gil, de, çarşıdaki hesabın eve pek uy- madığını acı şekilde görmek mevkiin- de kaldı. Hakikati kendi nefsinde de- neyen talihsiz, bizzat D. P. Meclis Grubunun yeni seçilmiş başkanı Mazlum Kayalar oldu ye bir muay- yen politikanın şampiyonluğunu ya- panların bırakınız memleketi, en ya- kın muhitleri içinde hangi gözle gö- rüldüklerini hiç bir tereddüde mahal kalmayacak tarzda anladı. Bir adam vardı... Zannedilebilir ki Mazlum Kayaların, hafta kendisinden en çok bah- sedilen D.P. linin hikayesi geçen haf- tanın sonunda eşi Melahat Kayaların annesiyle o birlikte İsmet İnönüye çektikleri telgrafla başladı. grafta Melahat Kayalar ve İnönüye bağlılıklarını bildiriyorlar, “ellerinden öperiz" diyorlardı.Hal- buki aslında iyi ve mert bir insanın, namuslu ve dürüst bir hukukçunun, kendini bilen, çocuklarına, misal ol- manın lüzumunu anlamış bir aile re- isinin politika girdabına kapıldığın- dan beri kendisini kaybetmiş olması Mazlum Kayaların hikâyesinin başı- nı teşkil ediyordu. Nitekim politika girdabına kendisini böylesine kaptır- mış adam bu haftanın başında eşi- nin telgrafları mevzuunda kendisiy- le görüşen gazetecilere övünmek için bir tek sebep zikretti: İnönüye "sa- yın" diye hitap etmezmiş! Melahat Kayalar annesiyle o birlikte İnönüye telgraf çektiği günün akabinde eşi- nin "yukarıya" o çağırıldığını, orada kendisine gazete kupürleri gösteril- diğini öğrenmişti. Ailesine hakim olamayan bir insan, nasıl olur da ko- ca D.P. Grubuna hakim olabilirdi? D.P. Grubunun yeni Başkam bu his- lerle sabaha karşı evine gelmiş, eşiy- le dramatik bir görüşme yapmıştı. Bu görüşmeyi takip eden gün radyo- lar, öğle neşriyatlarında Melahat Ka- yaların C.H.P. den istifa ettiğini bildirmiş ve buna sebep Olarak da sebeplerin en gülüncünü, İnönüye çekilen o telgrafın basın tarafından duyulmuş olmasını göstermişti. Rad- yoya, göre memleketin bugünkü du- rumunda bir açık telgrafla İnönüye hislerini ifade etmekten çekinmeyen Bayan Kayalar, bu telgrafının Ulus tarafından da değil, İstanbul basım tarafından Öğrenilmiş olmasından pek alınmıştı! Pazar günü, radyola- rın bu son derece inanılır haberi ver- melerini takiben Milliyetin Ankara- daki becerikli . muhabiri tarafından fikri sorulan Mazlum Kayalar eşinin kendi zoruyla C.H.P. den istifa etti- ği yolundaki rivayeti "ahlâksızlık" olarak vasıflandırmış, eğer böyle ol- saydı istifa telgrafını da kendisinin AKİS, 27 NİSAN 1960 Av. Mazlum Kayalar Ah nerede o günler! kaleme alacağını bildirmiş, halbuki telgrafta İnönüye "sayın" dendiğini, kendisinin ise İnönüye asla "sayın" demeyeceğini delil olarak göstermiş- ti. Bunu marifet sayan, bunu iftihar -veya göze girme- e addeden, bununla övünen bir adam Aslına bakılırsa kozlu Kayala- rın sinirleri yeni bozulmamıştı. Bun- dan bir hafta kadar önce AKİSin yazı işleri müdürü kendisine telefon edip te mecmuanın "Kapak Adamı" seçildiğini bildirdiğinde ve bir görüş- me talep -ettiğinden son derece asabi tarzda "Ne isterseniz yazın.. Haya- tımı nasıl olsa ezecek, büzecek, tah- riş edeceksiniz. Benim size verecek malümatım