sı" ibaresi eklenerek bölük pörçük yayınlanırdı vw İstanbul mah- reçli bir refaka- haber Menderesin, dindeki zevatla birlikte Ankaraya u- çakla hareket ettiğini bildirir, arkasındaki Ankara mahreçli ha- berde -sanki uçaktan düşen var mı diye merak ediliyormuş gibi- Mende- resin ve refakatindeki zevatın isim- leri teker teker sayılarak başkente muvasalatları bildirilirdi. Geçen hafta bazı günler bültenlerin ilk dört, hattâ beş haberinin Gürselin Hareketleriyle ilgili olması o günle- ri hatırlatmadı değil. Halbuki yaban- cı radyolarda yapıldığı gibi bu pro- tokol hareketlerinin tümü bir tek haberde pek ala verilebilirdi. Ama Gürselin hareket tarzı bu defa balı- gın baştan kokmadığım herkese gös- terdi. İbret, elbette ki alınacak, eski devir adetleri hortlatılmayacaktı. Soruşturmacıları soruşturanlar Gürselin haftanın son gecesi çıktığı toplantı. Milli Birlik Ko- mitesinin bir toplantısıydı. Komite, Bakanlar Kurulu tarafından Yüksek Soruşturma urulu için tesbit o edi- len yüz kadar ismi incelemiş ve Ku- rulu teşkil edecek otuz kişiyi a mağa çalışmıştı. Milli Birlik Komi- tesi, Kurulun teşkilinde son derece titiz davranıyordu. Bu yüzden iş u- açıklana- zadı ve Kurul zamanında madı. Her isim ayrı ayrı ele almı- yor, sakıtlarla herhangi bir münase- beti -müsbet veya menfi- olup olma- dığı me aile durumu ince- leniyor, meslek hayatı tetkike tabi etil enli Kurulun her tesirden azade, samimi ve rahat çalışabilme- si için gerekli bütün incelemeler ya- pılıyordu. Yani, Soruşturma Kurulu evvela Milli Birlik Komitesi tarafın- dan soruşturuluyordu. Tabii iş, ada- makıllı yorucuydu. Her bir aday hak- kında malümat toplamak zaman alıyordu. Geçen hafta içinde oMilli Birlik Komitesi toplantılarının en mühim mevzuu bu oldu. Mamafih bu haftanın başında çalışmalar üye miktarının arttırılması kendisini hissettiriyordu. Zira ortaya o kadar bol miktarda pislik çıkıyor- du ve bu pislik öylesine o bulaşmıştı ki dünyanın bütün süpürgeleri yet- miyeceğe benziyordu. Geçen hafta sadece bir Umum Müdürün başkent te açılan kasası içinde bulunanlar ve sadece bu Umum Müdürün çevirdiği anlaşılan muameleler herkesin par- mağım ağzında bıraktı. Kasalar açılınca Her m olduğu gibi başkentte < ban kasalarını açmak üz AKİS, 30 HAZİRAN 1960 YURTTA OLUP BİTENLER yeminli heyetler teşkil edilmişti ve bunlar şüpheli kimselerin kasalarını açıyorlar, zabıt tutuyorlardı. İşte, Devlet Malzeme Ofisi sabık Umum üdürü Talat Kızılviralıoğlu ile a- lakalı ihbar da bu heyetlerden biri- ne yapıldı. Bildirildiğine göre Umumi Müdürün İş Bankasındaki kasasını. da bayii alaka uyandırıcı malze vardı. İş Bankası müfettişleri Kızıl. Radyoda AKİS Bundan böyle salı akşamları ri, hususiyetleri, dıran eek za- -an yazarları kendi sesleriyle kendi yazıla- rından parçalar okuyacaklar, o havadisleri nasıl derledikle- rini anlatacaklardır. Böylece tarafından o dinlenebile- de.. Bir zamanlar AKİS kelime- sinin o radyolarda (o söylenmesi ihtimali karşısında deliye odö- nen Kalafat, Aker, Şaman gibi Bakanların, Muammer o Bay- kam, ir Kılıç gibi Basm- Yaym mum Dinlemeyi ihmal etmeyiniz. viralıoğlu adına kayıtlı kasayı tlar. Ama doğrusu, böyle bir ser- vetle karşılaşacaklarını zannetme- mişlerdi. Sakıt Umum Müdürün mü- vevazı kasasında her biri çil gili ma amına 640 Reşat İRİ Şili ime ele alınınca tatlı tatlı iie yeşil dolarların sayısı da adamakıllı kabarıktı. Kasa muhte- yası, zabıt tutularak teslim alındı. Kızılviralıoğlu için ir. tahkikat gözleri açtı üdü- rün son derece muktesit öldüğü an- laşılıyordu! Zira maaş olarak aldığı 2500 lirayla bu kadar parayı bir ara- ya getirmek her babayiğitin harcı değildi. Viralıoğlunun, oğlu Uğur a- dına getirttiği bir otomobil ise haini gümrükte yatıyordu. Gök mavisi oto- mobil baştan aşağı (ootomatikti İş Bankası müfettişleri sakıt Umum Müdürün aile sevgisine de hayran oldular. Kızılviralıoğlunun, ailesi ka- dar patronlarına da sevgi beslediği anlaşıldı. Polatkanın hususi geziler için kullandığı otomobilinin benzin paraları (oOMalzeme Ofisinin masraf Devlet Malzeme Ofisinin kasasından ıkmış, ama kristaller Polatkanın evine girmişti. Sakıt Umum Müdü- rün patronlarım her sahada taklitten geri kalmadığı anlaşılıyordu. O da BeyfendI gibi, sevgili oğlunun kolej a tahsisatı mestureden Ö- Tahkikat ilerledikçe daha da eğ- lenceli marifetler ortaya çıktı. Bun- ların arasında müfettişlerin en fazla geldiği kaidesine pek dikkat etme- siydi Şuh kadın sesi, Aynı günlerde Ziraat Bankasında açılan bir başka kasa, o heyet azalarını da bir hayli güldürdü. Ka- sa, sakıt Meclis Başkanı Refik Ko- raltana aitti. Heyet Koraltanın kızı b bayan üzgü Timurtaş bir hayli ve heyecanlıydı. Merdivenleri vaz- geçti ve yanındakilere anahtarla ka- sayı açmanın imkânsız olduğunu söyledi. Alelacele bulunan bir kaynak makinesiyle eritilen kasanın kapağı, ardına kadar açıldığında orada bulu-- nanlar gülmekten kendilerini alama- S kat Meclis Başkanının çapniklam. 9