hâdiselerinin bir kısmı okunabildi ve o* bahislerin sorgusu yapıldı. İkinci gün istanbul hâdiseleri tamamlandı ve Ankaradaki 29 Nisan hâdiselerine geçildi. Mülkiyenin ateşe tutulması ve o hâdiseler üzerine Şem'i Erginin hatıra defterine yazdığı satırlar ele atandı. Fakat ne 555 K meselesine, ne Harbiyenin imhası için Çankaya- da yapılan görüşmelere odokunula- bildi. Başkan Başol hemen her satır üzerinde titizlikle duruyor, sol ya- nında oturan General hâkim Rıza Tunçla zaman zaman görüşerek sor- guların noksansız yapılmasına, böy- lece sanıkların savunma haklarına tarafından büyük bir dikkatle ince- lendiğini gösteriyordu. Cuma günü alâka çekici bir tar- tışma Menderesle Şem'i Ergin ara- sında cereyan etti. Menderes, tıpkı Radyo dâvasında olduğu gibi, gerektiğini , Hem bu Bakanlar niçin kendisini ikaz etmemişlerdi, niçin meseleleri Gruba getirmemişlerdi? Düşük efen- di bunları, sanki bir normal rejim içinde hükümet etmiş, Bakanlarını saymış, Grubu sultası altında tut- mamış gibi, fütursuzca belirtti. Radyo dâvasında şahsiyetsizliklerini âva ce yaptığı ikazların mahiyetini anla- tacağım söyleyince horozlanan Men- deres "o zaman benim de söyleyecek lerim olacaktır" diye bir tehdit sa- vurmaktan geri kalmadı. işin tatlısı Yassıadada, tarihi duruşma salo- nunda bir müstebit devrin hesabı mes'ullerinden sorulurken, en az du- düf, Üniversite olaylarının hesabının sorulacağı celseye dinleyici götüren AKİS, GŞUBAT 1961 vapurda cereyan etti. Hikâyenin mihrakı bir isimdi. Suzan adım taşı- yan pek alımlı bir hanımın vapura bindiğini istihbar edenler bu Suza- nın, Suzan Sözen olabileceği kanaa- tiyle bu alımlı hanımın peşine düş- tüler, işin asıl hoş tarafı alımlı ha- nımın pek kısa bir zaman sonra ada- şına yaraşır bir esrar perdesi arka- sına saklanması oldu. Vapur alt üst edildi fakat Suzan hanımı bulmak mümkün olmadı. Nihayet bir gaze- teci hanımın yerini keşfe muvaffak oldu. Suzan hanım, vapurun birinci bölmesinde Oo herşeyden habersiz ar- kadaşları ile çene çalıyordu. Tabii vaziyet Suzan hanım bulununca or- YASSIADA DURUŞMALARI taya çıktı. Yassıada Bu Suzan başka Suzandı, irtibat bürosunda vazifeli bir kovalamaca oynanmasına sebep olmuştu. Bu yüzdendir ki, haftanın hemen sonundaki gün, kendilerini Yassıa- dadan getiren vapurdan Dolmabah- çe rıhtımına havanın tamamile ka- rarmış, Sokak lâmbalarının yanmış olduğu bir saatte çıkanlar bir tek şey düşünüyorlardı: 11 Şubat cuma günü tekrar Yassıadaya gidebilmek ve dosyanın en alâka çekici sayfala- rını, o konularda düşüklerin söyleye- ceklerini dinleyebilmek! Arkanda Mülkiy e Önünde polis anliyete "Olur mu böyle olur mu!