yok.. Hele sizinle kaybe- decek vaktim! Hiç.. diye haykırmıştı. partisinin yüksek başlarının havası- na pek Uygun şekilde artık yeminli bir basın düşmanı, muhalefet düş- manı, İnönü düşmanıydı. Hattâ ba- zen öylesine kendini kaybediyordu ki muhaliflere sille tokat hücum edi- yor, sonra yaptığı hareketten evvelâ bizzat mahcup olarak kendi kendisi- ni yiyor, yiyor, yiyordu. Bir hayat hikâyesi Demokrasi rejimimizin Oo tarihine meşhur 1960 baharında D.P. Mec- lis Grubuna başkanlık ettiği ve bir takım takrirlerin altına imza bastı- ğı için geçecek olan Bursa milletve- kili Mazlum Kayalar şimdi Yunanis- tana ait Kayalar kasabasında 1910 yılında dünyaya gelmiştir. Bu temiz giyinen, saçları arkaya doğru taran- mış tıknaz, orta boylu ve Menderes OLUP BİTENLER hayranı eski avukat soyadını doğdu- gu ve çocukluğunun ilk yıllarını ge- çirdiği oOkasabadan almıştır. Küçük Mazlumun çocukluk yılları şerefli bir insan olan babası Cemal beyin siyasi mücadelesine şahit olmakla YURTTA yatında bu mubadele mali bir sıkış? ti tevlit etmedi. Gene hali vakti ye- rinde bir aile halinde Bursada yaşa- maya devam ettiler. Mazlum, çok küçük yaşta babası- nı kaybetti. Annesi ve kardeşleriyle birlikte (oyapayalnız kalan Kayalar okuması, adam olması o gerektiğine iman etmişti. İlk tahsilini Hocazade ilk okulunda yaptı. Sonra Bursa Li- sesinin orta kısmına devam etti. 1931 yılında da aynı liseden mezun oldu. Vasat bir talebeydi. Arkadaşlarına daha o zamandan hükmetmesini bi- liyor, onları kendi düşünceleri etra- fında topluyordu. Bir hayli hırsın ol- duğundan arkadaşlarının o sevgisinin yanında kinlerini de kazanıyordu. Kayalar liseyi bitirince ( İstanbul Hukuk Fakültesine girdi. İçindeki yükselme ihtirasını ancak o serbest meslek sahibi olmakla giderebilecek; ti. Bu yüzdendir ki Kayaların fakül- te hayatı amansız bir çalışma içinde geçti. 1934 yılında Fakülteyi çok iyi dereceyle bitirdi. Kayaların ilk memuriyeti Bursa Hakim muavinliğidir. Bu vazifeyi Çanakkale savcılığı (o takip etmiştir. Devlet memuriyetinin bu küçük çap- taki vazifeleri Kayaların ihtirasını tatmin etmemiş olmalı ki bir hamle yapmak lüzumunu hissetmiş ve 1938 yılında Maliye Bakanlığı hazine avu- katlığına atlayıvermiştir. Mazlum Kayaların bu bir hayli avantajlı memuriyeti 1947 yılına ka- dar devam etti. Ne var ki Kayalar bu sırada iki mesut hadiseyle hayatına yeni bir istikamet verdi. Evvelâ son derece aklı başında ve kültürlü bir kızla, Melahat Derin ile bir baloda tanıştı. Dil-Tarihin İngiliz Filolojisi mezunu bu zarif hanımla hayatını birleştirdi. İzdivacının meyvası ola- rak iki oğula sahip oldu. İkinci mesut hadise Kayaların o zamanlar yeni kurulan D.P. ye intisap etmesidir! Ancak, Kayaların asıl, siyasi karile- ri muhakkak ki, Beyfendiyle tanış- tıktan sonra başlamıştır. Kayalar kasabasının mazlum ço- cuğunu 1947 den sonra memuriyet sıkmaya başlamıştı. Yükselmek, dâ- ima yükselmek azmindeydi. Frenle- yemediği ihtirası onu rahat işinden istifaya zorladı. Serbest avukatlık yılları Mazlum Kayalar için maddi bakımdan en verimli yıllar olmuştur. 9