DÜNYADA OLUP BİTENLER Nato Ouo Vadis? Geride bıraktığımız haftanın ilk gün- lerinde, Paristeki yeni NATO sa- rayının büyük toplantı salonlarından birinde kısa boylu, oldukça toplu, yu- varlak çehreli bir adam, masanın et- rafım saran onbeş diplomata artık İşinden ayrılmak istediğini ( söyledi. Kısa boylu adamın bu sözleri söyler- ken büyük bir üzüntü duyduğu, kaim gözlüklerinin arkasına saklamaya ça- lıştığı gözlerinden hemen anlaşılıyor- du. Fakat ne çâreki memleketinin ona ihtiyacı olduğu görülüyordu. Bu ba- kımdan, NATO'da çalışmak onun için büyük bir şeref olmakla beraber, mem leketine dönmek ve politikaya atıl- mak zorundaydı. Geçen haftanın İlk günlerinde NA TO'daki görevinden ayrılmak istedi- ğini açıklayan kısa boylu adam, dört yıldır bu teşkilâtın Genel Sekreterli- ğini yapmakta olan, tanınmış Belçi- kalı politikacı Paul-Henri Spaak'tı. Kendi sözlerine bakılırsa bu ayrılışta yalnız iç politika endişeleri rol oy- nuyordu. Belçikadaki son buhran sıra- sında Belçika Sosyalist Partisinin kuvvetli bir lidere ihtiyacı olduğu an- laşılmış ve bu partinin en gözde li- derlerinden biri olan Spaak'tan tekrar partisinin basma geçmesi istenmişti. Sosyalist lider, herşeyden önce kendi vatanına karşı olan görevlerini yap- mak gerektiğini düşünerek, bu çağrı- ya müsbet cevap verdiğini bildirmek- teydi. Ancak NATO işleriyle yatandan ilgilenen bâzı uzmanların söyledikle- rine bakılırsa, madalyonun ikinci bir yüzü vardı. Evet, Spaak NATO Genel Sekreterliğinden ayrılırken tekrar politikaya atılmayı düşünmüştü. Fa- kat Belçikalı diplomatı dört yıldır büyük emekler verdiği bu teşkilâttan ayıran asıl .sebepler, NATO'nun son zamanlarda geçirmekte olduğu bâzı buhranlardı. . Başkan Kennedy'nin Kongre önünde okuduğu mesajda da belirttiği gibi, Kuzey Atlantik And- lasması, hür dünyanın savunması ve başarısı için vazgeçilmez bir oandlas- maydt. Fakat Kuzey Atlantik Andlaş- ması Teşkilâtı üyelerinin bâzıları ara- sında son zamanlarda beliren iktisa- di rekabet ve menfaat çatışmaları, bu üye devletlerin bütün kaynaklarını andlaşma amaçlarının ogerçekleşme- sine doğru yöneltmelerine engel ol- maktaydı. Başkan Kennedy'nin "bazı devletler" derken İngiltere ile Fran- sayı anlatmak istediği, "iktisadi re- kabet" derken altılar- yediler ayrılı- gını düşündüğü, "menfaat çatışmala- 26 Paul Henri Spaak Elyeda dostlar! rı" derken Fransa ve Portekizin sö- mürge politikalarım aklından geçir- diği tereddütsüz söylenebilirdi. Kaldı ki NATO'nun son zamanlar- da geçirdiği buhranlar bunlardan iba- ret değildi. General De Gaulle Fran- sayı bir atom devleti yapmak sevda- sından ayrılmıyor, bu yüzden değil yalnız tarafsız blok devletleriyle, NA TO içindeki müttefikleriyle bile anla- şamıyordu. De Gaulle'e kalırsa NA- TO içinde A. B. D., İngiltere ve Fran- sanın katılacağı bir triyomvira ku- rulmak ve önemli meseleler bu tri- yomvira tarafından belli bir hal çare- sine bağlandıktan sonra diğer dev- letlerin önüne getirilmeliydi. Bu fikre itiraz edenlerin başında Spaak geli- yordu. Spaak'a göre, NATO'yu yal- nız bir savunma teşkilatı olmaktan kurtarmak ve üyeleri arasındaki ça- tışmaları önlemek için çare bir triyom vira kurmak değil, fakat NATO Kon- seyine bütün üyeleri arasında daha geniş bir politik iş birliği kurulması- nı sağlayacak yetkiler vermekti. An- cak Spaak'ın bu fikri de kolay kolay anlaşılır bir fikir değildi. Meselâ Ka- nada, yada Norveçin Fransayla Cezayir, Portekizle Angola meselele- rinde nasıl bir görüş birliğine ovara- a, doğrusu ya, kimse kes- tiremez İşte bütün bu meseleler yetmiyor- muş gibi, son haftalarda ortaya bil de Santa Maria olayı çıkmış ve bü- tün dünya, bir anda, Portekizdeki Salazar idaresini hatırlayıvermişti. O Portekiz ki "insan hak ve hürriyetle- temeli üzerine kurulmuş olan Atlantik Andlaşmasımn altına imzasını atmış, Batı medeniyetinin ortak değerlerini korumayı taahhüt etmişti. Salazar idaresini hatırladıkça buna yalnız insanlar değil, kurtlar kuşlar bile gülerdi. Spaak şu gerçeği görmüştü: Atlantik Andlaşmasını imzalayanlar burada yazılı amaçlan benimsemez, kendi özel emellerini Batı toplumunun ortak menfaatleri- nin üzerinde tutmakta ısrar ederler- se, NATO bir askeri savunma ittifakı olmaktan öteye gidemeyecek, böyle olunca da değişen dünya gerçekleri karşısında Batının geleceğini (o koru- makta büyük güçlükler o çekecekti, Öyle anlaşılıyor ki Spaak (bundan doğacak sorumları yüklenmek istemi- yordu. Spaak'ın NATO Genel Sekreterli- ginden ayrılmasına yol açan bu ge- nel politika sebebi yanında, önemli bir askeri anlaşmazlık da vardı. Bu anlaşmazlık, Spaak ile NATO Kuv- vetleri Başkomutanı General Norstad arasında çıkmıştı. Son zamanlarda Spaak NATO'nun bağımsız bir atom kuvvetine sahip olması fikrinin şam- piyonluğunu yapmaya başlamış, klâ- sik silahlan ihmal etmişti. General Norstad NATO'nun atom silâhlarına sahip olmasına taraftar olmakla be- raber, klâsik silâhların da arttırılma- sını istemekteydi. Spaak'a göre NA- TO bağımsız bir atom kuvvetine sa- hip olursa Sovyetler Birliği yeni biz saldırıya geçmekten kaçınacak Oo ve dünya barışı korunmuş olacaktı. Ge- neral Norstad bu fikri doğru bulu- yor, fakat NATO'nun hiçbir zaman Sovyetler Birliğini yeni bir saldından önleyecek kadar büyük bir atom kuv- vetine sahip oolamıyacağını da mezlikten gelemiyordu. Şimdi ak'm istifası ile NATO'da yeni aske- ri reformlar yapılması düşünülebilir dı. Santa Maria Erişilen amaç Geride bıraktığımız hafta içinde bir cereyan etti. nin yeni Başkanı Kennedy Kongre önünde ilk konuş- masını yaptı ve iktisaden geri kalmış ülkelere geniş yardımlar o yapılması gereğinden söz açtı. Meselâ. oOAme- AKİS, 6 ŞUBAT 1961