YURTTA OLUP BiTENLER muş tahta tribünlerle kürsünün et- rafına toplanan ve bir oöncekinden biraz daha kalabalık bir aileyi andı- ran topluluk fabrika müdürünün türkçeye tercüme edilen nutkunu dinledikten sonra Başbakanı (o dinle- meğe hazırlandı. Hazırlanmakta iyi etmişlerdi. Zira hazırlıksız olunsaydı 15 dakikayı aşan nutuktan bir şey anlamaları oldukça güç olacaktı. Beyfendi, o konuşmasına, iktisadi kalkınmamızda yatırımların önemiy- le başladı. Ağır ağır bunları saydı Ö Muhalefetin nasıl her temel atılışta buru seçim temeli ola- rak adlandırdığını, halbuki simdi yükselen âbidelerin hu lafları o nasıl tekzip ettiğini anlattı. Bu Muhalefet- ta 1950 den bu yana aynı şekilde ha- reket etmekteydi. D.P. iktidarına atmadıkları çelme kalmamıştı. Bü- tün memlekette yaratılan seçim ha- vası çalışma imkânlarını ortadan kaldırıyordu. Başbakan, bu arada Ba- t Almanyanın Türkiyeye verdiği 50 milyon dolarlık krediden de bahsetti. Bunulada pek çok işler yapılacağını anlattı. Açıldıkça konuşuyordu. Ko- nuştukça da açıldı. Bu arada cesur bir Demokrat Başbakanın elinden mikrofonu al- mak gibi bir teşebbüste bulundu.. Üs- telik aldı da.. Genç Demokrat Bey- fendiye. söylemek istediklerini herke- sin duymasını istiyordu. Talebi İz- mitli hemşehrilerinin arzusuydu. İz- mit limanının, ne zaman -yapılacağını soruyordu. Başbakan en ufak tered- düd göstermeden limana ait prog- ramların ellerinde olduğu, bunların plân ve program dikkat ediniz plân ve program işi olduğunu, ha deyin- ce liman oyapılamıyacağını, işlerin düzenlenmesi lâzım geldiğini, ellerin- de bulundurdukları plâna dikkat edi- niz plâna- göre hareket edileceğini izah etti. Vaâd Kocaelilileri pek memnun et- ti sayılamaz. O nenleri düşündükleri, bu yüzden al- kışlamağı unuttukları farkedildi. lah tan kürsünün yanında bulunan birkaç kişi diğer Kocaelili vatandaş- lar gibi gafil değildi. Vazifelerini -bir kaç kişide olsa- muntazaman yerine z fabrikasındaki tören Beyfen- diyi oldukça memnun etmişti. İz- mitte temeli atılacak başka yer kal- madığından kafile İstanbula döne- cekti. Ancak D. P. nin hareketli mil- letvekillerinden Sadettin Yalim Baş- bakana şehrin içinde bir dolaşmasını ve kendisini bekliyenleri hiç değilse selâmlamasını o tavsiye etti. Mende- res bir hayli yorgun düşmüştü. Üste- lik tehirde konuşma taraftan da de- 24 ğildi. Ama ısrarlara dayanamadı ve şöyle bir gezinti yapmayı kabul et- ti. Bunun için hazırlanan açık bir oto- mobile bindirildi. Fabrikanın kapı- sından çıkarken etrafını saran işçi ve fabrika müstahdemini candan se- lâmladı. Bu gibi törenlerde kargaşa- lığın bir. faydası oluyordu: Az. kala- balıklar. muazzam kalabalık hissi uyandırıyordu! Hem Beyfendide, hem yabancı misafirlerinde, hem seyirci- lerde... Açık. otomobil ağır ağır. şeh- rin yolunu tuttu. Yollarda Başbaka- nı rafineri tesislerinin açılış törenin- den yaya dönenler karşıladılar. Şeh- re ayaklarım sürüyerek dönmeğe çalışan halk o kollarında kalan son güçle Beyfendiyi selâmladı. El salla- yanların azlığı Demokratları keyif- lendirecek kadar vardı. Demek ki yayan dönenlerin pek çoğu hakikaten pencereden atlayarak (o çıkılıyordu. Belediye o binasının içi D. P. lilerle doluydu. Pencerenin önü kapanmıştı. Yalım bir o buldozer gibi kalabalığı yardı ve Beyfendiye yol açtı. Başba- kan kollarına girenlerin yardımıyla eski bir sporcu olduğunu belli etti ve «pencereden diye atlayıverdi. Bu sıçrama Beyfen- dinin pek hoşuna gitmişti. İki kolu- nu kaldırarak toplanan kalabalığı selâmladı. Evlerin balkonuna ve pen- cerelere çıkan İzmitliler merakla Başbakanın ne söyleyeceğini bekle- mekteydiler. Bu şırada Saadettin Ya- lımın büyük bir telâşa düştüğü gö- rüldü. Yalım, mütemadiyen Beyfen- diyi sol tarafa döndürmeğe gayret- sarfediyor, sağa bakmamasını temi- ne çalışıyordu. Allah, Allah bu Ya- lıma birdenbire ne olmuştu? Neden Menderesi kızdıran döviz Hakimiyet o kayıtsız CH. P. liydi! Yalım ve diğer Kocaeli millet- vekilleri Başbakandan," toplanan hal- ka Belediye binasından birkaç keli- me, söylemesini rica ettiler. Güçlükle kabul ettirilen bu istek üzerine açık otomobil Belediye ve D. P. İl bina- sının önünde durdu. Toplanan kala- balık doğrusu istenirse Beyfendiyi memnun edecek gibi değildi. Güneş batmak üzereydi. Milletvekilleri Men- deresi alelacele balkona çıkarmak için birbiriyle yarışa girdiler. Ama Beyfendiye yardım şampiyonu bir zamanlar D.P. den ihrac edilen Sa- adettin Yalımdı. Yalım Menderesin adetâ "Kocaeli mütehassısı" olmuştu. tu. Diğer milletvekillerinin haset do- lu bakışları arasında Menderes ve Yalım merdivenleri tırmandılar. Baş- bakanın konuşacağı balkona bir. şartsız o milletindir". bu kadar telâşlanıyordu ? Acaba Baş- bakana hoşuna gitmiyecek bir şey- ler mi olacaktı? Yalım altıncı his- siyle bunu evvelden sezmiş de, Baş- bakanın üzülmesini önlemek için hâ- rekete mi geçmişti? Yoksa, yoksa C.H. P. lilerin bir tertibi ile mi kar- şı karşıyaydılar? Öyle ya şu topla- nan kalabalığın İçinden binlerce C. .P. li, rozetleriyle ortaya çıkabi- lirdi. Zaten bir gece evvelinden bu korkuyla uykular kaçmış hattâ C. H.P.ilidare kuruluna böyle bir göv- de gösterisi yapmamaları rica bile edilmişti. Şu kadar ki ilk anda akla gelen bütün ihtimallerden hiç biri ortada mevcut değildi. Sadece yan tarafta- ki balkonda C.H. P. il İdare kuru- lundan birkaç kişiyle bazı Halk Par- tililer Başbakanı sükünetle seyredi- ÂKİS. 27 NİSAN 1960