YURTTA (OLUP BİTENLER diyordu, Gürsel göründüğüne göre, demek toplantı bitmişti. İhtilalin başkanı bir an durarak gülümsedi. Büyük Millet Meclisinin kapısına geldiğinde karşısına ikiyüz vatandaşın çıkacağından habersizdi. Yanında Komiteye mensup iki subay bulunuyordu. Ağır ağır nn doğ- ru yürüdü. Otomobile binecek re Ha- ici öşkünü odasın- alk, birdenbire etrafını . Bekleyenler "Yaşa.. Varol.. Yaşa Ce- Paşa.." diye bağırmağa, Devlet ve A ükdürlet nn tezahürat yapmağa başladılar. Başkanın yü- zündeki tebessüm birden kayboldu. Kasları çatıldı ve kalabalığa sert sert baktı. Bu bakışta biraz da acı- ma hissi seziliyordu. Kendisine alkış tutan topluluğun ortasına daldı. Sağ elini yukarı kaldırarak tezahürata devam edenleri susturdu. Kalabalık Gürselin ne yapacağını Md bek- liyordu. Meclisin Önünü şimdi bir ö- lüm sessizliği Banlı. Gürs el tok bir sesle - Sizleri yaşa, nl demeğe a- lıştırmışlar.. Sizleri el öptürmeğe alış- Mae Milletine bu yakış- Sonra, tekrar tatlı tatlı grülümseyerek : "— Şayet birisini sevdiğinizi bel- li etmek tiyonanız. eder- diye ilâv Gürseli im için kalkan kollar indi. "Varol" diye bağırmak için açılan ii kapandı. lık 'birkaç ne yapacağım şa- şırdı. Bu madı Gürsel biraz daha yürümüş ve eliyle kalabalığı aralıya- rak "Lütfen yol açın! Yi cak iş- lerim var, ide gim** demişti. Açı- lan yoldan otomobiline ilerledi ve e halkı o hafifçe (selamlayarak rabaya bindi. Cadillac Meclisten ay- riliriei topluluğun arka tarafların- da bulunan bir vatandaş daha fazla tahammül edemedi ve bağırmağa b adı — ni kahraman.. Şanlı dev- let." Ne var ki, "tezahürist vatandaş" ın lafı yarıda kaldı. On tarafta bulu- nanlar bağırana hışımla döndüler. Bağıran pabucun pahalı olduğunu sezdi ve süratle oralardan uzaklaş- tL: Bulanık su avcıları Hakikaten geçen hafta başkentte iki adam -iki Paşa- vardı ki teza- hürattan ve ziyaretten baş alamıyor- u. nların birincisi Cemal Gürsel, diğeri İsmet İnönüydü. İnönü seneler. den beri politikanın içinde bulundu- gundan ve böyle davranışlara daha alışkın olduğundan nisbeten sabırlı 8 Cemal Gürsel yemin ediyor Millete verilen söz elma Ama yeni Devlet ve met Başkanı sıkılmağa bağla- si bile.. Evvela, yaradılışı itiba- öl boşanıyor Ne- adım atarsa şakşaklanmak, te- zahürata 0) olmak, hemen hepsi aynı kelimeleri taşıyan binlerle telgraf almak bu sade, babayani ta- varlı mara oğan gibi oluyordu. m bir başka nokta daha vardı. amal hemi r gün, yo dun muhtelif bleelerinden akın ha- linde gelen heyetleri kabul zorunda kalıyordu. Eski iktidarın idareyi bu- gün elinde bulunduranlara a içinden çıkılmaz miras, et Baş kanının bir saniye bile vakit kaybet memesini gerektirmekteydi. Gürsel he- yagın kabulü hikayesinde hem a n kaybediyor, hem de bir ii Mi luyordl. Vatandaşların e etmek istedikleri sevgi (o tezahürleri- nin hiç değilse bir Mi geri bi- rakılması ve dünya kadar masrafa girerek Başkente akan heyetlerin ziyaretine bir son verilmesi (lâzım gelmekteydi. Kaldı ki bu heyet aza- larından bazıları gazetelerin muhabirlerinin yabancısı da değildi. Hele bir kısmını foto KM gayet iyi tanıyorlardı. şahıslar daha ay evvel Ea İktidarın sabık Başbakanını da ziyaret etmiş- ler ve bugünkü gibi cafcaflı lakırdı- lar söyliyerek onunla poz poz resim- ler çektirmişlerdi. Değişen, bu hısların evlerinin baş köşesindeki o toğraflardan ibaretti. Zaten, doğru- su istenilirse bu "ziyadesiyle omute- ber zevat" Ankaraya yeni fotoğraf- lar sağlamak için koşuyor ve tuhaf- tor, hiç yüz bulmaması gerekirken buluyordu. Bunlar Ankara kitlerini La Kl delmi & CİN mal Pl gö- rüyorlar, “Yarın ii altına almak için de İnönüye me Üstelik C.H.P, Genel NN "Müs- ,Halkçılar" ın ve "Zoraki V.C, li- - in günah çıkartma merasimi de rahiplik yapmaya da mecbur bı- takılıyordu. Bir devlet adamı için şart olan "yüz pekliği" ne bütün öm- rü boyunca sahip olamamış İnönü bu bulanık su avcıları yüzünden saatle- rini kendisine zehir ediyordu. Gürsel de, İnönü de bu haftanın başında sağmakan kendilerini m Aman yarabbi, ne de çok eski İkti- dar düşmanı iş adamı, politika me- raklısı, tüccar, aday adayı, hatta eş, dost, akraba varmış! İşte bu yüzdendir ki Orgeneralin geçen haftanın son akşamı önünde kendisini a R yap- tığı çıkış başkentte (o duyulduğunda inanılmaz derecede müsbet karşılan- dı, aklı başımda kimselere rahat bir nefes aldırdı. Hiç olmazsa iki Paşa- dan biri askerlik Adetlerini. henüz kaybetmemişti ve pek bir yüzle dob- ra dobra hissini söylüyordu. Zira as- lına bakılırsa radyoların yeni bülten- lerini hazırlayanlar eski (o bültenleri rl iin aynı olduğundan tad- sız bir neşriyat dinleyiciyi YE M başlamıştı. Eski devirdeki "Mende- resi Pm PO ENE Ki sabık Başbaki adının her satta İk kamlanması faydalı a günden Menderesle alakalı her ha- ber başına "Ankara - Anadolu Ajan- AKİS, 30 HAZİRAN 1960