Yatırımlar “Düşünceli adam" Geçen hafta İK g geniş ve açık n biraz uzun boylu, şişmancs bir ir başı önüne eğik, düşünceli m Bakanlıklar du- rağandaki u binanın merdiven- lerini GYO, Pariste yaptığı "tet- kik" gezisinden henüz birkaç saat önce donmuştu. Yaşadığı zevkli an- lardan sonra şimdi kri b n- duğu sıkıntılı dur doğ ona çok ağır geliyordu. “Kendisinden neler sorulmuyorduki?... Soruşturma Kuruluna hazırlık ol- mak üzere faaliyete geçen oBaşba- kimlik mensupları bütün evrakı ve her türlü malümatı birbir araştırı- yorlar, önemli buldukları dosyalara el koyuyorlardı. * Sütunlu bina "Barajlar Şampiyo- nu" yi maruf Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğüydü. Yıllık resmi bütçesi 650 milyon lira olan ve ilave tahsisatla birlikte I milyar lirayı ulan bu "büyük baş"ın dertlerinin de ei ai vi ea "Kontro alkmma"nm en hara- retli taraftarlarından olan aç alın- lı" Umum Müdür Süleyman Demirel, geçen haftanın başlarında hesap meğe çağırılmasının telaşı içi indeydi. Düşünceli halinin tek sebebi de buy- du. Bayarla Menderesin sağ kolu Erk e Onların bir dedikle- rini iki etmezdi. Kendisi de pir mü- hendisti m oturdu; uğu makamı bil- ginin ve tekniğin emrine değil, poli- tikanın hizmetine vermişti. Beyfen- dinin isteklerini yerine getirmek tek düşüncesi olmuştu. Süleyman Demi- rel bu kadarla kalmamış, devri sabı- kın partizan radyosunda Beyfendi- lere layık bir bende olarak, seçim nut akları kıraat etmişti. Eh, bu ka- dar icraattan sonra, iş hesap verme- ye geliverince, elbette | oynıyacak, memnuniyetten ağzı ku- laklarına varacak değildi. Fiyaskolar resmigeçidi DSİ Umum Müdürlüğü 1954 de Ba- yındırlık (o Bakanlığına bağlı Su İşleri Reisliğinin ilgasıyla birlikte özel bir kanunla, geniş yetkiler veri- lerek kurulmuştu. O tarihte elde iki hidroelektrik santral, bir pompa is- şaatıyla bazı Bunlardan Hazar Santralının başına gelenler bilhassa anlatılmağa değer- di. Aslında zekice hazırlanmış gibi görünen projede Hazar Gölünün su- yundan faydalanılarak hem Elâzığ ovasının sulanması, hem de civarda- 24 ki kasabalarla endüstriye ap Sağlanması düşün nülmüştü. Fakat nı gariptir ki projeyi hazırlayanlar gö. lün suyunu tahlil ettirmeyi unutmuş- lardı, inşaat bir hayli ilerledikten sonra suyun nebatlara zararlı mad- deler ihtiva ettiği anlaşıldı. i > kilometre tutan tüneldeki kazı- Tr büyük V ik nr. gi mili Bu yüzden santralin ve hav hatlarının aşan bittiği halde tünelin açılması bir türlü bitmek bilmiyor- du. İnşası 1 biten santral, iki yıldan fazla bir müddetle suyun tünelden akıtılmasını beklemişti. Bermütad istim arkadan geliyordu. Aksaklık bununla da kalmadı, tü- nelin çürük çıkan kısmı çökme tehli- kesi gösterdiğinden projesine göre sağlanabilecek otakatin enaz yüzde Erzincanda bir pompa istasyonu kurulmuştu, il sularıyla ova su- a maksatla su evvelâ bir- kaç ye > yükseltiliyor, sonra da Gez peni tekrar dü ri ordu. Yani tesis Can Am din Sİ dev- idaim MAkinaNDA benziyordu, mil- yonlarca lira heba edilmişti. Plansızlık, prograrnsızlık ve hat- ta kararsızlık her sahada kendini tarındaki yapılmış işler yüzüstü bıra- kılmıştı. Öte yandan, Seyhan barajı gibi Erzincandaki pompa istasyonu "Can Ahmedin devri âlem makinesi" yirmisinden vazgeçmek icap etti. Bu sebeblerden de projenin ii iyice üştü, yapılan muazzam masraflar yalnız Ge aim için ener- ji beklendiği gibi ucuza mal olmadı, ova ise hiç çalma madı İkinci ve daha ufak bir santral Amasyadaki Durucasu santraliydi. İşi üzerine alan müteahhit, gerçi bir santral yapmıştı, yapmıştı ama. me- sele kati kabule dayanınca, yapılan- ları hiçbir mühendise kabul ettirmek mümkün olmamıştı. Defalarca başka başka kabul heyetleri gidip gelmişti. Hepsinin söylediği de aynıydı: Sant- ralın inşası eldeki şartnamelere uy- muyordu, derme çatma yapılmıştı. taşkın önleme, enerji bir projeye giri- ama "çok sulama, üretme maksatlı" şilmiğ, baraj yapılıp bitmişti, ada henüz sulama .kanalarının li bile yoktu. Tabii, bu yüzden yapılan e m de düş- müştü. Yatırımlar için alınan kredi- lere boş yere bir faiz "ödeniyordu. Ekseriya hatırlı o politikacıların gönlün nü yapmak maksadıyla sadece "plansız", değil hattâ "projesiz" iş- lere girişildiği de oluyordu. Meselâ, ada bir seri barajlara başlan- mıştı. Bunların çoğu yatırılan para- nın faizi kadar bile gelir sağlamaya- cak tesislerdi. Bu arada, yılın sekiz ayında arkasında su toplayamayan AKİS, 30 HAZİRAN 1960