YURITA OLUP BİTENLER Genel Pile main resmen emir aldık, ihbarı bu yerine getir- mek için yaptım" p İstanbuldaki hadise ise Zeytinbur- nunda cereyan etti ve Corumdaki İh- barla şayanı dikkat bir O benzerlik gösterdi. Salı akşamı Zeytinbumu ilçe başkanı Vecdi Yarman ilçe ida- re kurulunu mutad şekilde toplamış- tı. O akşam ocakların idare heyetle- ri de toplantı halindeydi. Vecdi Yar- man ilçedeki toplantıdan sonra Ye- nidoğan semtindeki Kâzım Karabe- tör Ocağına gitti. Yanında İlçe İda- re Kurulundan Avukat Kemal De- miroğlu, Dr. Mehmet Üngören, fab- rikatör Nevzat Ergör vardı. Ocak lokalinde partili bir kaç kişi ile bir- likte oturarak durumu konuşmaya başladılar. Zeytinburnu D.P. teşki- lâtı bir gün önce toplanarak bütün CHP. binalarını üçer kişiden mü- teşekkil ekiplerle kontrol ettirmeyi kararlaştırmıştı. Salı gecesi İlçe İda- re Ki sayılı Demokratlarından Veli Duman ve Hasan Polat emniyet amirliğine İhbarda bulundular. İlçe Başkanı ve arkadaşları Kâzım Karabekir oca- ğında idiler ki Emniyet âmiri yanın- da polisler olduğu halde geldi. "Hepi- niz karakola! Siz burada siyasi faa- liyet yapıyorsunuz" diyen Emniyet amiri İlçe Başkanım ve diğer parti- lileri karakola götürmeye zorladı. İtirazın faydasız olduğunu gören partililer hemen yakındaki oYenido- gan karakoluna gittiler. Burada saat 22 den itibaren zabıtlar tutulmaya başlandı. Karakol komiseri telâş için- de zabıtları hazırlıyor, fakat ifade almaya yanaşmıyordu. Zabıtlar ha- zırlanırken olan partililer kendisine yardım dahi ettiler. Gece yarısından sonra saat İkiye doğru karakol komiseri ifadelerin Emniye Birinci Şubede alınmasının doğru olacağını ileri sürdü. Birinci Şubenin gönderdiği hazır kuvvetlere mahsüs kamyona hem Kâzım Karabekir O- cağından alman Üçe Başkanı Vecdi Yarman ile İlçe İdare kurulu Üyeleri ve hem de İlçe Merkezinden başka bir ekibin getirdiği ceman 22 partili bindirildi. 22 partili doğruca, artık CHP. lilerin uğrağı haline gelen Bi- rinci Şubeye götürüldüler. Burada partililer, muhtelif odalarda otur- tuldular. Emniyet Birinci Şube Me- murları çok iyi muamele ediyorlardı. Cay, kahve ısmarlandı ve sabaha ka- dar neticenin ne olacağı beklendi Sabah saat 9 da Birinci Şube Müdü- rü Muzaffer Yılmaz ve muavinleri geldiler. Gece misafir edilen 22 kişi- nin, balm tetkik eden Muzaffer Yılmaz ve muavinleri bunun kara- kolda “halledilmesi gereken bir mese- 20 le olduğunu ileri sürdüler. Bunun üzerine 22 partili Emniyet Müdürlü- günün hazır kuvvet,.ekibine mahsus kamyonu ile ikinci bir yolculuk ya- parak tekrar Yenidoğan Karakoluna geldiler. Burada hepsinin yanma bir polis verilerek nüfus suretleri ve ika- metgâh tezkereleri çıkarıldı, kara- kolda komiser tarafından ifadeleri . İfade alma işi çok uzuyordu. Bu sebeble partililer ikiye ayrılmayı teklif ettiler ve ifadesi alınan bir grubun gitmesini, arkasından işleri tamamlanınca diğerlerinin gönderil- mesini istediler. Teklif kabul edildi- ğinden önce 11 kişilik bir grup Zey- tinburnu (Oo Cumhuriyet (Savcılığına sevkedildi. Cumhuriyet Savcısı za- bıtları okuyup ifadeleri aldıktan son- Bir S.B. E.li polislerle Pençepenç mücadele ra saat tam 15 de sanıkları Ceza