YURTTA OLUP BİTENLER Hazır deliller Doğrusu istenilirse, Başbakanın oda- ları ve asaları, kurulacak soruş- turma Kurulu için hazine değeri ta- eye bu men SİYASİ a pa vx — İktidarının hem - tü büyükl inin mari rifetle eri, li. mallerinin delilleri, haklarındaki ih- bar mektupları tasnif edilmiş tarzda ele geçti. Araştırıcılar ei için- deydiler. Demek ki sabık Başbakan bütün yolsuzluklardan haberdardı, bunların vesikalarını elinde tutuyor- du, fakat mesullere hiç bir şey yap- mıyordu. Tabii korkutmaktan baş- ka! Zira anlaşılıyordu ki Menderes bu vesikaları şantaj maksadıyla kul- lanıyor, kendisine karşı gelindiğinde ortaya çıkarmak tehdidini ileri sürü- Emin Kalafat hakkında Menderesin tuttuğu dosyalar hakikaten alaka u- . Bunların içinde Bakanlara bazı kadınlar tarafından yazılmış ve- ya bazı Bakanlarca kadınlara yazıl- eşli etrafını tam bir çete reisi gibi idare etmişti. Sıtkı Yırcalının dosyası için sağ- lanmış bir resmin hikayesi bu hafta başkentte herkesi eğlendirdi. Meş- acaip saçlı eşi bir çok Bakanın kal- bini çalmıştı. Bunların başında Emin -Kalafat geliyordu. Kalafat bu hanım- la Ankaranın paviyonlannda bile sarhoş görünmekten, onunla yanak yanağa oturmaktan çekinmemişti. nımın daha ihtiyatlı bir aşığı ise Sıtkı Yırcalıydı. Bunların cereyan et- tiği sırada Emin Kalafat Gümrük, pi ii ise Ticaret Bakanı bulu- nuyordu. Tayyare kaçakcısının eşi kocasının ti parasını mal olarak Türkiy e getirip satmak yi Bedelsiz halât kararnamı a i rihlerde "İspat Hakkı Hareketi' ge- lişmeye başlamış bulunduğundan bu iki Bakanını kendisine sıkı sıkıya bağlayacak vesika (o peşindeydi. İşte bu esnada, Ankara Valisi bulunan Kemal Aygün o bilinen polis kabili- yetiyle Yırcalının mahut hanımla macerasını ve daha iyisi mektuplaş- tığını keşfetti .Yırcalı kadına bir de imzalı fotoğraf vermek ihtiyatsızlı- ğında bulunmuştu. Bunlar kadının Ankara Palastaki oodasındaydı. Bir gece, Kemal Aygünün arkadaşı bir genç gazeteci mahut hanımın odasına girdi, bunları cebine koyup çıktı. Kı- sa bir müddet sonra vesikaların fa- 12 tokopileri Menderes takdim ediliyor. asılları Ankara Palasdaki odaya iade olunuyordu. Sabık Başbakanının odası arandı- ğında Menderesin bu merakını bütün siyaset adamları için tatbik ettiği ortaya gıktı. Böylece D.P. Grubund pek çok kimsenin niçin kapalı kapı- lar arkasında bülbül kemikliği, fakat açıkta dut yemiş vaziyete düştüğü anlaşılıyordu. Yürüyen Bakan.. Evrakların tetkikine devam edildiği yan bir salon da Balkanlar Kurulunun AE dığı büyük salondu. n bir - nın ortasını kapladığı salonun duvar ları tahtayla örtülüydü. Geride bı m tığımız hafta içinde Bakanlar Suru- Şefik İnan Düşüncesi: Hizmet lu gün aşırı toplandı. Geçici Hükümet bir yandan programını nazırlarken, bir yandan da günlük işleri çıkarıyor- du. Çarşamba sabahı toplanan Bakan- lar Kurulu partilerin Ocak ve Bucak teşkilatının kaldırılması işini ele aldı. Ocak ve Bucak Başkanları saltanata devlet memurlarına el aman dedirt- mişti. O gün toplantıdan ilk olarak Dev- let Bakanı Şefik İnan ile Gümrük Tekel Bakanı Fethi Aşkın çıktı. Ka- pıda göründüklerinde saat 12,25 gösteriyordu. İkinci grubun başında Devlet ve Hükümet Başkam Cemal Gürsel bulunuyordu. Gürselin yanın- da Milli Birlik Komitesi azalarından iki subay vardı. General Gürsel Baş- Kir Epa ii ağır ağır in- di ve merdivenlere y an Limuzine binellEni kendisini, mayan. mukabele etti. General Gürseli koltuğunda kalın dosyalar bulunan Cihat İren takip etti. Üzerinde açık kahverengi bir elbise vardı. Gülümsüyordu İrenin arkasından ufak an e alim bir acelecilik göze ç r da- kika yüzü asıkmış eibi | Bakan belirdi. San akanı Muh tar Uluer acele adımlarla merdiven- leri indi. Elindeki çantayı kendisini bekleyen şoföre uzattı ve eve yürü- yerek gideceğini söyledi. Bakanın ş0- ii Ni inanamadı. Kosko- a Bakan yerek gidecekti ha.. Hem de yünüken on adım gerisinde şahane otomobilin a de arzulamıyacaktı. Aman rabbi, ne günlere kalınmıştı! Ml Mar al ai lığına doğru yürümeği Şo- för Yakın arkasından b ba- kıyor ve hâlâ bunun neden icap etti- ğini anlıyamıyordu. Ortaya çıkanlar İşte bütün bunlar bu haftanın ba- şında, Milli Birlik Komitesinin aza- larına tutulması lazım gelen yolun ye temizleyip en kısa zaman- da seçime gitmek e bir defa daha ispat etti. Gerçi, ewvelden beri kendilerinde partilerüstü hüviyet te- vehhüm edip bu sıfatla ortalık karış- tırmayı meslek edinmiş bir takım "kâzip şöhret"ler gene meydana çık- mışlardı. Bunlar "ilim adamı" sıfatıy- la bir takım komisyonlara da inni bulunduklarından yeni idarenin söz sahipleriyle temas ediyorlar, Gum akıllar vermeye mmm Ger- i zeki kurmay subayların büyük ek- askerlere has alışkanlıkla n mükemmel no- ta derhal yapıştırıyorlardı ama, mu- hataplarının tam hüviyetini bileme- mek b rı bi rs istikamette düşüncelere de sevketmiyor değildi. m M taraftan bu tarafa laf taşıyan- ların ve siyasi partilerden istiskal gördüklerinden şimdi roller oynamaya kalkışanlar yüzündendir. İki haftanın başında Ankara Palas bir bakıma eski Ankara Palası hatırlatı- yor, politika zliyetierine sahne olu- yordu. Koltuklarda partiler kurulup partiler çözülüyor, seçimler yapılıp seçimler bozuluyor, sistemler yeli lip sistemler götürülüyordu. şitten ihtirasın iteklediği bir tim insanlar havayı müsait gördüklerin- den deliklerinden fırlamışlar, en asil gayelerle işbaşına geçmiş kimseleri po en anın ağma düşürmeye çalışı. yorlar Ama, Milli Birlik Komitesinin çok büyük ekseriyeti bu gayretleri mü- tebessim seyrediyor, vasatın hakika- AKİS, 30 HAZİRAN 1960