di, ilk ağızda omlar tevkif edilecekler- di. Stratejiyi Başçavuş Hüsamettin hazırlamıştı. En tehlikeli yer olarak Etimesgut görülüyordu. Zira arazi engebeliydi. Buraya fazla, asker yığ- malı ve radyonun yayınına buradan hâkim olmalıydı. 28. Tümen, Tank Assubayı Hayri tarafından 10 tankla müsadere edilecek ve battal hale ge- tirilecekti. Kuyrukların düşünceleri arasında bir de lider bulmak yardı. Birbirlerine (o söylediklerine göre bu, General Gümüşpalaydı! Böylece Yas- sıadadaki efendiler okurtulacak ve herşey normale avdet edecekti. Darbe-i hükümet için her şey ha- zırdı da bir, parola eksikti. Öyle ya birbirleriyle nasıl anlaşacaklar, nasıl tanışacaklardı? Bunun da kolayı bu- lunmuştu. Cakalı bir işaret ve parola tesbit edilmişti. Sağ ellerini yumruk yapacaklar, başparmaklarım kaldı- racaklardı. Sonra başlarının sağ ta- rafım hafifçe sıvazlıyacaklardı. Böy- lece teşkilât birbirini tanımak imkâ- nım sağlıyordu. İfadelerin alınması -sâdece iki ki- şinin- 5 saat kadar sürdü. Darbe-i hü- kümet sanıkları yeni ifadelerinde su- çu "askeri lider"lerine oyüklemeğe çalışıyorlar ve iki oassubayın birinci plânda adamlar olduklarım zımnen anlatmağa uğraşıyorlardı. Ama orta- ya çıkan, bütün Türkiyede hangi tip insanların hâlâ Menderesin peşinde olduğundan ibaret kaldı. Hâdise ne bir dram, hattâ ne bir polisiye vak'- aydı. Sâdece bir komediydi. Kuyruk- lar, orduda bula bula iki assubay ele geçirebilmişlerdi. Bu, o gafiller kendi aralarından çıktığından mert assu- bay sınıfını biraz üzdü ama, adedin gülünçlüğü üzüntüyü telâfi etti. C.H.P. Ahşap evin konuklan Geçen hafta içinde İstanbulda, Sul- tanahmetteki üç katlı bir ahşap evin önünden geçenler, içerde mühim hâdiselerin cereyan ettiğini sandılar. Zira bu üç katlı ahşap ev, haftanın pek çok ziyaretçisi bulunan bir türbe manzarası arzediyordu. Ah- şap evin eski İstanbul stili kapısı hiç kapanmıyor, girenlerin çıkanların ar- dı arkası kesilmiyordu. Ev, C.H.P. nin İstanbul il merkeziydi ve hafta içinde Ankaralı üç politikacıyı misa- fir ediyordu. Hummalı faaliyetin sık- let merkezi, üçüncü katta, sokağa bakan bir odaydı. İstanbul C.H.P. il merkezinin üçüncü katında, ortalara isabet eden bu odanın aydınlık bir kısmını bir büyükçe masa kaplamak- taydı. Masanın etrafına dizili koyu renk maroken koltuklara gömülmüş AKİS, 30 OCAK 1961 üç kişi, karşılarındaki bir adamı dik. katle dinliyorlardı. Bu üç kişi, C.H.P. Merkez İdare Kurulunun İstanbulda vazife görecek İl Başkanının kim ola- bileceği konusunda nabız yoklama işiyle vazifelendirdiği üç üyesiydi. Bunlar, Genel Sekreter Yardımcıları Kemal Satır ve Orhan Öztrak ile ko- nuşkan Suphi Baykamdı. Heyetin dinlediği, C.H.P. İstanbul teşkilâtının ilçe başkanlarından biriydi. İstanbul İl İdare Kurulunda deği- şiklik meselesi, daha Kurucu Meclis için aday seçme faaliyeti bahis konu- su olduğu günlerde ortaya çıkmış ve üzerinde çeşitli (o tefsirlerde bulu- nulmuştu. Kurucu Meclise seçilen 4 11 İdare. Kurulu üyesinin yerlerine kimlerin geleceği konusu Genel Mer- kez için bir mesele halini alınca, Ge- nel Sekreter Aksalın da direktifiyle işe el koymak ve en salim yolu keşfe- derek İstanbulun istediği