâna geçmişti. Bu kurul nasıl çalışacak, neleri na- sıl plânlıyacak, sonra bu plânlardan ne şekilde faydalanılacaktı? Feyzi- oğlunun, kurulun o çalışmaya başla- dığı gün söylediği gibi, "büyük bir müil dâvayı gelip geçici İnsanların tasallütundan kurtaracak'* bir ça- lışmaya geçildiği sırada, bu çalışma- ların mâna ve mahiyeti üzerinde dur- mak elbette gerekliydi, önce, Türki- yenin milli eğitim, işlerini yönetmek- le görevli Bakanın bu konudaki dü- şüncelerini öğrenmek faydalı olsa gerekti. Feyzioğlu, o meselenin çözümünü "Türkiyenin umumi İktisadi geliş- mesine göre nasıl bir milli eğitim politikası tatbik edilmelidir?" dü- şüncesinden hareket ederek ele aldı. "Her vatandaşı çevresine ve toplu- muna faydalı, eskisinden daha müs- tahsil hâle getirmek çârelerinin a- ranması" milli eğitim politikamızın hedefi olmalıydı. Sonra, "eğitimde kaliteyi muhafaza etmenin tedbirle- ri düşünülmeli, köydeki ilk öğretim- den teknik öğretime kadar vatanda- şın İstihsal gücünü arttırıcı bir yön kazanılman" idi. Bu, şu demekti: Muayyen tahsil kademelerini bitiren vatandaşların oyaşamak için yapa- cakları ilk iş, devlet kapısına müra- caat etmek olmamalıdır. Devlet ke- sesinden -çalışarak da olsa- yiyerek yaşamak değil, devlete yük olmadan, aksine devlete yardımcı, destekleyici olarak, kendi kendine iş yapma, ya- şama, geçinme (oimkânlarını vatan- daş kazanabilmelidir. Bu, vatandaşın müstehlik değil (müstahsil olması demektir. Böylece, kalkınmanın şart larıı sağlanmış olacak, ümitler ger- çekleşebilecektir. Bütün bunlar ise, hakikaten, "gelip geçici (o İnsanlarla tasallutundan" Oomasun, memleket gerçeklerine (ouygun bir Milli Eği- tim Plânı"nın yapılmasına ve uy- gulanmasına bağlıdır. Anlaşılıyordu ki, milli eğitim iş- lerimiz nihayet "iş bilen" bir adama kavuşmuştu vs o adam da "kılıcım kuşanmış"tı. Çalışmalar plânlama Kurulunun amacı şudur: "Milli eğitim hayatımızı istikra- ra kavuşturacak ve eğitimin bütün yurdumuzda belli bir sistem içinde yayılmasını ve o gelişmesini sağlıya- cak uzun süreli bir Milli Eğitim Plâ- nı hazırlamak". Bu amaca varabil- mek için. Plânlama Kurulunun ça- çalışmalan üç safhadan geçecektir. Birinci safha, teşkü edilen komitele- rin çalışmalarıdır. . Komiteler çalış- malarının sonuçlarını, ikinci safha- yı teşkil eden Komisyonlara getire- cekler, komisyonlar bu raporlar üze- rinde gerekli oincelemeyi yaptıktan sonra, bütün komisyonların görüşle- rini tesbit eden raporlar bir Koordi- nasyon Grubunun süzgecinden. ge- çirilerek birleştirilecek ve plâna ke- sin veçheyi verecek olan Milli Eği- tim Şürasına bir Milli Eğitim Pla- nı Taslağı halinde sunulacaktır. Plânlama Kurulu beş komisyona ay- rılmıştır. Her komisyonun da komi- teleri vardır. Birinci komisyon Genel öğretim Komisyonudur. Bu komis- yon İlk Öğretim, Orta Öğretim. Yük- sek Öğretim, Öğretmen Yetiştirme, Özel Okullar, Dış Münasebetler, Din ile İlgili Eğitim ve öğretim konula- rım inceliyecek olan yedi komite hâ- linde çalışacaktır. Mesleki ve Teknik öğretim Komisyonu ise Erkek Tek- nik öğretim, Kız Teknik öğretim. Ticaret öğretim komitelerine ayrıl- mıştır. Kültür İşleri ve Güzel Sanat- lar Komisyonunun beş komitesi var- dır. Bunlar (Kütüphaneler, Yayım, Eski Eserler -Müzeler, Güzel Sanat- lar, Opera - Tiyatro komiteleridir. Ayrıca Yönetim örgütü Komisyonu AKİS, 6 ŞUBAT 1961