KİTA Fikir bahçesi (Celâl (o Yardımcının radyo ko- nuşmaları, Birinci o kitap, 1960, 92 sayfa 500 kuruş) 5680 sayılı Basın Kanununun ceza. hükümlerini havi altına bölümü- nün 20 numaralı maddesinin birinci fıkrası şu hükmü vaz etmiştir : "Dör- düncü maddenin (birinci ve ikinci fık- ralarında ' yazılı hususları gösterme- yen tabi 25 liradan 100 liraya kadar hafif para cezasıyla cezalandırılır." Basın kanununun 20 maddesinin atıf yaptığı dördüncü maddenin bi- rinci ve ikinci fıkralarında ise şu hü- kümler yer alır: "Her basılmış eser- de o eserin neşir yeri ve yılı ve ta- biin' varsa naşirin adları ve iş yer- leri gösterilir. İlan, tarife, sirküler ve emsali hakkında bu hüküm, tatbik olunmaz." Şimdi, Basın Kanununun nu sa- P LAR sayılı kanunun 30. maddesi gereğin- ce de basanı ve bastıranı, basın ka- nununa muhalefet ettikleri için ceza- landırılmaları talebiyle mahkeme hu- zuruna çıkaracaktır. Son derece sa- rih kanun maddeleri karşısında -keş- ke Basın Kanununun diğer madde- leri de bu kadar sarih olsaydı- bu işin herhangi bir vatandaş tarafın- dan dahi görülmemesine imkân yok- tur. Fikir Bahçesi, ti Ağrı Milletvekili V. Kabinesinin Adalet Demokrat Par- ve Menderes Bakanı Celal " Yardımcı tarafından kaleme alınmış- tır. Yâni, Basın Kanununun 20. mad- desi gereğince savcı huzuruna çıka- rılacak olan zat bizzat günümüzün Adalet Bakamdır. Bu biraz garip bir tecellidir ama ne yazık ki bir vakıa- dır. Devlet Radyosu olan Ankara Radyosunda, her onbeş günde bir ge- celeri saat 21 de, daha önceden de- rih hükümlerinden sonra karton ku- falarca anons edilen bir konuşma ya- şe bir kapak içinde son derece zevk- li bir şekilde basılmış olan "Fikir Bahçesi" adlı kitabın kapağındaki ve iç sayfalarındaki yazıları gözden ge- çirmek iyi olacaktır. Kitabın adı "Fi- kir Bahçesi" dir. Bu yazının tam al- tında dikdörtgen biçiminde gri bir zemin üzerine ustalıkla çizilmiş biti kavuniçi, üçü pembe dört olgun gül resmi vardır. Güllerin içinde yer al- dığı dikdörtgenin üst kenarındaki Fi- kir Bahçesi yazısına nazire olarak diğer üç kenarına şu sözler yazılmış- tır: "İnsan ne büyük şaheser. İstik- bali germek güç, bugünü görmek ko- lay. Hayatın sırrını halletmeğe uğ- raşırken hayat bitiyor. Bilgi ebedi- dir.Cesur bir insan, imanı çok olan- dır. Bütün faziletlerin başı çalışkan- lıktır." Gül resimlerinin altına gelen yerde ise. "Birinci kitap, 1960" yazı- ları okunmaktadır. Demek ki Bahçesi 1960 yılında Ankarada ba- sılmıştır. Kitabın arka kapağındaki tek cümlecikte de fiatının beş lira ol- duğu kaydedilmektedir.Bunlann dı- şında kitabın hangi matbaada basıl- dığına dair tek kelime bulmak müm- kün değildir. Kitap, kitapçı dükkân- larında satışa çıkarıldığına göre, ba- sın kanunu maddelerindeki "neşir" tâbirine kelimenin tam mânasiyle uy- muştur. Peki neşir vuku bulmuş da, basılı eserlerle ilgili basın kanunu- nun madde-i mahsusası neden tatbik edilmemiştir? Bu kitabın basım ye- ri ve basanının adı neden kaydedil- memiştir? Demek ki, vazifesini hak- kıyla yapan bir savcı, hu kitabın bas- tıranını huzuruna çağırıp kitabını nerede bastırdığım sorabilecek, 5680 AKİS, 27 NİSAN 1960 Fikir programındaki sohbet pılır. Saat 21 den 21.15 e kadar de- vam eden bu konuşmanın adı "Fikir Bahçesi" dir. Konuşmanın yapılaca- gı gün, Saat 21 e gelinceye kadar bu konuşmanın adı defalarca anons edi- lir de, konuşmayı hazırlayan ve ya- panın adı söylenmez. Saat tam 21 de de Devlet Radyosu olan Ankara Radyosundan, "değerli dinliyenlerim" diyen bir ses duyulur. Bu