tâyinleri yapmak lüzumu hissedildi. Bunun için de Satır - Öztrak - Baykam trio- su İstanbula gönderildi. Trionun İstanbula ayak basma- sıyla, CHP. çevrelerinde bir tepe- den inme tâyin yapılacağı şayiası al- dı yürüdü. Aslında, siyasi faaliyet ya- sak olduğundan bir seçim elbette ba- his konusu değildi. Fakat çalışmalar hiç de zannedildiği gibi Basireti en iyi silâh olarak kullanan Genel Merkez ve onun Genel Sekrete- ri Aksal, trioyu, İstanbulun nabzı- nı yoklamak ve hakikaten istenen il başkanını bulmak üzere göndermişti. Nitekim trio da öyle yaptı. Evvelâ Sultanahmetteki üç katlı ahşap bina- Ali Sohtorik Vazife başında gelişmedi.. YURTTA OLUP BİTENLER nın üçüncü katında karargâh kurul- du ve nabız yoklayıcılar hemen faa- liyete geçtiler. Gaye, teşkilâtın, yâni ilçe idare kurullarının tasvip ettikle- ri, İstanbulun beğendiği, birleştirici, yapıcı ve çalışmalara yön verici ada- yı tespit etmekti. Trionun İstanbulda misafir bulunduğu üç gün zarfında 140'a yakın partili dinlendi ve 68 say- falık not tutuldu. Genel Merkezin va- zifeli kıldığı trio, nevi şahsına mün- hasır bir plebisit yapıyordu. Bu ple- bisitten maksat, İstanbul İl İdare Ku- rulunu ve Başkanım umumi arzuya uygun şekilde tespit etmekti. Alman cevaplar, istatistik bir tasnife tâbi tutuldu. İstanbulainhisaretmedi. Trio- nun en genç elemanı Suphi Baykam, alelacele hazırlanan bir ön raporla birlikte Ankaraya sevkedildi. Böyle- ce C.H.P. nin başkentteki idarecileri İstanbulda olan bitenlerden haberdar edildiler. Nitekim, haftanın ortasın- daki çarşamba günü, kısmen de olsa, İl İdare Kurulu -tabii müteşebbis ku- rul- teşekkül etmiş durumdaydı. Fa- kat trio tutulan notları son bir defa daha incelemek niyetiyle neticeleri a- çıklamadı. Gecikmeye sebep olarak herne kadar "incelemek arzusu" gös- terildiyse de bâzı kulağı delik kimse- ler işin içinde iş olduğuna hükmetti- ler. Bunların ileri sürdükleri, ortaya çıkan yeni bir ismin açıklamayı ge- ciktirdiği rivayeti idi. Rivayet, İl Başkanlığı için Enver Gürelinin aday gösterileceğine dâirdi. Ancak bu, es- ki bir söylentiydi. Enver Güreli orta- ya atılan adaylığım, kendi arzusuyla geri almıştı. Böylece trionun işleri de bir nebze hafiflemişti. Zira geriye, kala kala iki kuvvetli aday kalmıştı. Bunlar Ekrem Özden ile Ali Sohto- rikti. Mücadele bu iki aday arasında cereyan edecekti. Aslında mücadele de yoktu. Zira Özden başkanlığı şid- detle istiyor, o Sohtorik ise tarafsız şahsiyeti dolayısıyla ancak bir zaru- ret olarak bu vazifeyi (oyüklenmeyi düşünüyordu. Nitekim son anda te- razinin kefesini Sohtorik lehine kay- dıracak bir hâdise cereyan etti. İlk itiraz sesi İlk feryad Özdenin baş düşmanı, sa- bık kravatsızlardan geldi. Bunlar "Özden seçilirse (obiz partiden istifa ederiz" sayhasıyla ( ileriye fırladılar. Gerçi, dağılmış bulunan bu hizbin ar- tık teşkilâtta sesi osoluğu kesilmiş. Genel Merkez otoritesini kurmuştu ama trio, evvelâ parti içinde huzursuz luk çıkma ihtimallerinin dikkate alın- ması prensibinden hareket ederek, zaten kuvveti müsellem, ehliyeti belli Sohtoriki İl Başkanlığına getirdi. Böylece İstanbulun C.H.P. İl Baş- kanlığı meselesi halledilmiş oldu.