RADYO İşletmecilik Dertler Radyolarımızın programları dinle- yiciyi niçin memnun etmiyor? Radyolarımızdan niçin daha uzun müddet memnun olamıyacağız? Rad- yolarımızı her bakımdan o kalkındır- mak için neler yapmak lâzım? İlgili- ler bu sorulan 2. Mayıstan beri so- rup durmaktadırlar. Fakat yukarki sorulara tatminkar bir cevap almak için Ankara, İstanbul ve İzmir Rad- yolarında pekaz yeniliğe rastlanmak- tadır. Türkiye oradyolarının ez eksiklikleri nelerdir? Elem mı? Bugün radyolanmızın en önemli kol- tuğu ile en önemsiz koltuğunda otu- ranların ekseriyeti gerek genel kül- tür, gerekse radyoculuk bilgisi ba- lonundan yetiştirilmeye (o muhtaçtır. Bunların yanısıra, radyoların çeşitli yarlerinde çalışacak diğer elemanları yetiştirmek için Türkiye radyolarına aynı zamanda bir eğitim kolu ilâve etmek te şarttır. Her biri aynı Za- manda bir okul haline gelecek olan bu kuruluşlar o spiker, (o programcı, program takdimcisi, radyo muhabiri, haber bülteni derleyicisi, tonmayis- ter, teknisyen, radyo rejisörü, rad- yo piyes, konuşma ve hattâ anons yazan yetiştirerek, yalnız radyoların eleman kazanmalarına değil, aynı za- manda memleketimizde de birkaç ye- ni ii meydana çıkmasına yol açacaktır Bugün radyolarımız bir iç tali- mata da sahip değildirler. Meselâ bir program müdürünün görevi, yetkisi ve sorumluluğu nedir, bilinmez. Fa- kat program müdürlüğünün her çe- şit baskı altında kalmasına da kimse mâni olamaz. Üstelik radyolarımızın bu bölümünü baskı altında bırakarak program müdürlerini veya iş arka- daşları olan programcıları ve spiker- leri müşkül durumlara sokanlar, kal- kar bizzat program müdürlüğünü KAPIŞILAN KİTAP İSLAM EVLİYALARI İslâm âleminde en meşhur 20 büyük evliyanın hayattan t- nançları. felsefeleri 385 sayfa kuşe kaplı renkli. 17.50 lira Ö- demeli gönderilir. Sipariş: Ulus YAYINEVİ P.K 231 - ANKARA 30 tenkit ederler. Radyolanmızın bütün bölümlerinin böylesi (o hallerle karşı- laştıktan rahatça söylenebilir. Çün- kü radyolarımızın idarelerini bar de- virde ellerinde tutanlar radyoculuğu daima ihmal ettikleri gibi, radyoları- mıza da gereken önemi bir türlü ver- mek istememişlerdir. Sonra kalkıp birisi bu noktayı basın yolu ile açık- layınca, ortalık birdenbire kanşır. "Radyodan anlamadığımızı yüzümü- ze vurmakla bizi yerin dibine geçiri- yorlar" veya "Bizi yerimizden atmak niyetindeler" diye telâşa kapılırlar. Hattâ radyoların durumunu halka, yâni radyonun asıl sahiplerine açıkla- mak gayesiyle kaleme sarılanlara sin sice oyun oynamaya teşebbüs ederler ve radyoların düzeltilmesi için basın- dan yardım istiyenler hakkında zabıt tutarlar. Böyle yapmakla da sanırlar ki bu gibi hareketler doğru yolda ol- duklarına inananları yollarından çevi- recek, hatun sayılır tanıdıkların kayır masına, arkadan vurmak maksadı ile edilen hilelere aldırmadan radyolanmızın bir an önce düzeltil- mesine çalışanları yıldıracaktır. Baskılar Radyolarımızın belini kıran ve rad- yo idarecileri arasında çeşitli tar- tışmalara yol açan bir başka mesele de, yüksek makamların dışardan rad- yoevlerine yaptıkları baskıdır. İstan- bul Radyosu her türlü baskıdan ve kurallardan uzak, istediği şekilde ha- reket ettiği halde, merkeze yalan o- lan Ankara Radyosu çeşitli müdaha- leler yüzünden dinleyicisini hiçe sa- yarak programlarım altüst edebile- cek durumdadır. Meselâ son dakika- da gönderilen bir konuşmanın yayın- lanması bir Türk Müziği programı- nın kaldrılmasına yol açmakta ve bu sebepten de konuşmayı oyayınla- yan ile Türk Müziği programcısı bir- birlerine girmektedirler. Kesin kural- lar, durumlara göre tatbik edilecek şekiller kullanılmadığı için dinleyici- nin, programcının ve idarenin hak- kım korumak bir türlü kabil Olma- maktadır. Ne yapmak lâzım? "Radyolarımızın çalışma talimatını hazırlamak, bu kuruluşların ta- rafsızlığını kanunla belirtmek, mev- irmek, eleman yetiştirmek, intizam- sızlığa sebep olan eski alışkanlıkları temizlemek, aralarında koordinasyo- nu sağladıktan sonra radyo idareleri- ne belli bir bağımsızlık vermek, ücret kararnamelerini değiştirerek oprog- ramcı, sanatçı ve radyo personeline yeterince gelir sağlamak, en azından programların düzelmesine yol aça- caktır. Aynı zamanda da İstanbul Radyosunda Türk Müziği dinlerken, Ankaradan Batı Müziğinin yayınlan- ması veya Ankara Radyosunda "Şim di renkli haberlerimizi veriyoruz" diye renkli anonsların yapılması ve ismin- den ötürü neşeli kabar vermek gaye- siyle derlendiği tahmin edilen bu "renkli haberler"de ölümden ve fa- cialardan bahsedilmesinin önüne da ancak yukardaki o tedbirler alındığı takdirde geçilebilecektir. Kötü niyetli yabancı radyo istas- yonlarının vatandaşlarımızı zehirle- mek gayesiyle yayınlarım sıklaştır- dıkları bir sırada, 27 Mayıs İnkılâ- bından sonra Türkiyenin her gün bir başka yeniliğe şahit olduğu bu gün- lerde radyolanmızın ihmal edilmesi, korkunç zararlara sebep olmaktadır. Daha fasla vakit geçirmeden, sara- rın neresinden dönülecekse oradan dönerek kâr sağlamaya bakılmalıdır. AKİS, 30 OCAK 1961