tılacaklardı. Bu toplantıda sonuna kadar mücadele edilecekti. İş bir ka- rara bağlanmazsa, katılmanın bir faydası yoktu, herkes kendi gemisini yürütecekti. Daha sonra bu kararı da değiştirdiler ve hepsi Ankaraya gi- dip meseleyi orada beraberce halle karar verdiler. Kellim kellim lâyem fa.. Geride bıraktığımız hafta içinde e- sasen bu iki grup arasında temas- lar devamlı olmuş ve. her iki taraf "çaktırmadan" birbirini bulmuş ve o- turup gene "çaktırmadan" ağız a- ramışlardı! Başkentten kopup gelen Esat Çağa - Alicanın partisinin ün- lü simalarındandır-, emeklilerden ve eski D.P.lilerden müteşekkil M.C.P. mensuplarıyla ilk teması (Yenişehir Palas -bu otelin de nedense siyasi bir kaderi vardır. Atıf Topaloğlu da C.H. P. den ayrılınca ilk toplantısını bu- rada yapmıştı- salonunda yapmış ve Naci Bozkurt, Namık Kemal Martı, Emin Nihat Sözeri, Enver Safder O- der ve Akif İyidoğan M.C.P. silen toplantıya katılmışlardı. bet, bilinen konular üzerinde cere- yarıyacağını ne izah etmişler, memleket mesele- lerinin ve menfaatlerinin korunma- sı babında işin böyle bir şekle dökül- memesini birbirlerine (oefsunkâr bir dille anlatmışlardı. e Gelgelelim, tam bir mutabakata varmak mamıştı. Evet, hemen hepsi aynı fi- kirdeydi. 3. Parti pek faydalıydı. Bir muvazene unsuru olacaktı. Kurulma- lıydı. Büyümeli, çalışmalıydı. Gelge- lelim, partinin birinci plândaki adam- ları kimler olmalıydı? İşte burada memleket meseleleri stop ediyor ve makine ralantide çalışmağa başlı- yordu Yenişehir Palastaki toplantı sona erdiğinde, elde gene hiçbir şey yok- tu. Taraflardan bir grup başkente -Bozkurt, E. Nihat Sözeri ve N. Ak- yıldız- hareket etti. Bunlar Alican ve arkadaşlarıyla temaslarda bulu- nacaklardı. Üçlü emekli (ogrubunun hemen arkasından da kronik yeni parti taraftan Ziyad Ebüzziya, Esat Çağa ve Hilmi Ergin başkente müte- veccihen yola çıktılar. Yumurta kapıya gelince.. Bir taraftan İstanbulda bu çeşit te- maslar devam ederken, başkent- te bulunan üçüncü parti kurucuları da boş durmuyorlar, tüzük ve prog- ramın hazırlanması, o teşkilâtın ta- mamlanması için var güçleriyle ça- lışıyorlardı. AKİS, 30 OCAK 1961 Bunun için dört komisyon kurul- muştu. Basınla temas komisyonunu Alican idare ediyor ve Basında yeni parti hakkındaki o yayının lehlerine olması için gerekli (oçalışmayı yapı- yordu. Ama, kuruluş çalışmalarının vodvil havası içinde cereyanı, üste- lik sicilli muhterislerin mevcudiyeti müstakbel partiye Basının desteğini sağlayamadı. İkinci Komite personel komitesiydi. Personel komitesi mü- racaatları inceliyordu. İsim olarak politik sahada ün kazanmış, şu veya bu şekilde mensup bulundukları siya- si teşekküllerle ihtilâf halinde bulu- nan kişileri bu komisyon tetkik edi- Cahit Talaş İyi bir devletçi yordu. Sonra, bir karar verip, yeni kurulacak' partiye girip giremiyecek- lerini kendilerine (o bildiriyordu. Ko- misyonun önemli bir vazifesi odaha vardı: Partiye girmesinde faydadan çok zararı olacak politikacıları ber- taraf etmek! İşin burasında, şişin ve kebabın yanmaması için bir hayli terleniyordu. Personel Komisyonu bunlarla uğ- raşırken diğer iki komisyon da çalış- malarına aralıksız devam ediyordu. En fazla çalışan Yalçın, Talas ve Gi- ritliden müteşekkil Tüzük ve Prog- ram Komisyonuydu. Üç ilim adamı yeni partinin tüzüğünü ve programı- YURTTA OLUP BİTENLER nı hazırlıyorlardı. Program üzerinde hakikaten titizlikle duruluyor, doğ- rusu istenirse Prof. Cahit Talaşın bu konuda emeği opek fazla geçiyordu. Talaş ekonomik tutumu bakımından iyi bir devletçiydi. Yeni partinin eko- nomik eğiliminin de bu yönde olması- nı arzuluyordu. Aksi takdirde Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanının 3. parti- de yer alması mümkün olmıyacaktı. Aydın Yalçına gelince, iddialı üstad son günlerde cidden koyu bir devletçi kesilmişti! Giritli ise, malumdu. Bu bakımdan, üç ilim adamının kalemin- den doğan programın ileri devletçilik prensiplerine o uygun olacağından kimsenin şüphesi yoktu. Hakikaten de öyle oldu. Programın başında bir giriş kıs- mı bulunuyordu. Bu, yeni parti ku- rucularınca partinin "Amentüsü" di- ye vasıflandırılıyor ve belirtilmeğe ( çalışılıyordu. İhtilâl, rejim dâvasının halli için kâ- fi görülüyordu. Hareket bunun için yapılmıştı ve muvaffak olunmuş na- zarıyla bakılıyordu. Bundan ötürü- Girişten sonra, kurulacak veya kurulması ge- rekli müesseseler üzerinde duruluyor du. Bunlar, ekonomik ve sosyal ha- yatımızın iyiye gitmesi için şart ola- rak ileri sürülüyordu. Böylece yeni parti, güreşe başka bir stilde katıl- mayı kuruyor ve karakucaktan ziya- de greko-romen güreşmeyi tercih e- diyordu. Tüzük ve Program Komisyonunun, daha evvel taslağı (o İstanbulda ha- zırlanmış program ve tüzük üzerinde- ki çalışmaları haftanın ortasındaki çarşamba günü sona erdi. yeni partinin idarecileri, şehirdeki yazıhanesine nakledilmiş o- lan karargâhta toplanıyor ve hazırla- nan, daha doğrusu gözden geçirilen maddeler üzerinde çalışmalar yapı- yorlardı. Çarşamba günü işte bu yüzden, Yapı - Kredi Bankasının Yenişehir şubesinin bulunduğu köşebaşında ard arda aralanmış hususi (ootomobille- ri görenler pek fazla o şaşıtmadılar. Otomobillerden birisi sarı renkteydi ve üzerindeki plâka hâlâ Amerikan plâkasıydı. Sarı Chevrolet son gün- lerde cidden tanınmış bir otomobil haline gelmişti. Aydın oYalçının A- merikadan getirdiği lüks araba, yeni 13