YURTTA OLUP BİTENLER Hükümet Tebdili mekândaki ferahlık Bitirdiğimiz haftanın sonunda bir abine üzerinde çeşitli tah- minler yapılırken bir "sürpriz . ha* ber", başkentin iyi koku aldıklarına kani siyasi çevrelerini (oallak bullak etti. Muharrem İhsan Kızıloğlu Baş- bakan Yardımcılığına, Nasır Zeytin- oğlu ise İçişleri (Bakanlığına geti. rilmişlerdi. Hükümetin iki kilit nok- tasına Başkan Gürsele yakınlıklarıy- la tanınan -Zeytinoğlu (Başkanın briç arkadaşıdır- ve politika tecrübe- leri biraz noksan İki şahsiyetin geti- rilmesi derhal akisler Uyandırdı. Kabine içinde yapılan bu iki ye- ni tâyin hakikaten sürpriz mahiyeti arz etti. Hele haftanın sonundaki cuma akşamı ortaya çıkan bâzı ha- vadisleri âdeta nakzedercesine Mu- harrem inan Kızıloğlunun taltifi demek olan Başbakan Yardımcılığı- na tâyini, pek çok kimsenin kulağı- na kar suyu kaçırdı. Zira bir gün ev- vel'nden Gürsel okabinesinin bu de- ğişmez İçişleri Bakam hakkında bâ- zı rivayetler ortaya atılmış ve Baka. nın hemen o gece istifası beklenmiş- ti. Ne var ki evdeki hesap bir defa daha çarşıya uymadı. ,, Aslında her şey haftanın sonun- daki cuma günü başladı, O akşam Çankaya Köşkü, gene hareketli gün- lerinden birini yaşıyordu. Bir takım resmi elbiseli (o adamlar köşkün sa- lonlarından birinde toplandılar ve Milli Birlik Komitesi Başkanı ile bir meseleyi müzakere ettiler. Müzake- re konusu, kabinede mevcut mün- hallere yapılacak o tâyinlerdi. Fakat bütün toplantı boyunca bir kaç isim üzerinde karar kılmak imkanı hasıl olmuyordu. Tabii gene işe babacan Orgeneral vaziyet etti ve kabinede mevcut mtinhallerden sâdece birine bir tâyin yaptı fakat bu tâyin Üçün- cü Gürsel kabinesi içinde bir yer de- giştirme mahiyeti arzediyordu. Gür* sel, kararını verir vermez hemen Cumhurbaşkanlığı oUmumi Kâtibi Osman Köksalı çağırdı ve kendisine, Muharrem İhsan Kızıloğlu ve Nasır Zeytinoğluna birer tezkere yazılma- sını emretti. Gürselin imzasını taşı- yan tezkerede, Kızıloğlunun hayli mühim. Devlet Bakanlığı ve Başba- kan Yardımcılığına, Nasır Zeytinoğ- lunun ise Kızıloğlundan boşalan İç- işleri Bakanlığına getirildiği derpiş ediliyordu. Çankayadaki komite top- lantısının sebebi hikmeti gerçi kabi- nedeki münhallerl doldurmaktı a- ma, bu hususta bir kanaat ve fikir birliği teessüs etmediği için, Gürsel 14 bizzat inisiyatif göstermek lüzumu- nu hissetmişti. (Fakat matlüp hasıl olmadı. Zira henüz kabine içinde bir münhal daha vardı. İmar ve İskân bakanlığı, üstelik. Nasır Zeytinoğ- lundan boşalan Devlet bakanlığı da yeni bir münhal olarak ortaya çıkı- yordu. Gürselin imzasını havi tezkereler yola çıktığında saatler 11.30'u gös- teriyordu. Günlerden cumartesiydi. Birkaç dakika sonra Bakanlar yeni vazifelerini bildiren emre muttali oldular. Tabii bu sırada Anadolu