bir erkek sesidir. Yanık, davudi, insanı hemen saran bir ses. Bu ses onbeş dakika müddetle bir sohbet konuşması ya- pan Hayattan, aşktan, edebiyattan, sanattan, hukuktan, felsefeden bah- seder. Samimiyetle söylemek lâzım- dır ki, Fikir Bahçesi Devlet Radyo- sunun dinlenmeye tamammül edile- bilir bir programıdır. Fikir Bahçesi programını anons eden spikerler soh- beti yapanın adını söylemezler ama bu adı herkes bilir. Fikir Bahçesi konuşmasını Adalet Bakanı Celâl Yardımcı hazır- lar ve yapar. Fikir Bahçesi programının o ge- niş bir dinleyici kitlesi vardır. Teş- vikkâr olan bu dinleyici kitlesinin de Israrı ile Celâl (oYardımcı, radyoda yaptığı konuşmaları bir kitap halin- de toplamağa karar vermiş. Tabii İş, buz üzerine yâzı yazmak kabilinden olan radyo konuşmalarını yazılı ve yârına kalacak bir eser haline getir- meye gelince deadınıaçıklamakta bir mahzur görmemiş. I Mayıs 1959 danberi Ankara Radyosunda yaptığı konuşmalardan 12 sini toplamış ve Fikir Bahçesi adı altında yayınlamış. Kitabının birinci cildinde -ki devamı- nın çıkacağı kitabının kapağına "bi- rinci kitap" kaydının konmasından anlaşılıyor. yazdığı önsözde Celâl Yardımcı büyük bir mahviyetkarlık mı da peşinen kabul ettiğim için bun- Ilları yüzüme vurmayın olmaz mı ?" diyor. Bu Önsöz radyodaki konuş maların başlangıç cümlesi olan "de- gerli dinleyenlerim ibaresinin yeri- "değerli, okuyucularım" ibaresi ile başlıyor. Kusurlarının niçin yüzü- ne vurulmaması gerektiğini de Celâl Yardımcı bu önsözde şu cümlelerle anlatıyor: 'Hepiniz bilirsiniz; heves, hele hizmet hevesi çabuk kırılabilen fağfur bir kâsedir. Onu kıymetli el- lerinizle korumayı esirgemeyin biz- dan". Yardımcının hizmet hevesini bir fağfur kaseye benzetmesi ve çabuk kırılacağını söylemesi sâdece bir süs- lü cümle olsa gerek.,Zira on yıldır, politikacı olarak onun bu hevesini kırmaya muvaffak olan bir türlü çıkmadı., Her eme sonra ileri doğru yaptığı oOhamleler de bu hevesinin geçmesi mümkün olmayan bir hastalık halini yor. Onun için. şayet Fikir Bahçesin- de tenkit edilecek bir husus olsaydı, bunu söylemekte olsa olsa fayda mü- lahaza,etmek, lâzımdı. Aksine Fikir Bahçesi. Celâl Yardımcının belki de hayatındaki en mükemmel eseridir. Öylesine noksansız, öylesine takdire şayandır. Fikir,Bahçesindeki konuş- malar bugün de, yarın her sınıftan okuyucunun Oo zevkle okuyacakla- rı mevzuları İhtiva etmektedir. Celâl Yardımcının Fikir Bahçesi adlı ese- rinde akıcı canlı bir dili, sürükleyici bir üslübu vardır. Daldan dala konan bir kuş gibi mevzudan mevzua bü- yük bir ustalıkla geçmektedir. Ki- taptaki oniki konuşmadan ilkinde Yardımcı öğretmenlerden söz etmek- tedir. Onları yücelten bir dille, an- latmaktadır. Tagordan, Hafızdan, Nizamiden, Havyamdan, Sadiden, Burnodan, Sokrattan, Zoladan alın- mış cümlelerle süslenmiş olan bu ko- nuşmayı aynı minval üzere dostluk- tan, aşktan, arkadaşlıktan bahseden bir başka konuşma takip etmektedir. Sark mütefekkiri Halil oCibrenin cümlelerinin büyük bir yer tuttuğu bu konuşmadan sonra yanık tablo isimli ormanlardan ve bozkırlardan bahseden bir başka konuşma vardır. Sonra Yardımcı sırasiyle dağdaki sis- ten, verenlerden ve erenlerden. Yah- ya, Kemalden, Sokratın müdafaasın- dan, Fuzuliden, Dağlardan, körler- den, Ahmet Haşimden, adli hatalar- dan.bahsetmektedir. Kısaca söylemek gerekirse, Ce- lâl Yardımcı, Fikir Bahçesi adlı ki- tabı ile geniş bir okuyucu kitlesine hoşça vakit (geçirebileceği ve hattâ bu arada birşeyler de öğrenebileceği bir eser vermiştir. 27