Haftanın İçinden Karakter Demokrasinin bin tane faaliyeti vardır. Ama artık anla- şılıyor ki bunların birincisi, insanların karakteri aşan mmel ve doğru ölçüye vuran rejim olmasıdır. Geçirdiğimiz son onbeş yıl bu bakımdan geniş tecrübe- leri cemiyetimize kazandırmıştır. Eğer onbeş yılın so- nunda bu tecrübelerin ışığından istikbalimizi aydınlat- mak için faydalanmazsak, eğer açık imtihan neticeleri- ni hafızalarımızın malül bulunduğu (o şüphesiz isyana terkedersek, eğer acıma veya menfaat, zaaf veya mü- samaha, umursamazlık veya aldanma hislerinin netice- si bir hoşgörürlüğe kendimizi kaptırırsak bütün bir dev- reyi boşa geçirmek oluruz. Çektiğimiz siker, ba- htınıza açılan dertlerde, millet olarak hayatımızdaki ge- rilemede "İnsan faktörü" nün rolünü küçümsememize . Bu onbeş yıl içinde öyle kimselerin öyle hareketlerini görmüşüzdür ki dünyanın hakikatenba- -ımıza yıkıldığını , hissetmiş, hayal sukutunun o tarifsiz . Başka şartlar altında gözlerimize haysiyet, vekar, şeref ab- dest gibi görünenler şartların değişmesiyle beraber kü- çülmüşler, küçülmüşler, küçülmüşlerdir. Demokrasim zin bir altın devrini teşkil eden 1947-1952 arasında ide- alistliğin canlı nümunesi olduğu sanılan öyle insanlar çıkmıştır ki Bayar - Menderes ekibi bir eline para kese- sini, diğer eline sopayı alıp cemiyeti hallaç pamuğu gibi ıymet hükümlerini altüst etme lerin omuzlarında yükselmiş, onların teşkil ettikleri te- Mayıs hareketini belki fazla meşru, elzem, faydalı kılan işte bu, cemiyetin soysuzlaştırılması hadi- sesidir. Rejimlerin aksaklığı kısa veya uzun vadede, az veya çok fedakârlık bahasına düzeltilebilir. Ama cemi- yet bir defa düzenini kaybetti mi, ahlâk ölçülerini, mânevi mefhumlarını değiştirdi rai o zaman âkibet So- domun akibetinden başka şey olamaz Şimdi, altüst edilmiş kıymet hükümlerini yeniden düzenleme devrindeyiz. İnsana garip gelir, ama şurası açık bir hakikattir ki iktidar değişikliğinin seçim yoluy- la değil bir inkılap hareketiyle gerçekleşmiş bulunması memleketin talibinin delilidir. Zira bu suretle fenalıkla- rın cezasız kalmayacağı kaidesi yerine gelmiştir. Hak- sız servetlerin, sahiplerinin yanma bırakılmayacağı da anlaşılmaktadır. Böylece Bayar - Menderes ekibinin ce- miyetimizde meşrutiyet kazandırdıkları, bir ahlaksızlık olmaktan çıkarıp bir açıkgözlük haline getirdikleri pa- ra vurma hevesi uzun vadede pek gıpta edilecek bir he- ves halinden kurtarılmaktadır. Doğrusu istenilirse bir müddet Yassıadada kalma mukabilinde, geri kalan bü- tün ömür boyunca, vurulan milyonlardan faydalanabil- me imkânı çok kimseye cazip gelirdi. Ama âkibet hem Yassıadada kalma, hem bütün haksız servetin mü- saderesi olursa yarın cemiyetimizde (o çıkabilecek yeni Bayarların, yeni Mendereslerin oher mahallede onbeş Imtihanı Metin Toker milyoner namzedi bulabilmeleri belki yacak, ama her halde çok güçleşecektir. Aynı şekilde, siyasi bakımdan bu ekibe ayak uydu- ranlar, hangi sahada faaliyet ki olurlarsa olsun- lar milletin ebedi lanetine maruz kaldıkları takdirdedir ki bir âdi hesap artık hiç İimsenin kafasında fillzlene- meyecektir: Zalime boyun eğmek, talim devrilir dev- rilmez ona sövmede ön plana geçerek iade-i itibar et- imkansızlaşma- le siifli bir zihniyetle malüldüler. Takım takım meslek- daşları, dudaklarında müstehzi bir tebessüm, hakiki fi- kir adamlarının parayla satın alınamayacağını ve hapis- le korkutulamayacağını bu cemiyete ispat için hayat- larının en güzel yıllarını rm çirmeyi göze alırken bir kaç gazeteci bu şüncelerle "suyuna gitme" politikası diyari dilerini devletin değil, devrin büyüklerinin hizmetinde , bir takım yüksek memurlar, ban- teşebbü s sahipleri hep de- vir değiştiğinde kolaylıkla yeni efendiler bulabilecekle- ri ihtimaline dayanarak şerefsiz, kumarlarını oynuyor- lardı. Her sahada kazançh olmak! Kaide buydu ve bu Ümit Bayar - Menderes ekibinin hizmetine on yıl boyunca sayısız zulüm vasıtası, aleti sağladı. İtiraf etmek lazım gelir ki insan, vekarını katlayıp cebine bir kere koydu mu başkalarına zor gelen pek çok şey ona çocuk oyun- cağı görünür. Bir cemiyette Bayar - Menderes ekibi dalma çıkabi- lir. Eğer o cemiyetin kıymet ölçüleri, o cemiyetin ge- çirdiği tecrübeler böyle bir ekibin iş görme imkânını deres ekibine cesaret veriyordu. Tarihimizde ne zaman eden bulmuştur? Talihimizde ne zaman alçaklar dört sürle ebedi lanetle damgalanmıştır? oTarihimizde ne za "her devirde dört ayak üstü düşenler" diye bili- en yeni hâkimlere yaranamamışlar, onlara o hulul edememişlerdir ? Hiç bir zaman, hi man, hiç bir y4 Bu yüzdendir ki senelerden beri, asırlardan be- sizliğe sevketmediginden kaybolan bir tanesinin yeri- ne bin tanesi piyasayı kaplıyor. u belki, son onbeş yıl hariç, rejimimizin demokra- si olmamasının doğurduğu bir aksaklıktır. Nitekim de- mokrasi seneleri karakter imtihanının neticelerini obü- tün çıplaklığıyla ortaya vurmuştur Şimdi, cemiyetlerin iki büyük kuvveti, Basın ve Gençlik bizde elele bu im- tihanda sıfır alanların yakasına yapışmıştır. Herkesi birden idareye kalkışmış olanlar bugün en müşkil ol- masa bile en mahcup duruma düşmüşlerdir. Sokaklarda yükselen yuha sesleri, suratlara şamar gibi takılan ba- kışlar, topluluklarda yakılan gazeteler herkesi aldatma heveslilerinin hiç kimseyi aldatamamış olduklarını gös- teriyor. Bir cemiyette karakteri hakim kılmanın şartı, elbette ki karaktersize ömrü boynaca prim vermemek- ten ibarettir.