A- jansı da durumdan Oo haberdar edil- mişti. Nitekim öğle ajansı bu "Sürp- riz - Haberi" verdi. M. İhsan Kızıloğlu Kulisçileri şaşırttı Tâyinin mânası Gürselin kabine içinde bir revizyo- na ihtiyaç duyması ve bunu ar» kadaşlarıyla müdavele-i efkârda bu- lunarak icra safhasına koyması se- bepsiz değildi. Evvelâ, kabine ne Komite arasında bir nevi İrtibat va- zifesi görecek Başbakan Yardımcı- larını tâyini, Temsilciler Meclisi mü- zakerelerinin gelişme göstermeğe başladığı sıralarda bir lâzime halini almıştı, üstelik, Başkanın hastalığı- nın tamamen geçmemiş olması, o- toplantılarına muntaza- man katılmasına mâni oluyordu. Ka- bine bir temsilci . İşte bu temsilciyi de Gürsel bulmakta ge- cikmedi. Kızıloğlu, bir çok bakımdan bu iş İçin biçilmiş kaftan sayıldı. Ev- velâ askerdi, sonra hiç bir siyasi par- ti müntesibi değildi. Eh ne de olsa başarılı bir İçişleri Bakam olmuştu. Bütün bunlar neticeyi gösteren ibre- nin Kızıloğlu istikametine kayması- na sebep teşkil etti. Tabii Kızıloğ- lundan boşalan yere de artık bir sempatik adam bulmak gerekiyor- du. Bu isim de Nasır Zeytinoğlu ola- bilirdi. İşte haftanın son gününde Gürsel Kabinesinde vuku bulan bu ani te- beddülatın iç yüzü buydu. Haber ya- yılır yayılma» ogazeteciler (paçaları sıvadılar ve yeni vazifelerin Bakan- larım aramağa koyuldular. Telefon- lar çalıştı. Fakat Bakanları bir tür- lü yakalamak kaabil olmuyordu. An- cak gazetecilerin sabrı tükenmedi ve nihayet bir açıkgöz (muhabir Nasır Zeytinoğlunu oOevinde Oo yakalamağa muvaffak oldu. Muhabir ile Zeytin- oğlu arasında kısa fakat hâdiseleri teytd eden bir muhavere cereyan et- ti. Tabii ilk çıkış muhabirden geldi. Genç ve aceleci muhabir hemen sa- dede girdi ve: "— Beyfendi tebrik ederiz" dedi ve cevabı beklemeden ilâve etti: — Beyfendi bu İş nasıl oldu?" Bu suali cevaplandırdı: — Oldu işte canım, bunun me- rak edilecek bir tarafı yok ki." Fa- kat bu cevap muhabiri tatmin et- memiş olmalı kil man efendim nasıl merak sesli Bakan şöyle edilhezi Lütfen söyleyin ne saman öğrendiniz?* diye z Yakışıklı oOBakan gözlükleri ile oynayarak! — Bugün öğrendim. Saat 11.30 , Başbakandan bir tezkere geldi" Mesele vuzuha kavuşmuştu. Ay- ni saatlerde bir başka meraklı gaze- teci korka korka 110401 numarayı çevirmekteydi. Bu numara çatık kaşlı İçişleri Bakanı Muharrem İh- san Kızıloğlunun telefon numarasıy- dı, Kızıloğlu telefona verdi ve hemen: — Kimsin, ne istiyorsun?" dedi. yeteri "— Efendim tebrik etmek iste- miştim de" dedi. Kızıloğlunun ceva- bı gene pek kısa oldu: -— Sağol" Fakat muhabir gene ısrar ime ve bir şeyler öğrenmek e olmalı ki devam etti ve; Paşam, ne zaman duydu- bizzat cevap aş nuz? dedi. — Bugün ajans verdi ya" — Yâni Paşam ajanslar mı öğ- rendiniz?" "- Yok oğlum Devlet AKİS, 6ŞUBAT 1961 Başkanın-