YURTTA OLUP BİTENLER nı bilenler tomardaki kağıtların için- de neler yazılı olduğunu kolayca tah- min ettiler. Sonra, zarif bir kutu çı- karıldı. Kutuda tahviller varda. Bazı resimlere ve bir kaç parça altına rastlandı. Pembe kurdelalı kâğıt to- Doğrusu Koraltanın bu dere- ce inceliğini kızı bile bilmiyordu. Te- miz kağıtlara yazılı mektupların ü- zerinde durulmadı. Bir kaç tane de çeke rastlandı. Rakamlar küçük şey- lerdi. Belli ki çok evvel kasaya ko- nulmuş ve unutulmuştu. Koraltanın, açılan kasasında bu- lunanlardan ayrı bir de hatıra def- teri ele geçmişti. İlk günlerde Harb Okulu talebeleri tarafından ele geçi- rilen defter, adeta bir bakkal defte- rini andırıyordu. Bazı yerleri kırmı- zı mürekkeple, bazı yerleri mavi mürekkeple döller imuceu. Bazı ke- limelerin altı gelişigüzel oçizilmişti Ama en calibi dikkat olan husus, defterin kırmızı mürekkeple yazılı telefon numaraları kısmıydı. Bunlar- dan birisine telefon edildiğinde (oce- vap veren şuh kadın sesi sakıt Mec- lis Başkanının yaşının çok dünunda hanımlardan o hoşlandığını ortaya koydu Değişen devir Talihinin garip cilvesi, oKoraltanın mbe kurdelalı kağıtlarının kah- kahalarla okunduğu saatlerde D.P. iktidarı tarafından on yıl müddet böy- le bir zatın başkanlığına terkedil- miş B.M.M. de bambaşka bir sahne cereyan ediyordu. O gün Başkanlık Kürsüsünün kâtiplere mahsus yerin- de çok genç bir yüzbaşı elindeki ka- gıttan bazı isimler okuyordu. Genç yüzbaşının her isim okuyuşunda ön sıralarda oturan resmi elbiseli bir su- bay yerinden kalkıyor ve kürsüye ge- lerek kendisini millete adadığını ye- minle ifade ediyordu. Manzara gö- Birlik Komitesi sıralarını seda yapan seslerini dinliyorlardı. Geçici Hükümetin Bakanları sağ tarafta, Bakanlar Kuruluna ayrılan koltuklarda yer almışlardı. Yeni Ba- kanların koltukları bir hayli yadır- gadıkları hissediliyordu. Alışık olma- dıkları belliydi. Meclisin havası ye- i hükümetin Bakanlarını az da olsa ürkütmüştü. Sadece birisi, diğerleri- ne nazaran daha serbest hareket ede- 10 biliyor ve o hareketleriyle obu salona yabancı olmadığını anlatıyordu. Bu, Maliye Bakanı Ekrem Alicandı. Mec- lis Başkanlığı makamının Milli Bi lik Komitesi Başkanı olması hasebiy- le General Gürsel işgal etmekteydi. 5 Hemen hemen bütün İstanbul ga- zetelerinin başyazarları töreni takip ediyorlardı. Basın supları salo- nun ortasına rastlıyan sıralarda o- turmaktaydılar. Buralarda, sakıt ik- tidarın ateşli milletvekilleri oturur- du. Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman, tuhaf bir tesadüf, İ- nönünün Kayseri Beyanatından sonra birden bire fikir değiştiren meşhur Yaylacı Milletvekili (oOOsman Gi cunun sırasına düşmüştü. C.H.P. Ge- nel Başkanı İsmet İnönü Milli ei Komitesinin hemen arkasına düşen sıradaydı. Yanında Genel Sekreter yardımcılarından Orhan Öztrak ile Turgut Göle bulunuyordu. İnönünün son derece neşeli ve sıhhatli olduğu göze çarpmaktaydı. Kahverengi ve son günlerin modası üç düğmeli bir elbise giymiş, gene modanın icabı ce- ketinin üst iki düğmesini iliklemişti. Yemin eden Milli Birlik Komitesi a- zası genç subayları sevgi ve şefkat dolu bakışlarla takip ediyordu. Ye- min töreni bittikten sonra C.H.P. G nel Başkanı davetlilerin çıktığı kapı- ya doğru yürüdü. Kendisini takip e- denlere: © — Bu sefer Meclisten köğulma- dan il yorum, görüyorsunuz" dedi ve neşeli bir kahkaha atarak etrafın- dakileri güldürdü, Milli Birlik yemini gerek Komitesi azalarınız törende bulunanları. gerekse ertesi gün yemini gazeteler- de okuyanları ferahlattı ve geçici i- dareye olan güvenlerini bir kat daha arttırdı. Genç askerler kendilerini millete adıyorlardı. En kısa da memleketi düştüğü çıkmazdan kurtarıp demokratik idareyi teesüf- madan etmişlerdi. Ama mütevazı Bir törenle bunun aleniyete dökülmesi çok iyi oldu. “Lüzumlu evrak” Ancak, bu vesileyle aleniyete bir başka şey daha döküldü ve bir de- fa daha herkesi güldürdü Komitenin çalışması için Meclis binasının hazır- lanması lâzımdı. Binanın hazırlan- ması ve düzenlenmesi müstahdemle- ri yorduğu kadar idarecileri de yordu ve üzdü. Bir kere umumi heyet top- lantı salonunun temizlik işi seneler- dir Mecliste çalışan hademelerin ca- nını çıkardı. Salonun sağ tarafına rastlayan ve 400 küsur D.P. Millet- vekilinin oturduğu sıraların elden geçirilmesi lâzımdı. bu sıraların kolay temizlenmiyeceği, hattâ buraların dezenfekte edilmesi lâzım geldiği ortaya çıktı. Aman e- fendim, o sıraların içinde neler yok- ki. Bir kere en ağır başlı tanınan milletvekillerinin gözlerinde bile bir yaştan sonra sadece iç çekip seyredil- bilecek kadın resimleri bulunuyordu. Devlet Başkanı Gürsel gazetecilerle AKİS, 30 HAZİRAN 1960