Ka- nununun 526/1 inci maddesi -evami- re muhalefet- delaletiyle Sulh Ceza Mahkemesine şevketti. Hakim Mus- tafa İlter idi. 11 C.H.P. liyi 8 avukat müdafaa ettiler, Önce gene ifadeler alındı. Burada avukat Vecdi Yarman kararın resmi gazetede yayınlanma- dığını, binaenaleyh yürürlüğe girme- miş sayılacağını ileri sürdü. Üstelik toplantı yapmadıklarım, kararı teş- kilâta bildirdiklerini de ilâve etti. Te- ker teker 11 kişinin ifadesi alındık- tan sonra hakim şahit olan ve ihbarı yapan üç D.P. liyi çağırttı. Fakat gelmemişlerdi. Bunun üzerine hakim sanıkları serbest bırakarak duruş- mayı 30 Ağustosa tehir etti. Bu du- ruşma yapıldığı sırada diğer 11 kişi da gelmişlerdi. e Avukat Vecdi Yar- man bu duruşmada, cübbesini giye- rek avukat sıfatıyla hazır bulundu. Duruşma çok kısa sürdü ve iddiana- maya itiraz edildiği için hakim tara- fından sanıklar serbest bırakıldılar. Duruşma başka bir güne tehir edil- di. Kurtulamayan kita Fakat bütün hadiselerin en eğlen- celisi İstanbuldaki CHP. il mer- kezinde cereyan etti. Haftanın son- larındaki bir gün saat 16 ya doğru üç pikaba binmiş sivil polisler Aya- sofa camiinin önünden geçerek Sul- tanahmet camiine doğru saptılar. Sultanahmet camiini biraz geçmiş- lerdi ki ilk araba durdu, arkadakiler de onu takip ettiler. Birinci arabadan Emniyet Birinci Şube zaffer Yılmaz çıktı. Şöyle bir etrafı- na bakındı, sonra başından fötr şap- kasını çıkardı. Muzaffer Yılmaz ba- şından fötr şapkayı çıkarır çıkarmaz birinci, ikinci ve üçüncü arabalardan sivil polisler dışarı fırladılar, Muzaf- fer Yılmazın etrafında toplandılar. Yılmaz sivil polisleri üçer üçer ayır- di. İlk iç kişi caddenin tam köşesin- de bulunan C.H.P. İl Merkezine yö- neldi. Diğerleri de üçer kişilik grup- lar halinde C.H.P. İl Merkezinin et- rafına dağıldılar. C.H.P. İl Merkezi- ne yönelen üç kişi C.H.P. İl Merkezi- nin kapısından içeri girerek karşıla- rına çıkan kapıcıya Şemsettin Gü- naltayı sordular. O sırada Şemsettin Günaltay İl Merkezinde değildi. İl İdare Kurulu Üyesi Abdurrahman Konuk sivil polislerin geldiğini du- yunca hemen aşağıya indi ve polis- leri birinci katın sol tarafında bulu- nan toplantı odasına aldı. Polisler Abdurrahman Konuka "Muhalefette İnönü" adlı bir kitabın burada satıl- dığını ve kendilerinin onu tesbit et- mek üzere geldiklerini söylediler. “Muhalefette İnönü" adlı kitap C.H P. liler tarafından çok tanınan bir Üniversiteli genç kız, Sabahat Erde- mir tarafından neşredilmişt.i Türlü cefaya katlanan bir idealist olan Sa- bahat Erdemir sağdan soldan temin ettiği borç para ile İsmet İnönünün 1950 de muhalefete düştüğünden bu yana yaptığı konuşmaları, verdiği demeçleri derleyerek bir kitap hali- ne getirmişti. Sabahat Erdemir be- lirli bir yazıhanesi, deposu olmadığı İçin kitabı CH.P. il merkezinin bir köşesinde muhafaza ediyor ve lâzım oldukça buradan alarak satıyordu. İşte polisler bu kitabı Abdurrahman Konuka sorunca İl İdare Kurulu ü- yesi böyle bir kitabın neşredildiğini duyduğunu, fakat İl Merkezinde mevcut olup olmadığım bilmediğini söyledi. Bu sırada Abdurrahman Ko- nuk kapıya arkası dönük vaziyette duruyordu ve "Muhalafette İnönü" AKİS, 27 NSAN 1960