İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Buğday çuvalları üstünde dinlenen köylü Yan gelip keyif çatma bitti dü. İnkılâpla beraber Kurdaş kendi- ni kurtulmuş hissetti. Artık milletine dışarıdan da yararlı olmak için yol- lar aramağa başladı. Fakat onu yurt içinde daha mühim bir vazife bekli- yordu. Bu, hiç beklenmedik anda ge- len Bakanlık omüjdesi oldu. Kurdaş apartopar yurda döndü ve Maliye ba- kanlığı masasının başına geçerek ça- lışmağa koyuldu. Yeni Maliye Bakam Kurdaş, pek akraba canlısı değildir. O kadar ki, yurt dışından geldikten sonra ancak bir veya iki defa kız kardeşini ziya- ret etmek fırsatını bulabilmiştir. Av- rupai yaşamasını çok sever. İngiliz- ceyi çok iyi konuştuğu için bazan dalgınlıkla ve hiç münasip olmayan yerlerde bu lisanı o kullanır. İ ma pek içemez. Hususi hayatında son derece sakindir. Lüksü sever, oku- maya pek meraklıdır. Doğru teşhis Uzun yıllar dışarda kalmış ve ora- nın lisanından başka taraflarını da benimsemiş Maliye Bakanı, bir tâviz karşılığı Bakanlığa getirilmiş olmakla beraber çoğu selefi tarafın- dan tezgâhlanmış vergi tadillerinin Türk ekonomisine Oo verebileceği Zza- 10 rarları gördü. Bunun içindir ki bi- tirdiğimiz hafta içinde bir demeç ya- yınlayarak vergi sisteminin bütü- nüyle ele alınacağını bildirdi. Ama bu, en ziyade zemin ve zaman faktör- leri dolayısıyla çeşitli zümrelerde u- yanan hoşnutsuzluğu gidermeye yet- medi. Meselâ yeni vergilerin, yüksek vergilerin memurlara zamla aynı ana tesadüf ettirilmesi ve devletin bir sı- nıftan alıp ötekine veriyor hissinin yaratılması talihsizlik oldu. Demok- rat kuyruklar tabii bunu memleketin dört köşesinde istismara kalkıştılar. Bir propaganda da, bu vesileyle C.H. P. aleyhinde yürütülmeye başlandı. Zaten M.B.K. nin tasarrufları, hattâ aslında C.H.P. ye müteveccih dahi ol- sa çok zaman C.H.P. nin zimmet ha- neline yazılmaktadır ve bu, eski par- tinin kaderini teşkil etmektedir. Tıp- ki köylü ve esnaf gibi, memur maaş- larına zam bahsinde haksızlığa uğra- dıklarına inanan İktisadi Devlet Te- şekkülleri memurları da haksız gö- rülmeyecek teşebbüslere geçtiler. Bir ara sessiz bir protesto yürüyüşü bi- le düşünüldü. Sonra, hakların başka yoldan sağlanmaya çalışılması daha uygun görüldü. Ama, memur maaş- larına zam âmme sektöründe, arka- dan özel sektörde o çalışan işçilerin seslerini yükseltmelerine yol açarsa şaşmamak lâzımdır. (o Tabii bunlar, sosyal huzursuzlukların otohumları- dır. Atılan adımların içinde hakika- ten iyi sayılması gerekenler her şey açık açık söylenerek, millete durum anlatılarak ve herkes eş fedakârlığa çağırılarak yapılsaydı şüphesiz daha fazla fayda sağlayacaktı. Bugünün meselesi Bitirdiğimiz haftanın sonunda, pek kimse iyi niyetle, bir çıkar yol aramaktaydı. Zira ne iş âlemini, ne çeşitli zümreleri, ne piyasayı, hat- tâ ne de devleti hu zorluklara için- de bırakmakta fayda olmadığı, istik- bal emniyet altına alınacak diye ve aslında fazla doğru (sayılamayacak endişelerle aşırılığa kaçıklığı herkes tarafından anlaşılmış bulunuyordu. İlk akla gelen ve makul karşılanan fikir şu Servet Beyannamelerinin ge- ri bırakılması fikri oldu. oKanımda, formülerlerin Maliye Bakanlığı tara- fından hazırlandıktan sonra Beyan- namelerin verilmesine başlanacağı bildirildiğine göre Bakanlık işi ağır- dan alınca endişe ortadan kalkacak- tır. Bunun yanında Bütçede bâzı de- ğişiklikler M.B.K. üyelerinin de rı- zasıyla yapıldığı takdirde devlet ra- hatlayacaktır. Müşkülün büyük kıs- mının psikolojik olduğu, maalesef hâ- lâ göz önünde tutulmamaktadır. 27 Mayıstan beri bir türlü doğru dürüst işletilemeyen propaganda makinesi- nin mutlaka ve usta eller tarafından işletilmeye Oo başlanmasında zaruret vardır. Bu, en âcil meseledir. Kira iş alemindeki karışıklık oyeni sistemin bilinmesinden çok bilinmemesinin ne- ticesidir. Hele Kurumlar vergisinin makable teşmili mutlaka düzeltilmesi gereken bir yanlışlıktır. Bina ve ara- zi vergileri ,de gözden geçirilebilir. Yatırımlara ayrılacak kazançların vergiden muaf tutulması tabii daha uzun vadeli bir iştir. Bunlar yapılsa da tehlike ortadan kalkmayacak, ihtiyatsızca (açılmış yaralar kanamakta devam edecek- tir. Ama hiç olmazsa tedavi süresi mümkün nisbe tinde kısaltılmış bulu- nacak, gelecek iktidarlar çok ağır bir miras almayacaklardır. AKİS, 30 OCAK 1961